"Buğlem, Uyku hapı mı içtin kalksana! Pişt!" kolumu delercesine dürterek beni uyandırma çabalarındaydı zavallı abişim. "Babaa kızını kaldıramıyorum!"
Abim yaklaşık 10 dakikadan beri beni kaldırmak için uğraşıyordu ama okula gidersem Berkcan Haysal tarafından öldürülecektim. Ya da bir ceza verecekti.
Keşke o saçma sapan şarkıyı söylemeseydim be.
"Akın bağırmasana kızın başında, hastadır belki." Diye fısıldadı babacığım. Bak bak, uykumdan uyanmayayım diye neler de yapıyor aslanım benim.
"Hasta mı? Baba kardeşim hastayken okula gidemem ben." Diyerek yatağıma atladı abim, "Vicdanım el vermez."
Fırsatçıya da bakın hele.
"Buğlem, canımdan çok sevdiğim biricik kardeşim. Senin yanında kalmam gerekiyor değil mi? okula gitmemem gerek değil mi?" abim bir yandan söyleniyor diğer yandan da alnıma elini koyup ateşimi ölçüyordu.
"Oha yanıyorsun, hastasın sen!" Diye bağırdı. Bir şey diyeyim mi, ateşimin olmadığına kalıbımı basarım. Ama abimin oyunculuğu iyiydi bu konuda.
Gözlerimi hafifçe açıp onları izliyordum. Babam eğilip başımı okşadı. "İstersen gitme bu gün okula. Ben öğretmenlerinle konuşurum. "
Ben ağzımı açmış bir şey söyleyecekken sözümü yine abim kesti. "Bence de gitmesin!" Diye bağırdı kulağımın dibinde. Dizlerini dövüp "Hasta bu çocuk, çok hasta." Diye söyleniyordu.
Babam doğrulup şüpheli gözlerini ikimizin arasında gezdirdikten sonra "Öyle olsun bakalım." dedi. "Akın, sen kardeşinle ilgilen. Benim işe gitmem gerek. Geç kalacağım sizin yüzünüzden." Diyerek saatine baktı.
Abim sırıtarak "Tamam babacığım çok iyi bakacağım kardeşime." Dediğinde babam çoktan aceleyle koşturup gitmişti odamızdan. Polislik zor meslek be. Sabahın köründe gidiyorlar, yok orda çatışma olmuş, burda adam öldürülmüş filan.
Şimdi abime hasta taklidi yapıp hizmet ettirme zamanı.
"Abicim, çok hastayım ben. Bana su getirir misin?"
Poposunu bana dönüp yorganı kafasına kadar çekti. "Hasta olmadığını biliyorum Buğlem."
"Ama hastayım. Yanıyorum ben. Hem boğazlarım ağrıyor bak." Yalandan öksürük taklidi yaptım. Yorganın altındaki kafasını çekip sinirli bir bakış attı. Madem hasta olmadığımı biliyordu da neden yanımda kalıyordu? Fırsatçı seni.
"Git başımdan." Diyerek ayağıyla ittirdi beni. Yataktan düşünce yuvarlanarak abimin tarafına geldim. "Abiş yardım et. Hastayım ben." Diyerek Boğazımı sıktım. "Aha boğuluyorum"
Boğazımdaki elimi çekti. "Çünkü boğazını sıkıyorsun."
"Sen ne vicdansız bir abisin be. Yazıklar olsun. Kardeşinim ben senin kardeşi-" diyemeden abim horlamaya başladı.
Bende yatağıma uzanıp dinlenmek istedim ama malum, abim hayvanımsı bir şekilde uyuyordu. Oflaya puflaya yere uzandım. Tam uykuya dalacakken telefonum çaldı.
"Hay ben senin gibi telefonun... Alo?"
"Abin uyudu değil mi?"
"B-babacığım sen miydin? Evet uyudu abim. Ben çok hastayım ya. Bana bakmıyo vicdansız."
"Hayır bu çocuk kime çekmiş anlamıyorum ki!" Diye söylendi babam. "Kızım ben sana birini gönderiyorum. Hastasın yani ne olur ne olmaz..."
"Heheyt düşünceli babam benim bee! Kimmiş bu yardımsever biri?"
"Bilmiyorum kızım, okuldan bir arkadaşın. Seni merak etmiş. Evin anahtarını ona teslim ediyorum, sana yardım edecek."