Vazgeçme 11.Bölüm

395 12 2
                                    

VAZGEÇME 11.BÖLÜM

 

Tepsi eline tutuşturulduğunda şaşkın şaşkın bakmaktan başka tepki verememişti Derin, böylesi bir seremoniyi beklememek bir yana bunun bir parçası olmayı hiç aklına getirmemişti… Bu durumun sıkıcılığı yetmezmiş gibi karşısında sırıtarak kendine bakan Emir daha da huzursuz ve eğreti hissetmesine neden oluyordu…

Berna hanım gülümseyerek,

“Derinciğim elinde ki bomba değil tatlım sadece tepsi bu ürkek halin niye?”

“Alışık olduğum bir durum değil de, ne yapacağımı bilemedim.” Derken yüzünde zoraki bir gülümseme vardı…

Öne doğru eğrilmiş tepsiyi hafifçe kaldıran kadın,

“Tepsiyi düz tutman yeterli.”

“Teşekkürler Berna hanım(!) oğlunuzun bana gülmesi için yeni bir sebep daha yarattığınız için.”

“Peki…” Başka ne söyleyebilirdi ki? Aslında aklından o tepsi ve onunla yapılabileceklerle ilgili ilginç fikirler geçmiyor değildi ama… Hatta bunlardan en caziplerinden biri olan; tepsinin Emir’in başını süsleyen bir hali vardı ki görülmeye değer bile olabilirdi, ne var ki şimdi ne yeriydi ne zamanı…

“Sabır Derin! Ümit için sabır!”

İki baba evlatlarının yüzüklerini parmaklarına takıp Berna hanımda kurdeleyi kesince tören tamamlanmıştı…

Haldun bey arkadaşına dönerek,

“Bak Vedat farkındaysan hiç zorluk çıkarmadım, yeri geldiğinde bunu unutma tamam mı?”

Adam anlamadığını belli eden bir ifadeyle bakarken sevgili dünürü gülümseyerek elini omzuna hafif hafif vurup,

“Neyse boş ver, vakti gelince anlarsın.”

Babasının kurduğu cümlelere gözlerini kocaman açıp ona bakarak tepki veren genç adamı umursamayan Haldun bey,

“Emir sen bize şu benim tavlayı bir getir bakalım.”

Kendini tutamayan eşi,

“Halduuunn!! Bu akşam onun sırası mı şimdi?”

Adam gülümseyerek,

“Hadiii! Aile içindeyiz, ne yapacaktık? Sahte sahte birbirimize sırıtıp pasta börek yiyecek halimiz yok ya.”

****************

Yeni sözlüler bir köşeye çekilmiş birbirlerine gülücükler saçarak bir yandan yüzüklerine bakıp bir yandan sohbet ederken diğer tarafta süren ateşli tavla partisine izleyici olarak katılan Berna hanım bile olayın heyecanına ortak olmuştu…

Derin oturduğu yerden kalkıp salondan açılan kapıyla geçilen büyük bir şömine, rahat deri koltuklarla dekore edilmiş bir duvarı boydan boya kütüphane olan oturma odasına doğru yürürken babasının koltuğunun arkasından oyunu seyreden genç adam bakışlarıyla onu takip etti…

Türk ve dünya klasikleri, popüler eserler ve kitaplığın belli bir kısmını dolduran klasik film koleksiyonu… Kütüphanenin özenle hazırlanmış olduğu şüphe götürmez bir gerçekti…

“Özellikle aradığın bir şey varsa yardımcı olabilirim.”

Genç kız sesin geldiği yöne dönmeden,

“Sadece bakıyordum. Çok etkileyici görünüyor.”  Derken Dostoyevski’nin Karamazov Kardeşler romanını yavaşça çekip aldı…

“Yazarın son eseri, belki ayırt etmek çok kolay bir iş değil ama bana göre en iyisi.”

VazgeçmeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin