(2) KAÇMAK YADA KAÇMAMAK

170 14 5
                                    

Aşkta cesur olan kazanırdı ya hani işte ben olmayan cesaretimle kazanmaya çalıştım seni

Burak bize doğru yaklaşıyordu, ya hemen kaçacağım yada yüzleşecektim. Kararımı vermiştim Her zaman ki gibi kaçacaktım.

Arkamda duran Caner'e baktım, buraya neden geldiğine dair hiçbir fikrim yoktu hem şuan bunu düşünecek durumda değildim.

Caner'e dönüp "kaçalım " dedim.
Yüzüme öylece bakıyordu. Yapacak hiçbirşeyim olmadığı için elini tutup koşmaya başladım.

Beni durduran ses
Burağın"Zeynep Korkmaz" demesiydi.
Bana seslendi ismim ve soy ismimle.
Durdum. Caner'de durdu. Burak bize yaklaşıyordu kalbim her geçen saniye hızlanıyordu. O kadar hızlı atıyordu ki Burak duyucak zannettim.

Burak geldi, yanımızda durdu. Caner'e gözüyle işaret yaptı.
Caner gitti.
Buda neydi? Nereden tanışıyorlardı? Okulda onları konuşurken hiç görmemiştim. Burağın yanından ayrıldıktan sonra, ilk işim Caner'i gebertmekti

Burak yüzümü incelerken "Ne bakıyorsun?" dedim.

Ne kadarda aptalım, çocuğun evinin önüne geldim, yetmezmiş gibi ne bakıyorsun?dedim.

Burak konuşmaya başladı.
"Zeynep korkmaz, 17 yaşında,12. Sınıf öğrencisi, aynı lisede okuyoruz ve bana platonik"

son dediği şeyle şok oldum. Nasıl bir durumdaydım ben böyle?
Ne olursa olsun karşısında dik durmam gerekiyordu, başımı yerden kaldırdım
"Evet benim ne oldu? " dedim.

Ufak bir kahkaha attı. Anlam veremeyerek yüzüne baktım.

Konuşmaya basladı "Ne mi oldu? Zeynep korkmaz, evimin önündeyiz farkında mısın?" Ah doğruydu evinin önündeydik.
"Evet farkındayım Burak Ateş."

Burak Yüzüme baktı gözlerine bakmak için kafamı kaldırdım.
Bal rengi gözleri, siyah saçları ve güzel fizikle tüm kızlar onun hayranıydı ve tabii ki bende...

Burak "Neden buradasın?"dedi.
İşte kilit soru ne diyecektim? Hemen yalan bulmam gerekiyordu,
"okuldan ayrıldı dediler, bende ailene yada sana birşey mi oldu? diye bakmaya geldim" dedim.

Söylediğim şeyleri bir kaç saniye sonra idrak etmiştim.
aptal mıyım ben? Resmen seni merak ettim dedim.

Of ama napabilirim Burağın bal rengi gözleri bana bakarken mantıklı düşünmek imkansız oluyor.

Burak ağzını açtı birşey söyleyecekti ki telefon çaldı.
"Alo,evet, tamam geliyorum." dedi telefonda ki kişiye. Telefonu kapattıktan sonra bana dönüp
"gitmem gerek senle sonra görüşücez." Dedi ve uzaklaştı.

Ne yani benle tekrar mı konuşucaktı? Bu düşünceyle kalbim hızlanmaya başladı.

Aklıma birden Caner geldi. Burak'la nereden tanışıyorlardı? Burağın bir göz hareketiyle gidecek kadar korkuyor muydu Burak'dan? aklımda binlerce soruyla yola koyuldum.

Ah unutmuşum birde takipçim vardı peşimde, arkama bakarak yürüyordum. Kimdi bu takipçi? ailem neden beni takip ettiriyordu? Caner'in Burak'ların evinde ne işi vardı? Burak benle tekrardan ne konuşacaktı?
Ve kalbimi kıran kelimeler aklıma düştü...

"Burak Ateş okuldan ayrıldı."

"Burak Ateş şehir değiştiricek."

Eve geldiğimde yorgunluktan ölmek üzereydim, hem kafamda o kadar çok soru vardı ki, odama geçip sessizce bugün olanları düşündüm. Neler olmuştu böyle?

Caner'in beni bulması...
yoksa...
Beni takip eden...
Caner miydi?
Kafam allak bullak olmuştu. Caner benim en yakın arkadaşımdı, buna bana yapabilir miydi?

Uyumanın gerçek hayattan kaçış yolu olduğuna inanırdım,
uyudum...

Sabah kalktım, aynanın karşısına geçtim. kızıl saçlarım darmadağın ela gözlerim kıpkırmızıydı. Bu sekilde okula gidemezdim hafif bir makyaj yapıp odadan ayrıldım.

Annemler kahvaltı yapıyorlardı. Şuan hiç yanlarına gidecek gücüm yoktu "Ben çıkıyorum" dedim.

Annem birşeyler söyledi ama dinlemeden dışarı çıktım. kapıyı açtığımda Caner karşımdaydı. Yüzünde bir farklılık vardı sanki.

Hemen aklıma gelen ilk şeyi söyledim . "Burağı nereden tanıyorsun? " dedim.
Caner Yüzüme baktı,
anlaşılan kelimelerini seçiyordu "okulda tanıştık" dedi donuk bir ifadeyle.
"Evinin orada ne işin vardı?" Soruma soruyla cevap verdi.
"senin ne işin vardı Zeynep?"dedi.
durdum sadece durdum. Benim ne işim vardı orada?

Caner konuşmaya başladı " biliyorum Zeynep, burağa aşıksın ama ondan uzak durmalısın, ben dün seni takip ettim. Okulda duyduklarından sonra nereye gidiceğini merak ettim ve tahminlerim doğru çıktı Burak Ateş'in evine gittin. Ben gittikten sonra ne konuştu seninle?" dedi. Aklıma ilk gelen soruyu sordum.
"Neden gittin? " cevap verdi "Zeynep biliyorum seni bırakmamam gerekiyordu ama gitmeseydim sana zarar verebil- "sözünü kestim "ne zararından bahsediyorsun sen? Madem bu kadar tehlikeli biri,benle onu neden yalnız bıraktın Caner?" Caner sustu. Sadece sustu.
Bense daha fazla konuşmak istemediğim için okul'a doğru yürümeye basladım...

Okul'a geldim. Hiç derse girmek istemiyordum ama yapıcak birşeyim yoktu. Sınıfa doğru yürümeye başladım. Bir umut, belki Burak gelmiştir diye her zaman oturduğu yere gittim.
Yoktu.
Sınıfına baktım çaktırmadan.
Yoktu.
Arkamı dönüp sınıfıma gittim.
Herkes burağın okuldan gidişini konuşuyordu.
Her zaman ki gibi dinlemedim.

Ders bittiğinde kendime gelmem için kahve almaya gittim. Kahvemi alıp bahçede ki masalardan birine oturdum.

Masaya düşen gölgenin sahibine baktım.
Caner'di.
Oda kahve alıp yanıma oturdu.
İkimizde konuşmadık. Zil çaldı derse gidicektim ki Caner bana "kendine dikkat et seni her zaman koruyamam" diyip gitti. Neydi bu? Neden kendime dikkat etmem gerekiyor? Caner'in beni korumasına ihtiyacım yokki.

Sınıfa geldiğimde sıramın üstünde bir not vardı. Şaşırarak
notu açtım.
"aksam saat 20.00 sahilin arkasındaki arazi,soy ismine yakışanı yap gel..." dehşet içinde kağıda baktım. Bu nasıl geldi BURAYA? kim KOYDU? en önemliside KİM YAZDI?

okul bitene kadar bunu düşündüm.
Eve geldiğimde annemde babamda işteydi.
Kafamın dağılması için duşa girdim...

Duştan Çıktığımda saat 19.00 dı.
Gidecekmiydim?
Soyadıma yakışanı yapıcak mıydım?

Yapıcaktım...

Hemen kalkıp üstümü giyindim, evden çıkarken annemlere not bırakmayı unutmadım. Çok korkuyordum. Sonra aklıma birden takipçim geldi. Bana birşey olursa beni korurdu. Biraz rahatladım ve cesaretlendim, yürümeye devam ettim...

Nottaki yere geldim. Kimse yoktu,bekledim...

15 dakikadır bekliyordum.

Tam gidicektim ki birden sesler gelmeye başladı...
Sağıma soluma baktım. Kimse yoktu.
Telefonum çaldı, korkuyla irkildim.
Tanımadığım bir numaraydı.
Açtım. "alo" dedim.
Telefondaki kişi "sağa doğru yürü ve oradaki kulübeye gir" dedi ve kapattı. Geri dönmek istedim ama dönmedim.
Sağa doğru yürüdüm ve kulübeyi gördüm.

Kapısının oraya geldiğimde kapı aralıktı...

İçeri girdim kalbim deli gibi atıyordu.
Birden kapı kapandı...
Yüzünü seçemediğim biri tarafından bir odaya götürülüyordum. Çığlık attım. Kolumu çekmeye çalıştım.

Kurtulamadım...

Bir odanın kapısını açıp beni içeri attı...
Ve içerdeki kişiyle göz göze geldim. Geri çıkmak istedim, kapıyı açmaya çalıştım.
Kilitliydi.
Bağırdım.
Kimse duymadı.
Odadaki kişi kolumu tuttu, beni kendine çevirdi ve kulağıma "cesaretin sonunu getirebilir" dedi...

Devam edecek...

Cesaret ya sonu getirir ya başlangıcı

HAYATIMI GERİ ALMAM GEREK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin