BÖLÜM 11

340 12 0
                                    


27 Haziran 1998

"Sence annem beğenecek mi Mary ?"

"Bence anneniz çok beğenecek küçük bey . "

Serada annemin ikinci çocuklarım diye hitap ettiği orkidelerinin , goncalarının ve daha nicelerinin başında durmuş anneme doğumgünü hediyesi olarak düzenlediğimiz , rengarenk seraya bakıyorduk . Bu iş bizim bir haftamızı almıştı ve Maryle annemi seradan uzak tutmak için yapmadığımız şey girmediğimiz şaklabanlıklar kalmamıştı . Umarım beğenirdi . Şimdi yapmamız gereken yarın sabaha kadar annemi kesinlikle buraya yaklaştırmamaktı . O işte bendeydi . Akşam hastayım deyip erken yatacaktım ve sonra babamın seyahatinden yararlanıp onunla ilgili kötü bir rüya gördüğümü söyleyip yanımda kalmasını isteyecektim . Gece yanımda olması önemliydi çünkü annem genellikle geceleri serada sütünü içmeyi çok severdi .

Akşam olunca yemekten sonra Maryle ( bu arada kendisi evde en iyi anlaştığım çalışanlardan biri olur) anlaştığımız saatte planımı uygulamaya koydum ve yarım saat sonra annem uyumam için yanımda uzandığı sırada kendi uyuyakalmıştı .

Sabah annem dışında herkes erken uyanmış bahçeye güzel bir kahvaltı kurulmuştu . Biz de Maryle birlikte seranın kapısına yapıştırdığımız kocaman kurdeleyi son kez düzeltiyorduk ki içeriden koşa koşa bahçıvanın oğlu Antonio geldi ve annemin merdivenlerden inmeye başladığını haber verdi . Hemen pasta getirilip mumu yakıldı ve annem kapıda göründüğünde herkes Happy Birthdayyy !! diye bağırmaya başladı . Annem önce şaşkın şaşkın bir bana bir pastaya bir de kocaman kurdeleye baktı . Sonra idrak etmeye başladı ki yüzüne kocaman bir gülümseme yayılmaya başlamıştı .

"İnanmıyorum size . " diyerek yanımıza doğru yürümeye başladı . Ben de annemin boynuna sarılıp "İyiki doğdun annecim ." dedim.

"Hadi hanımefendi . Pastayı üfleyin . Mumlar sönüyor . "

Annem de gülümseyerek pastanın başına gitti ve Mary 'nin ' önce dilek ' hatırlatmasından sonra gözlerini kapattı ve mumları üfledi . Koca bir alkış tufanından sonra annemin kolundan tutup onu seranın önüne çekiştirmeye başladım . Tam kapının önüne geldiğimizde annemin önüne geçtim ve "Bu Mary 'le benim hediyem " diyerek önünden çekildim . Annem önce bana sonra Mary'e baktı ve kurdeleyi çekip kapıyı açtı ve rengarenk seraya gözleri yavaşça büyüyerek bakmaya başladı . İçeri girip etrafa tek tek göz gezdirdi ve ardından gelip bana kocaman sarıldı .

"Çok teşekkür ederim canım. Aldığım en güzel doğumgünü hediyesi bu . "

Ardından Mary ' e ve diğerlerine de tek tek teşekkür edip sarıldı ve tekrar yanıma gelip kulağıma eğilerek "Seni çok seviyorum güzel oğlum . " dedi .

'DENİZ'

Korku .

Korkunun tarifine kelimeler yeter mi ? Yoksa kifayetsiz mi kalır korkuyu anlatmaya kelimeler . Bir şeye benzetebilir misin onu ? Bir eşyaya , bir hayvana ya da herhangi bir insana . İçinde adım adım , parça parça büyürken elinden ne gelebilir ki . Onu yaşamaktan başka .

Peki ya acı ..

Acının tarifini anlatabilir misin ? Pasta yapmak gibi midir acı ? Önce yaşadıklarını bir kapta karıştırıp ardından tepsiye döküp 180 derece fırında pişirmek gibi midir ? Yoksa içinin deli gibi kanağladığını bildiğin , etinin içeriden tek tek , yavaş yavaş kopartıldığını hissettiğin halde bedeninden sadece birkaç damla yaşın akması mıdır ?

Altı saat önce hissettiğim belki de bunların hepsinin karışımıydı . Şimdiyse ne hissetmem gerektiği hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu . Belki de hissetmiyordum . Bilmiyorum .

EVLİLİK ANLAŞMASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin