•3•

185 19 4
                                    

3. Bölüm: Seçmeler

Oylamayı unutmayın canlar🤗

Genç adam süt almak için marketteydi. İki paket sütü koltuk altına yerleştirdi ve en üst reyonda gördüğü çikolatayı tek bir sıçrayışta aldı. Oradan ayrılacakken ise omzuna dokunan elle ürküp arkasında üst üste dizilen keklere çarptı. Hepsi teker teker yere yığılırken kendisine dokunan adam onu çekti. "İyi misin" diye sordu Stuart'ın omuzlarından tutarak.

"Evet iyiyim teşekkür ederim"

Adam kekleri yerleştirmeye çalışırken Stuart'ta yanına eğilip yerleştirmesine yardım etti. "Bu mahallede mi oturuyorsun?" Diye sordu mavi gözlü adam.

"Evet, markete çok yakın bir yerde. Ya siz?"

"Biz yeni taşındık yeğenim Derek'le beraber"

"Ah, siz de bir Hale misiniz?"

Peter kaşlarını çattı ve 'sen nerden biliyorsun' edasıyla kafasını sağa yatırdı.

"Bizim biyoloji öğretmenimiz"

Konuşmaları böyle başladı ve kekleri dizmeyi bitirdiklerinde kasaya ilerlediler. "İsterseniz akşam yemeğinde bize gelebilirsiniz?"

"Derek bugün arkadaşında kalacak belki sonra?"

"Sadece sizde gelebilirsiniz?"

Peter gülümseyerek kafasını salladı ve bu genç çocuğu takip etti. Çok kısa bir süre sonra eve vardıklarında kapıyı çaldılar ve Stiles kapıyı araladı.

"Stiles bak bu Peter markette karşılaştık bende onu eve davet ettim"
------

Sonra ki gün Stuart yüzüne çarpan güneş ışınlarıyla uyandı. Kendini korumak için ise Uwe'ye sokulmayı tercih etti. Fakat her zaman yanında yatan beden yoktu. Telaşla doğruldu ve odayı taradı ama yoktu. Çabucak yatağından kalkıp banyoya girdi ama burada da yoktu. "Stiles!"

"Ne var"

"Uwe yok!"

Sonra o ses geldi. "Buradayım Stuart aşağıda"

Stuart koşarak aşağı indi ve sanki merdivenden yuvarlanmamış gibi koşarak arkadaşına sarıldı. Öylesine korkmuştu ki tek arkadaşını kaybettiğini sanıp.

"Aklım çıktı" dedi nefes nefese. O sırada ise Stiles kardeşine bakıyordu. O kadar garip bir görüntüydü ki bu.

"Tamam hadi masaya geçin"

Herkes kahvaltısını yaptığında Stiles masayı toparladı ve Stuart'ta üzerini giyinip odalarını düzenledi. Buraya taşınalı birkaç hafta olmuş olsa da iyi idare ediyorlardı. Bugün babalarını da ziyaret etmeye gideceklerdi.

Okula vardıklarında soyunma odasına girdiler ve yapılacak lakros seçmeleri için kıyafetlerini giydiler. Tarih dersine denk gelmesi ikisi içinde iyiydi. Üzerlerini çıkardıklarında Scott gelip şakayla karışık Stiles'ın karnına vurdu ve kendi üzerini de çıkarttı. "Daha önce lakros oynadınız mı?"

"Hayır. Belki siz öğretirsiniz"

Isaac gülümseyerek kafasını salladı ve formasını giydi. "Bizde pek biliyor sayılmayız ama öğretiriz"

Sahaya indiklerinde Stiles'ın gözleri seyirci koltuklarında oturan Derek'e kaydı. Elinde artık bir bütün olduğunu düşündüğü kalemi ve küçük bir not defteri vardı. Onu yok saymaya çalışıp sahanın ortasına geçen Stiles ise kardeşine sopayı nasıl tutması gerektiğini öğretmeye çalışan Isaac ile gülümsedi.

Scott'ta Stiles'ın eline sopayı verdiğinde genç adam şaşkınca karşısında ki çocuğa baktı. "Güçlü elini üste koy ve yön vermek için diğer elini kullan"

Stiles, Scott'ın dediği gibi tutup Stuart'a göz kırptı.

"Şimdi sana topu vereceğim ve sende bana doğru atacaksın"

Stiles kafasını sallayıp topu aldı ve Scott'a doğru topu fırlattı fakat düz gitmesi gereken top, yamularak hiçbir suçu günahı olmayan Derek'in kafasına çarptı. Elinde ki defteri yere düşürerek kafasını tuttu ve gözleri kısa bir sürede Stiles'ı buldu. Kendisine doğru koştuğunu gördüğünde ayağa kalkıp topu elinde sıktı.

"Affedersiniz" dedi Stiles nefes nefese "İsteyerek olmadı"

"Topuna dikkat et Stilinski"

"Özür dilerim hocam"

Top tekrar genç çocuğun ellerine bırakıldığında Stiles kafasını yana yatırdı. "Dersiniz yok mu bay Hale?"

"Yok, bir sorun mu var?"

"Burada mı duracaksınız?"

"Evet Stiles senin sorunun ne?"

Stiles kafasını iki yana sallayarak sahaya tekrar girdiğinde koç gelmiş, atışlar başlamıştı bile.

"Stiles kaleye"

"Ama koç"

"Stiles. Kaleye."

Stiles omuz silkerek kaleye geçti ve sopasını sıkıca tuttu. Bacaklarını biraz aralayarak karşısında kendisine atış yapacak siyah gözlü çocuğa baktı. "Atış yap Rodriguez"

Rodriguez bunu duyduğunda bir adım ileri çıkıp topu tüm gücüyle fırlattı. Stiles ise toptan gözlerini ayırmayarak ani bir hareketle beyaz topu, kendi sopasının ağı içine aldı.

"Voah!"

Stuart havaya sıçradı ve sıra Isaac'e geçti. Sarı saçlı çocuk kendisinden emin bir tebessümle topu ağın içine koydu ve hızla fırlattı. Fakat top yine Stilinski'nin sopasındaydı.

"Güzel" neşeyle şakıdı koç. Takımının iyi oyunculara ihtiyacı vardı.

Sıralar bir bir geçerken Stiles tüm topları tuttu ve sıra Stuart'a geldi. İki kardeş birbirine kısık gözlerle baktı ve ardından top yine Stiles'a doğru ilerledi. Tutmak için hareket ettiğinde ise ayağı takılıp yere düştü ve top kaleye girdi.

"Stiles!"

Stuart endişeyle kardeşine koştu ve onu yerden kaldırıp dikkatlice kontrol etti. "İyi misin?"

"Evet, evet iyiyim ama bu sayılmaz"

Stuart gülümseyerek ayağa kalktı ve topu alarak çizgisine geçti. Tekrar topu fırlattı ve top tekrar ağlara girdi.

"Top ağlarda Stiles"

Stiles kardeşine gülümsedi ve koça baktı.

"Yer değiştirin"

Onlar yer değiştirdiğinde Derek'in baygın bakan bakışları aniden düzelip kendini öne eğdi. Stiles içinden 'Sen bakma!' diye bağırsa da onu düşünmekten vazgeçmeye çalıştı.
------


~|TWİNS|~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin