BÖLÜM 1

1.7K 23 3
                                    


Bizimki anlaşmalı bir evlilik olacaktı. Ailelerimiz biz daha doğmadan aralarındaki husumeti çözmek için anlaşma olarak ortaya bizi sunmuşlardı. Kısacası büyüdüğüm zaman hiç tanımadığım ve hiç görmediğim bir adamla evlenecektim. Hiç tanımadığım ve hiç görmediğim diyorum çünkü anlaşmalı koca adayım (sanki başka adaylarım varmış gibi) doğduktan üç ay sonra ailecek Amerika' ya taşınmışlardı. Bu yüzden onu hiç görmemiştim. Şimdi de bu adam için sorgusuzca hazırlanmam gerekiyordu çünkü bir saat sonra yemeğe geleceklerdi.

"Elif aç şu kapıyı! Bir saat kaldı ve sen daha hazır değilsin. Delirtmek mi istiyorsun ben!!  Baban duyacak şimdi. "

Evet duyulduğu üzere kapıyı kilitlemiş bulunuyordum. Ve niyetimde müstakbel yeni ailem (ıgghhh) gelene kadar hatta gidene kadar burada hapsolmaktı.

"Teyzeciğim hadi aç şu kapıyı. Hem demiyoruz ki git illa evlen diye tanışın diye bu çabamız" Teyzem Sevil. Beni anlayan nadir insanlardan biridir. Otuz beş yaşında ve hiç evlenmedi . Daha çok özgür kızı oynuyor. Dedemin zoruyla hukuk fakültesini bitirmiş ama daha sonra istediği mesleği yapmaya karar vermiş ve şimdi neredeyse her ay yurtdışına çıkan bir arkeoloji grubu var.

"Ablaaaa ! Hadi yaa ! Senin yüzünden ben evde kalacağım! Çık şu odadan artık!!" Bu da benim evlilik meraklısı on altı yaşındaki kız kardeşim Melis. Anlayacağınız üzere ben nasılsam Melis onun tam zıttıdır.

"Boşuna uğraşmayın!! Çıkmayacağım!! İstemiyorum ya! Bana mı sordunuz sanki! Evlenmek istemiyorum! En azından sevmediğim biriyle " sonuncuda sesimi bilerek alçaltmıştım. Beni anlamayacakları için duymalarına gerek yoktu. Ayrıca asla ve asla bu kapıyı açmayacaktım.

__________________________________________________________________________________

"Anne ciddi misiniz ?  Saçma sapan bir anlaşma yüzünden hiç tanımadığım bir kızla evlenmem için mi zorlayacaksınız. Böyle bir şey olmayacak" İstanbul ' a geldiğimizden beri dökmediğim dil kalmamıştı ama nafileydi. Bizimkiler Nuh diyor peygamber demiyorlardı. Babamla kendim konuşmayı da denemiştim ama her zamanki gibi işlerinden beni dinleme zahmetine girmemişti bile.

"Haklısın oğlum ama elden bir şey gelmiyor ki. Zamanında bir hata yapıldı ve yapılan her hatanın ödenmesi gereken bedelleri vardır. "

"Ya yapmadığımız bir hatanın bedelini niye biz ödüyoruz ?"

"Çünkü zamanında anlaşma bu yönde yapıldı ve siz de anlaşmanın hükümlerini yerine getirmek zorundasınız. Bu kadar. Şimdi git ve hazırlan "

Ne desem bir türlü işe yaramıyordu. Böyle giderse de bu durum bir yerde elimde patlayacaktı. Mutlaka bir çözüm yolu bulmalıydım. Tabi şu an ki tek çözüm yolum duşa girip sıcak suyun altında rahatlamaya çalışmaktı.


____________________________________________________________________________________

Muhsin usta dışarıdaki kalabalıkla birlikte yarım saattir kapımı açmakla uğraşıyordu. Kapının arkasına kurduğum cephanelikten dolayı işi biraz zordu tabi.

"Elif yeter artık aç şu kapıyı ! Baban gelecek şimdi!!"  

"La la la la la !"

"Elif hadi teyzeciğim yeter artık. Eniştem gelecek şimdi seni böyle görürse ne kadar üzülür. "

"Onu böyle bir anlaşma yapmadan önce düşünecekti!! Bana ne açmayacağım işte gidin başımdan!!!"

Nedense bir anda herkes sustu. Muhsin usta da çalışmıyordu artık.

"Elif ? Açar mısın kapıyı kızım. " bu babamın sesiydi. Az önce söylediklerimi duymuş muydu acaba? Onun üzülmesini hiç istemiyordum ama o beni çok kırmıştı. Nasıl böyle bir şey yapabilirdi. Aklım bir türlü almıyordu 

Yataktan kalkıp kapıyı açmaya gittim. Kapının önüne ittiğim masamı bir kenara çekip kapıyı sonuna kadar açtım. Babamın tam arkasında az önceki savaştan mağlup düşmüş herkes suratıma büyük bir öfkeyle bakıyordu. Babam hepsine aşağı inmelerini söyledi. Onların inmesini beklerken  ellerini arkadan bağlamış sırtı bana dönük bir şekilde penceremden dışarıyı izlemeye başladı. Bir süre hiçbir şey söylemeden öylece bekledi. Sonra bana döndü ve yatağımı işaret ederek oturmamı istedi. Ben oturduktan sonra yanıma geldi ve o da oturdu. Ellerimi kırışmış koca avuçlarının içine aldı ve konuşmaya başladı.

"Bak kızım . Hayatım boyunca cok fazla sey gordum . Cok fazla sey yasadım . Bu sure zarfında hicbir seyden pismanlık da duymadım . Bir tek sey dısında . O gun o anlasmayı imzaladıgım gun yaptıgım hatanın farkında degildim. Sanki kalemim muhurlenmisti ellerim aklımla bir hareket etmiyordu sanki . Ama her ne olursa olsun o gunden sonra hep bunu dusundum . Sen gozumun onunde buyurken ben hep bunu dusundum . Sana her baktıgımda yaptıgım hatanın agırlıgının altında her defasında daha cok ezildim . Simdi istemem dersen gururumu hiçe sayıp anlasmayı bozdugumu soyleyecegim . Sadece soylemen yeter Elif . "

Ne yapacagım ben simdi . Bir tarafta babam diger tarafta benim hayatım . Off cok pis arada kaldım .

Tam o sırada kapı caldı . Ve Melis koşa koşa odama geldi ve 'geldiler !' Diye bagırdı . Babamdan hazırlanmak icin on dakika muddet istedim . O da tamam deyip Melis asagı indigi anda bana hızlıca bu gece kararımı vermemi eger olumsuz yondeyse ona soylememi istedigini soyledi . Ben de o cıkar cıkmaz uzerime annemle teyzemin bana sectikleri kırmızı mini elbiseyi giydim . Saclarım bu saatten sonra hicbir sekle girmeyecegi icin dogal kabarık buklelerinde bıraktım . Yuzume hafif bir makyaj yapıp siyah ayakkabımı da giydikten sonra ayna da son kez kendime baktım . İyi gorunuyordum . Simdi yapmam gereken tek sey asagı inip gelecegimi etkileyecek o kararı vermek olacaktı . Hadi Elif . Gece seni bekliyor .


EVLİLİK ANLAŞMASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin