2. Bölüm: Görünmez Arkadaş
Stuart uyandığında Stiles yanında değildi ve mutfaktan tava sesleri çok net bir şekilde duyuluyordu. "Yavaş ol öküz" diye bağırıp kafasını yastığa bastırdı. Uwe'nin uykusu çok hafif olduğundan hemen gözleri aralandığında ise Stuart kollarını arkadaşına doladı.
"Uyumaya devam et Uwe. Stiles durur şimdi zaten"
Uwe kafasını salladığında Stuart ayağa kalktı ve mutfağa inerek sinirli sinirli bulaşıkları yerleştiren kardeşinin kafasına vurdu. "Az sessiz olsana öküz. Uwe uyandı senin yüzünden"
Stiles aniden hareketlerini durdurup kardeşine döndü. Neredeyse fısıldayarak özür diledi ve tabakları daha yavaş yerleştirmeye başladı. Stuart odasına döndüğünde ise tuttuğu yaşların yanaklarından birer birer süzülmesine izin verdi.
Kardeşi ilk başta sadece rüyalar görüyordu fakat Stiles annesinin ölümünün ardından onun düzelemediğini düşündü. Sonraki aylar ve senelerde ise Stuart'ın şizofrenisi öyle ilerledi ki ortaya Uwe çıktı. Babası da oğlunun deli olduğunu söyleyip duruyordu ama görüşüyorlardı da.
Okul saati geldiğinde Stiles öğle yemeklerini bir kaba koyup çantalarına yerleştirdi ve Stuart'ta gözlüklerini silip aşağı indi. "Sende okula gel Uwe"
"Gelemem" dedi Uwe gülümseyerek Stuart'ın elini tuttuğunda. Genç adam ise alışkındı artık Uwe'nin kendisi ile hiçbir yere gelmemesine.
İkisi de evden çıktığında Stiles gülümseyerek gözlerini yoldan ayırmadan kardeşinin omzuna vurdu. "Burayı sevdin ha?"
"Okul fazla güzel ve erkekler müthiş"
Stiles kardeşinin söylediğine gülümserken okulun bahçesine girdi ve bu sefer cipini kendisinden önce gelen siyah Camaro'nun yanına park etti. İkisi aynı anda indiğinde kapıları kapattılar ve sınıflarına çıktılar. Sınıfın çoğu gelmiş, Isaac'le Scott yine arka sıralardan birine oturmuştu. Stuart ise dün oturduğu cam kenarı en ön sıraya yerleşti. Kardeşinin mecburen onun yanına oturacağını adı gibi biliyordu.
Stiles edebiyat kitabını çıkarırken kapının önünden geçen biyoloji öğretmeniyle duraksadı. Rüzgar gibi geçmişti. Tuvalette sigara mı içmişler? Kendi kendine gülümsediğinde içeriye enerji saçan, minyon bir kadın girdi.
"Günaydın çocuklar" diye şakıdı ve kaşla göz arası Stiles'ın önüne vardı. "Sen yakışıklı çocuk. İsmini bahşetmek ister misin?"
"Stiles efendim"
"Ya sen...ikiz misiniz"
"Evet. Stuart Ben"
"Bende Emily" dedi kadın Stuart'ın gözlüğünü düzeltirken "Edebiyat derslerinize ben gireceğim"
İki çocukta kafasını salladığında Emily dersine geçti. Stiles kadına bayılmıştı. Stuart'ta şikayet etmeden dinliyordu. Oysa edebiyattan nefret ederdi.
------Edebiyat dersi su gibi akıp gittiğinde Stiles ayağa kalkıp Stuart'ı da kaldırdı. "Çikolatalı süt?" Diye sorduğunda Stuart hevesle başını salladı. "Asla hayır demeyeceğimi biliyorsun"
Kantin sırasına girdiklerinde Stuart özel bir şey söylüyormuş gibi kardeşinin kulağına eğildi. "Uwe'ye de alalım mı" diye sordu masumca sonra da ekledi: "Hiç dışarı bile çıkmıyor"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~|TWİNS|~
FanfictionBeacon Hills'e annelerinin yokluğunu hissetmemek için gelen ikizler, -Stuart ve Stiles- Beacon Hills lisesine başlarlar ve hayatları bir anda değişmeye başlar. Fakat içlerinden biri ileri derecede şizofrenidir ve buna alışması, alıştırması gerekir.