13

14 3 108
                                    

"Peki ne yapmam gerek?" dedim Lia'ya.

"Çok basit. Gözlerini kapat, ellerini birleştir ve sadece geri dönmek istediğini düşün. Aklında başka hiçbir şey olmasın, sadece onu düşünmen gerek."

"Buna basit mi diyorsun sen?" dedim.

"Evet..zor olan ne?"

"Ben Yuna'yı aklımdan hiç çıkartamıyorum, şimdi o bu durumdayken nasıl onu kafamdan atabilirim..?" dedim.

"Sorun yok. O bizimle güvende." dedi Lia.

"Sana gerçekten güvenmeli miyim?" dedim.

"Bunu artık sormayı bırak. Ben de mağdurum.. her neyse sana son kez söylüyorum adım Choi Ji-Su. Gangnamda yaşıyorduk ve babam Seul hastanesinde beyin cerrahı. ismi Choi Jae-Min. Babamı bulursan her şey daha kolay olur." dedi.

"Yalnız ben şeyi sormayı unuttum. Sen bunları yazarken kaç yaşındaydın? Yani, ya tarih sıkıntısı yaşarsak." dedim.

"2014 yılıydı.. 17 yaşındaydım." dedi. Hiçbir şey diyemedim.

"Birçok şey değişmiş olacak.." dedim.

"Farkındayım. Umuyorum ki ailemden birileri hala oradadır. Ama başarman gerek, Yuna ve diğerleri için." dedi Lia.

"Başaracağım." dedim ve gözlerimi kapattım. Ellerimi birleştirdim. 'Geri dönmek istiyorum.'

--

Bulunduğum yerin ısısının değiştiğini hissettiğimde gözlerimi açtım. Başarmıştım. Odamdaydım!

Yatağımdan kalkıp koşarak salona girdim.

"Anne?!" diye bağırdım.

"Soobin! niye bağırıyorsun?!" annem mutfaktan çıkıp yanıma geldiğinde hızla ona sarıldım.

"Ne oluyor? bir hata mı işledin neden sarılıyorsun?!" dedi annem.

"Ben seni çok özlemişim.." dedim.

"Bırak yalakalığı git ablanı uyandır kahvaltı hazır." dedi annem. Ablam mı?

Annemden ayrılıp ablamın odasına girdim ve yatakta yatan ablama baktım. Yanına gidip omzuna dokundum. Gözlerini açıp bana baktı.

"Ne var?" dedi.

"Senin burada n-e iÅŸin var?" dedim.

"Ne diyorsun? burası benim odam!" dedi ablam.

'Sanırım sen çizgi romanın içine girdiğinde klonun ortaya çıkıyor, her şey tamamen kendinin aynısı. Ama robot gibi düşün. Yani ben benimkiyle hiç karşılaşmadım ama ailem benim yokluğumu hiç hissetmemiş gibilerdi. O yüzden bi tahmin'

Lia'nın dedikleri aklıma geldiğinde ablamın kafasına vurup odadan kaçtım. Ne de olsa hatırlamayacaktı.

"Ne vuruyorsun gerizekalı!"

"Anne benim bir işim var çıkmam gerek. Sonra kahvaltı yaparım!" dedim ve odamda duran cüzdanım ve telefonumu alıp hızla evden çıktım.

Telefonumu açıp tarihe baktım. Ekimdeydik. Zaman da geriye gitmiştik ve o zamandan itibaren zaman aynı çizgi romandaki gibi ilerliyordu.

Evin önünde duran arabaya binip Seul Hastanesine sürmeye başladım.

--

Hastaneye geldiğimde arabayı otoparka park edip hastaneye girdim ve danışmanın yanına gittim.

"Merhaba burada Choi Jae-Min adında bir doktor varmış. Onunla görüşebilir miyim?" dedim.

"Choi Jae-Min mi... bir dakika." dedi danışmandaki kadın. "Şu an kendisi molada. büyük ihtimal kantindedir. Kantin bir alt katta." dedi.

Something must be change.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin