Kısa Kısa yazıyorum çünkü yazdığım bir kitap daha var. Neyse. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
Babam konuşmak için ağzını açtığında izin vermeyip söylenmeye başladım.
"Biliyorum baba. Daha uslu olmam lazım. Tamam anladım. Nasihatlerin için teşekkürler. Çok konuşuyorsun. Tamam sus. Ben odama gidiyorum. Evet bu gün de okuldan atılmadım. Aferin bana. Kızın çok uslu bir öğrenci çook!"
"Buğlem buraya ge..."
"İyi geceler!" Diye bağırıp yatağıma atladım. Bütün gün otoparktaki arabaları yıkadığım için yorulmuştum. Pestilim çıktı vallahi.
O Berkcan var ya o Berkcan! Az kurnaz çocuk değil ha. Bir planlar kuruyor kafasında belliki. Hem beni müdüre götürüyor, hem de okulda kalmamı sağlıyor... Mmm garip.
Uyku beni çağırıyor. Ama saat daha çok erken. O yüzden uyumak yok.
-Uyudu-
****
"Buğleeeem? Abisinin prensesiii? Çok sevgili kardeşim!"
"Benimde param yok abi." Diyerek masaya oturdum. Yalakalık yaptığına göre ya para isteyecekti ya da.... para isteyecekti.
"Teallam ya. Fakir."
Omuz silkerek ekmeğimi sucuklu yumurtaya bandırdım. "Babam nerde?"
Yutkundu. "Annemi ziyarete gitti. Mezara." Sonlara doğru sesi kısılmıştı.
Ah babam ah! Çok severdi annemi. Hâlâ da seviyor. Masaya oturduğu zaman annem için de tabak, çatal ve kaşık koyuyor. Düşünceli adam... Bir de bir yakışıklı ki sormayın! Gerçekten, öyle böyle değil. Baya baya yani. Dışarı çıktığımızda abim yerine babama bakıyorlar. Neyse. Maşallah maşallah!
"Eee? Bir yaramazlık var mı abim?" Diye sordu. Kafamı iki yana salladım.
Çayımdan bir yudum daha alarak ayağa kalktım. "Ben gidiyorum abiş. Sen de okula geç kalma."
"Abiş mi? Hangi küfür o?"
Oflayarak ayakkabılarımı giydim. Kapıyı sertçe kapatarak evden çıktım.
Bu gün bir haylazlık yapmayacağım. Söz veriyorum!
Okula gelince Furkan Hoca'nın arabasının lastiğini patlatarak hiç bir şey olmamış gibi sınıfa doğru yürümeye başladım.
Madde 1: Eğer Buğlem söz verdiyse... Büyük ihtimal yalan söylemiştir.
Sınıfa girip sırama oturduktan sonra başımı sıraya koydum. İlk ders Edebiyat olduğu için dinlememe gerek yoktu. Zaten anlamıyordum. O yüzden de uyumayı tercih ediyordum.
"Oturabilirsiniz çocuklar." Kimsenin ayağa kalmadığını görüpte 'otorobolorsonoz çocoklor!' Diyen hocanın kafasından istiyorum.
"Evet derse geçelim. Hangi konuda kalmıştık?"
"Sayfa 36 hocam!" Diye bağırdı arka sıralardan biri. Herkes kitabını açarken benim gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başlamıştı bile.
"Buğlem uyuma!"
Nah.
"Tamam hocam." Diyerek kafamı sıradan kaldırdım. Arkasını döndüğü zaman tekrar kafamı sıraya koydum.
Dersi dinliyordum ama pek bir şey anladığım söylenemezdi. "Dostluk bu dünyada gerekli olan... Fok balıkları çöllerde yaşar.... Pembe panterin doğum tarihi..."