BÖLÜM 14

250 9 0
                                    

'ELİF'

Daha güzellerini de mi gördün ! Daha ! Güzel ! Iııgghhh ! Aptal şey ! Bir de bana diyor açık verme ! Açığın ağlasını verdin be !

"Ahh anlamadım tatlım "

An itibariyle üç kafa şaşkın şaşkın Deniz'e bakıyorduk . Neden şimdi böyle bir şey söylemişti ki bu?

"Şaka . Sadece şaka"

Ama hala suratında o cümleyi ilk kurduğundaki pis sırıtış vardı . Şakaymış . Nah şaka !

"Ahaha ! İlahi ! Ben sizi çok sevdim yahu ! Ah şekerler sizi yarın akşam bize yemeğe davet ediyorum o zaman !''

Ha bir bu eksikti

"Ama.."

Denizle aynı anda itiraz edecektik ki kadın sözümüzü bir ciyaklamayla kesti

"Aaa ! Aması falan yok! Eşim size evin adresini mesaj olarak atar . Biz de yarın sizi mutlaka bekliyoruz . Şimdi davetlilerle ilgilenmemiz lazım değil mi tatlım"

"Evet hayatım . Yarın da mutlaka bekliyoruz . Görüşmek üzere " diyerek ikimizin de elini sıktı , kadın da bizi ıslak ıslak öptükten sonra gözden kayboldular . Onlar gidince hışımla Deniz'e döndüm

"Ne yaptığını sanıyorsun sen?!!"

"Ne yapmışım?"

"Anlamazlıktan gelme Deniz . Sen değil miydin açık verme diyen . Açığın alasını verdin be ! İnsan karısına öyle der mi!!"

"Demez mi?"

Hala gülüyordu öküz!!

"Igggghhh!"

Sinirle arkamı dönmüş gidiyordum ki sert bir şeye çarptım . Kaya mıydı o ?

"Pardon iyi misiniz?"

Sağ gözümü tutarak kime ya da neye çarptığıma bakmak için kafamı kaldırdım ve şimdiye kadar gördüğüm en güzel ikinci gözlerle karşılaştım

"Evet iyiyim . Siz nasılsınız ?"

Güldü

"Ben de iyiyim iyiyim de siz pek iyi görünmüyorsunuz . İsterseniz .."

"İstemez canım sağol''

Arkamda duran ve az önce pataklamak istediğim sesin sahibine döndüm

"Kendi adıma konuşabilirim canım sağol "

Ve tekrar hala inci gibi dişleriyle sırıtan surata döndüm

"Gerçekten iyiyim çok sağolun . Sizin gibi öküz olmayan erkeklere pek rastlanılmıyor"

Zaten gülen ağzı biraz daha genişledi

"İltifat olarak alıyorum o zaman "

"Ay pardon centilmen diyecektim"

Yanaklarımın yandığını hissederek gözlerimi adamdan kaçırdım ve biraz gerimde duran Deniz'e doğru baktım ve o zaman farkettim ki Deniz ben ona ağzının payını verdiğimden beri sessizce orada bizi izliyordu

"Bu arada ben Hakan Yurtsever"

Uzattığı elini sıktım . Birden arkamda bir kıpırdanma oldu

"Levent Yurtsever'i tanıyor musunuz?"

Deniz'e döndüm ve bir an farkedemediğim ismin kime ait olduğunu anımsadım .

Hakan 'a dönüp baktım . Kaşları çatılmıştı

"Neden soruyorsun?''

"İşim var"

"Ne işi?"

Ortamda soğuk kovboy rüzgarları esiyordu . Sanki birazdan ikisi de silahlarına davranacaklardı . En iyisi şu ortamın tam ortasına dalmaktı . Benim işim ne ki zaten

"Şey aslında Levent Yurtsever'i tanıyorsanız bize çok yardımcı olursunuz . Bir konu hakkında görüşecektik"

"Mesele ne ?"

Sesi ve az önce öldürecekmiş gibi bakan gözleri yumuşamıştı . Deniz'e bir baktım . O hala Hakan'a yiyecekmiş gibi bakıyordu

"Çok eski bir mesele . Bir şey soracaktık . Kötü bir amacımız yok "

"Senin gibi bir meleğin kötü bir amacı olacağını sanmıyorum da sorun sen değilsin"

Başıyla Deniz'i gösterdi . Deniz'e dönüp bir bakınca içime soğuk bir şeyler geldi . Bir garip bakıyordu adama . Ben de birazdan çıkacağına emin olduğum kavgayı önlemek için Hakan'ı kolundan çekip biraz ileriye götürdüm

"Bakın.."

"Sizli bizli konuşmasak "

"Peki . Bak . Bizim kötü bir amacımız yok " bakışlarını arkamda hala kaskatı durduğuna yemin edebileceğim Deniz'e kaydırınca konuşmama daha hızlı devam ettim.

"Eşimin de kötü bir amacı yok .."

"Pardon ne? Ne eşi? O adam senin kocan mı?"

Eyvahlar olsun . Anlamamış mıydı yani ?

Gözleri parmağıma indi ve tam yüzüğün olduğu yerde durdu . Sonra tekrar bana baktı ve derin bir iç çekip konuşmaya başladı

"Levent Yurtsever benim babam"

İyi de o zaman neden bizi bu kadar uğraştırdın . Az kalsın Üçüncü Dünya Savaşı çıkıyordu burada be adam !

"Onu nerede bulabiliriz peki ?"

"Bilmem"

Iıgghhh!!

"Adres falan yok mu?''

"Bilmiyorum . Açıkçası bulursanız bana da haber verin olur mu . "

"Elif"

Deniz'in sesiyle irkildim ve arkama az öncekinden pek farklı olmayan adama doğru döndüm

"Gidelim hadi"

Yürümeye başlamıştı ki itiraz ettim

"Ama .."

Daha doğrusu etmeye çalıştım

"Elif hadi"

Biraz daha ilerledi ve durdu

Hakan'a teşekkür edip Deniz'in yanına gittim .

Tam kapıdan çıkmıştık ki arkamdan biri beni çağırdı . Döndüğümde Hakan'ın bana doğru koştuğunu gördüm . O yanıma geldiğinde Deniz'de biraz ilerimizdeydi . Hakan ona bir baktı ve elimi tuttu . Gözlerimin içine baktı

"Keşke Elif . Keşke daha önce karşılaşsaymışız . Keşke sen bana daha önce çarpsaymışsın''

Keşke Deniz'de senin gibi olsaymış Hakan

"Kader işte "

Güldüm ve o da gülerek elimi biraktı

"Evet . Kader"

Sonra da gitti . Ben de az önce elime tutuşturduğu kağıdı hala Deniz'e arkam dönük bir şekilde okumaya başladım

"Onun babamı bulmasına izin verme "









EVLİLİK ANLAŞMASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin