BÖLÜM 6

498 15 0
                                    

'ELİF'

Gözlerimi açtığımda başta nerede olduğumu algılayamadım . Daha sonra yatakta doğrulup etrafa baktıktan sonra her şey teker teker yerine gelmeye başladı . Bayağı yorucu bir gece yaşamıştık gerçekten . Sanki üzerimden kocaman bir tır geçmişti . O kadar uyumama rağmen her yerim ağrıyordu . Sahi ne kadar süredir uyuyordum ki ? Etrafa bir göz gezdirdim ama zaman aracı olarak ufacık bir şeye bile rastlamadım . Daha sonra aklıma telefonum geldi . Onu şarja takmayı unutmuştum . Hemen yataktan kalkıp çantamı aldım ve içinden şarj cihazımı aramaya koyuldum . Umarım almışımdır . Genelde koyarım ama .. veee bingooo! Almışım oleyyy !

Telefonumu şarja takma işleminden sonra odada bir eksiklik olduğunu fark ettim . Sahi Deniz neredeydi ? Kendine hazırlamış olduğu koltuk yataktan da en ufak eser yoktu . Sanki hiçbir şey ellenmemiş gibi yerli yerindeydi . Tam kalktığım yatağıma geri dönüyordum ki dış kapı büyük bir sessizlikle açılmaya başladı . Birkaç saniye sonrada Deniz , elinde torbalarla karşımda dikiliyordu .

"Demek nihayet uyanmaya karar verdiniz küçük hanım . " elindeki torbaları aynalı şifonyerin üzerine bıraktı . Saat kaçtı ki ? Telefonumun şarjı yüzde eksilerde olduğu için saate bakamamıştım .

"Saat kaç ?"

"On bir . "

"Ooo . O kadar uyudum mu ya . "

Deniz torbalardan teker teker aldıklarını çıkarmaya koyuldu . Ben de yatağın üzerine oturup öylece beklemeye başladım .

"Acıktın mı ?"

"Biraz . " dedimse de sevgili midem senfoni orkestrasını kurmuş parçayı tam zamanında çalmaya başlamıştı bile .

"Gerçekten biraz acıkmışsın . " dedi karşımda çıkardığı börekleri plastik tabağa koyan adam .

"Ne var ? En son dün akşam yedik herhalde ve sayende sabaha kadar boş gezenin boş kalfası durumuna düştüğümüz için acıktık haliyle . Ne aldın ?" diye söylene söylene yanına gittim .

"Hangisini sevdiğini bilmediğim için patatesli , peynirli ve kaşarlı börek . Buranın mutfağından da domates , peynir, zeytin ve çay . " diyerek hepsini birbir çıkardı .

"Off börek çok güzel kokuyor . Hangisi patatesli ?'' Deniz iki tanesini patatesli diye plastik tabaklardan birine koyup elime tutuşturdu . Ben de kenarına domates , zeytin , peynir koyup Deniz ' in doldurduğu çayı aldıktan sonra koltukların birine oturdum . Deniz'de aynı sıradan geçip karşımdaki koltuğa oturdu . Bir süre konuşmadan öylece tabağımızdakileri yedik . Ardından ben hala konuşmamakta kararlıyken Deniz direk konuya girdi .

"Bana şu olayı anlatır mısın artık ?"

Başta bir şey demedim . Çünkü nasıl söyleyeceğimi gerçekten bilmiyordum . Babası suçluydu evet ama bir nevi benim yüzümden de evlenmek zorundaydık . Tabi isteyerek yaptığım bir şey değildi ama nedense kendimi suçlu hissediyordum . Ama bir umut belki o bu durumu anlayışla karşılayabilirdi . Vee daha fazla dayanamadı . Elindekileri sertçe önündeki masaya bıraktı . Artık plastik ne kadar sert olursa .

"Yeter artık ! " ayağa kalktı ve önümde sinirli sinirli birkaç tur attıktan sonra aniden bana döndü , önümde diz çöktü ve ona bakmam için yüzümü elleriyle çevirdi . Sesi nazikleşmişti ama öfkesi de bariz bir şekilde hissedilebiliyordu .

"Bak Elif . Bana bak . " diyerek gözlerini zorla gözlerimle buluşturdu ama ben o gözlere tekrar bakmak istemiyordum ki . Uyuşturucu gibi bir şeylerdi . Bir kere bağlandınız mı bırakamıyordunuz . Ben de o gözlere bir kere baktım mı tekrar bırakamıyordum . Beni hiç anlamıyordu doğrusu .

EVLİLİK ANLAŞMASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin