Sükutum çığlıktır, sessizlik değil...

166 50 0
                                    

Umuda açılan yeni bir kapı... başkalaşan bakışlar ve anadolunun yağız evladı..
Sen anadolunun yağız delikanlısısın evlat dedi Abdullah bey. Hasret kalmıştı üniversiteler böyle delikanlılara. Tatlı sohbeti bölerek Elinde sonuç belgesiyle içeri giriverdi hakan. Eh bakalım beyimiz ne yapmış göreceğiz şimdi. Korkuyla karışık bir heyecan sarmıştı meddi. Gözlerinde hafif bir tebessümle hadi der gibi bakıyordu hakana. Abdullah bey aldı kağıdı hakanın elinden senin açacağın yok işin gücün işgüzarlık... aman be bende çok meraklıydım sanki derken bile meraklanıyordu hakan. Abdullah bey bir çırpıda açıverdi kağıdı hafif bir tebessümle hayırlı olsun evlat bu kadar kısa bir hazırlığa göre çok güzel bir bölüm odtü elektrik mühendisliği..

Medden çok hakan sevinmişti buna mühendis bir amcasının oğlu olacaktı artık. Buruk bir tebessüm belirdi meddin yüzünde anlam veremediği bir hüzün çökmüştü içine halbuki sevincinden yerinde dahi duramaması gerekiyordu. Fark etti durumu hakan ne o medd kötü bir haber aldın galiba neden hiç sevinmiyorsun. Bilmiyorum dedi medd bilmiyorum nedendir kalbimdeki bu sancı.

Kayıt için gerekli belgeler hazırdı işte hakanla beraber gittiler okula. Çok beğenmişti medd okulu. Kayıttan bir hafta sonra okul başlayacaktı. Ürktü önce medd alışık değildi böyle ortamlara. O hep mütevazi kendi içine kapanık yaşamıştı ama buradaki insanlar oldukça hareketliydi.

İlk derse beraber girdiler hakanla. Elinden tutup eve de götüreyim mi diyerek dalgasını geçiyordu hakan. İlk gün çekindiğinden beraber girmişlerdi derse. Pos bıyıklı profesör ilk günden hükümete toslamıştı bile. Hayret dedi medd adam hiç dersten okuldan bahsetmedi nasıl iş siyaset ve okul. Medd hayretten dudaklarını büzerken hakan daha dur dedi sen daha neler göreceksin ama sen uzak dur. İşin içine girersen çıkılmaz bir hal alır kendini kurtaramazsın artık.

İlk gününü hayretlerle geçirdi medd sınıfındaki arkadaşlarının tavırlarına ve kızların rahat hareketlerine hayret etmişti. Oysa kendi memleketinde böylemiydi. Bir iç geçirdi kimseye fark ettirmeden.

Ertesi gün yalnız kaldı koskoca sınıfta. Her zaman hakan onunla gelemezdi ya. Etrafına bakınıyordu öylece. Ne o hemşerim sesiyle irkiliverdi bir an. Neden bu kadar dalgınsın koskoca sınıfta kimseyle konuşmuyorsun. Garip dedi medd bana burada her şey garip geliyor. Alışırsın dedi eliyle sırtını sıvazlayarak; hadi gel bir çay içelim seninle.. yusufta onun gibi doğudan gelmişti. Bir bakışta derdini anlayıvermişti meddin zira çok zor değildir halden anlamak. Uzun uzadıya tanıştılar yusufla. Yusufta doğudan sayılırdı doğunun denizinendi Yusuf trabzondandı.

Çaylarını yudumlarken hayretlerini anlattı. Derse gelen hocaların mutlaka siyasete değinmesine bir anlam veremiyordu. Yusuf tebessümle karışık bir bakışla tarafını belli edeceksin dedi. Bitaraf olan bertaraf olur buralarda. Ya solcu olacaksın ya sağcı. Ötesi yok bunun zaten çevrende ona göre şekillenir. Ben hiçbir şey olmak istemiyorum dedi medd çayının son fırtını yudumlarken.insan olmaktan başka hiçbirşey dedi sanki kendisine söylermişçesine. Peki Yusuf sen necisin ? küçücük bir kahkaha ve tebessüm bizim buralarda sağcı derler ya işte ben de oyum. Sana göre bende sağcı olmalıyım de mi? Hem de Erzurumlu birisi olarak. Konuşmadı Yusuf derse geçelim diyebildi sonra yine devam ederiz.

Şimdi anlamıştı amcasının ne demek istediğini üniversitelerin senin gibi yağız delikanlılara ihtiyacı var derken. Demek üniversiteler ilim yuvası olmaktan çok siyaset okuluna dönmüştü hem de illegal bir okul.

Amcasının odasına girdiğini hiç fark etmedi medd. Hayırdır evlat bakıyorumda uçmuşsun evi götürseler haberin olmayacak. Biz sağcımıyız amca deyiverince medd Abdullah bey şaşkınlığıyla beraber ne diyeceğini bilemedi sonra neden kendisini toparladı. Bizim sağımız solumuz yok evlat. Bizim için inanıyorsa bir insan hepsi eşittir. Unutma evlat her renk bizim için aynıdır. Anladım amca dedi medd sen solcusun. Nedenmiş o dedi tepkiyle Abdullah bey şimdi anlaşıldı işte sen sağcısın dedi medd. Sağcı olmasan solcu yaftasını yiyince hemen sinirlice tepki vermezdin. Yok evlat dedi Abdullah bey birden öyle söyleyince boş bulundum. Hem sen benimle dalga mı geçiyorsun bırak sağı solu da sen okulunla ilgilen önünde bitirmen gereken dört sene var.

Okullar açılalı bir haftaya yakın olmuştu ki artık sınıfın tamamı gelmeye başlamıştı. Koskoca sınıfta konuştuğu tek kişi yusuftu. Halbuki sınıfta herkes birbiriyle kaynaşmış kız erkek demeden arkadaşlıklar kurulmuştu. Bugünün tamamına yakını yalnız geçmişti yusufta kendisine kızlı erkekli arkadaşlıklar edinmişti bile. Ders biter bitmez otobüs durağında aldı soluğu anlaşılan bu vakitte sadece onların dersi bitmişti. Çünkü durakta medden başkası yoktu. Sınıftakiler ise arkadaş çevreleriyle takılıyorlardı. Okul biter bitmez eve giden bir benim herhalde düşünürken gün boyu yusufun konuştuğu kız durağa yaklaşıyordu. Kalp atışları hızlandı biran yüzünün kızardığını hissetti aynı sınıftaydı ama ismini bile bilmiyordu. Merhaba sesini duyduğunda dili tutuldu sanki önce cevap veremedi sonra bir cesaretle boğazını temizleyerek merhaba diyebildi. Sonra uzunca bir sessizlik. Otobüs geldiğinde medd hala kızın ismini bilmiyordu kızda onun. Çünkü merhabalardan sonra konuşmaya cesaret edemedi ikiside gözler konuştu o anlarda; gözler de kalbin tercümanlığını yapıyordu sadece.zarif insandı medd kıza yol verdi otobüse binerken sıra ücret vermeye gelince ikilem içerisinde neredeyse boğulacaktı. Acaba versem uygun olur mu düşüncesiyle cebindeki bozuklukları çıkarmaya çalışırken savruluverdi paralar bir anda. Eyvah deyiverdi o an bir yandan da paraları bulmaya çalışıyordu. İsmini bilmediği kız bu haline gülünce gamzeleri belli olmuştu işte bunu görünce daha bir utandı medd. Telaş etme dedi bende ikimizede yetecek kadar var. Kız parayı uzatırken medd terlerini siliverdi gömleğinin koluna..

Otobüs durunca ikiside indiler durakta. Anlaşılan evi yakın dedi medd kendisine hemen yandaki apartmana giriverdi kız. Gözleriyle veda ettiler birbirlerine...

Vay dedi hakan alaycı bir ses tonuyla demek beyimiz aşık olmuş. Yok be oğlum daha kızın adını bile soramadım. Gerçi adını soracak olsam kalbim dururdu herhalde merhaba derken bile heyecandan başımın döndüğünü hissettim. İşte aşk dedi hakan hem de gerçek aşk korkma kardeşim ne olacak git içinde ne varsa anlat hepsi bu. He kolaydı sanki dedi medd bu güne kadar yüzlerce kızla konuştum ya ben. Sen bilirsin sen konuşmazsan o kızı yakında kaparlar sende ortada kalırsın haberin olsun. Medd bu sözleri duyunca sanki birisi kalbine hançer saplamıştı. Farkına varmadan öyle içten Allah korusun dedi ki hakana yalnızca amin demek kalmıştı.

Bu sefer yoktu durakta anlaşılan okula beraber gidemeyeceklerdi. Hem beraber gitseler ne olacaktı. Ama yinede gözler onu arıyordu. Acaba dedi okula gelecek mi hem gelse konuşabilecek miyim. Yol boyunca bunları düşündü durdu medd. İşte yine aynı yerinde oturmuştu hiç bozuntuya vermeden geçiverdi yerine. O da ne kız kendisine doğru geliyordu yine hızlı kalp atışları ve alından yavaş yavaş beliren terler. Merhaba dedi usulca medd ise sadece merhaba diyebildi ve ani bir hareketle sırtını dönüverdi.yoksa oraya yığılıp kalacaktı. Kız gerisin geriye döndü hemen anlaşılan rahatsız olmuştu bir daha dedi selam yok sana.

Yusuf fark etmişti durumu meddin nabzını yoklamak istercesine hayırdır dedi; daha dün kızlarla konuşanlara hayret ediyordun bakıyorumda kızlarla muhabbeti ilerletmişsin. Yok dedi medd yok öyle bir şey sadece durakta karşılaştık hepsi bu. Sinirlenme dedi Yusuf bunda anormal bir şey yok gayet normal bir şey alış artık bunlara.

Ayaklarından birisi diretirken bir diğeri hızlıca adım atmak istiyodu. Bir yanı onunla yeniden karşılaşmak isterken diğer yanı ondan kaçmak istiyordu. Olmadı bugün karşılaşmadılar durakta. Hem bugün kıza çok ayıp etmişti. Zaten karşılaşsa da dönüp bakacağını hele selam vereceğini hiç zannetmiyordu.

Vahh kardeşim vahh demek öyle oldu. Yapılacak iş mi bu hiçbir kıza yüz çevrilir mi ayıp valla. Sana da iyi malzeme çıktı hakan geç dalganı derken medd pişmanlığını bir daha yaşıyordu o anların. Ertesi gün okula dahi gitmek istemiyordu ama bu amcasının dikkatini çeker birde ona açıklama yapmak zorunda kalırdı.

Bir ayağı diretirken bir ayağı koşarcasına okula gitmek istiyordu meddin. Yine gelmişti durağa gerçi bu durakta hiç karşılaşmamışlardı ama olsun yine ihtimal dahilindeydi. Aklına olur olmadık şeyler geliyordu şu otobüste bir türlü gelmedi gitti. Ya bugün yine gelirse yanıma ya da birazdan o da otobüse binmek için durağa gelirse en iyisi dedi medd eve geri dönmek hem böylelikle ortamdan uzak kalır kafamı da dağıtırım.

Tam bir adım atmıştı ki karşısında buluverdi onu. Buruk bir ses tonuyla yeniden işitti merhaba sesini. Ama bu kez merhaba bile diyememişti öylece bakakaldı gözlerine. Sessizliği bozan yine ismini bilmediği kız oldu. Neden öylece suküt ediyorsun birşey söylesene. Gözlerini hiç almadı gözlerinden sadece iki kelime döküldü dudaklarından; sukutum çığlıktır , sessizlik değil...

medcezirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin