6 Gündür Bölüm atmıyormuşum. Veee çoğu hayalet okuyucu olan kitaba bir bölüm atmalıyım dedim bugün.
O zaman ulvi görevlerinizi yerine getirdiyseniz bölüme geçebilirizz
6. Bölüm: Ben Buyum
Berber masaya oturduklarında Stiles halinden hoşnut olarak Derek'e ve kardeşine servis yaptı. Suları doldururken veya tabağı Derek'in önüne koyarken onun kokusunu almak harikaydı.
"Sevgiliniz var mı bay Hale" diye sordu Stuart suyunu içerken. Derek ise kaşlarını çatarak Kafasını iki yana salladı. "Neden sordun"
"Bilmiyorum. Yakışıklı ve zekisiniz ben bir kadın olsam sizi elde etmek için her şeyi verirdim"
"Ah, bu bir iltifattı sanırım"
Stuart kafasını sallarken Stiles sinirden kızarıyordu. Derek onundu. Sadece Stiles'ın. Kardeşiyle bile paylaşmazdı onu.
"Teşekkür ederim Stuart ama kadın olsanda beni kazanabileceğini sanmıyorum"
Stiles buna küçük bir kahkaha attığında bu sefer kızaran Stuart'tı.
"Umarım homofobik değilsinizdir"
"Yoo" dedi ikizler aynı anda "Yalnızlıktan yakında birbirimizden hoşlanacağız"
Derek buna küçük bir tebessümle karşılık verirken bir yandan rahat bir yandan gergindi. Öğrencilerine açılmak iyi bir fikir miydi emin değildi ve homofobik olmamaları kendisini az da olsa rahatlatmıştı. Kendisine bakan ayıplayan gözlere iki çift daha eklenmesini istemezdi.
"Yemek nasıl?" Diye sordu Stiles Derek'in gözlerinin içine bakarak. Stuart ise Peter'ın gelmemesine yeteri kadar bozulmuştu ve şimdi de kardeşinin biyoloji öğretmenine asılmasını izlemek istemiyordu.
"İzninizle" deyiverdi birden. Elinde ki tüm şeyleri bıraktı ve tabağını makineye yerleştirip kapının başında durdu. "Birçok ödevim var ve Stiles gibi önceden bitirmeye üşendim. Onları yapmalıyım"
"Tabii. Yarın görüşürüz o zaman"
Stuart kafasını sallayarak Derek'le vedalaştı ve odasına çıkıp kapattığı kapının arkasına çömeldi. Uwe anında ona sarılırken Stuart'ta tek arkadaşına sarıldı.
"O yine gelmedi Uwe. Onun üzerinde bir etkim yok"
"Boşver Stu. O adamı hiç tutmamıştı zaten gözlerim"
"Ama onu...seviyorum. Saf bir şekilde, herhangi bir art niyetim olmadan seviyorum'
"O zaman değişme vaktidir belki Stuart Stilinski?"
"Ne?"
"Merak etme bu dizilerde olan kahraman değiştirici kadın değilim ben. Sadece tarzını değiştir. Onun gözüne girebilecek kadar harikulade ol"
"Ama ben harikulade değilim. Ne yaparsam yapayım olamayacağım"
"Sence Stiles nasıl biri?"
"Mükemmel. Yakışıklı, çekici, sempatik..."
"O zaman onun ikizi olduğunu hatırlatayım. O yakışıklıysa sende öylesin yavrum"
"Aynı şey değil"
"Stiles mı olmak isterdin?"
"Ne? Hayır. Tamam belki"
"Gözlüğünü çıkar"
"Göremem"
Uwe ayağa kalkıp Stuart'ın ellerini tuttu. "Asla onunla aynı olduğunu unutma. Aşağıda bir şeyler konuşmak için kıçını yırtan Stiles gibi mi olmak istersin yoksa hiç kimsenin hatta Peter'ın bile dilinden düşmeyen bir Stuart mı?"
"Anlamıyorsun. Ben buyum"
------Sonraki gün Stuart, Uwe'nin ısrarı üzerine her zaman tarayıp diktiği saçlarını dağınık bıraktı ve kendine siyah bir tişört seçip üzerine palmiyeli gömlek geçirdi. Bunu Stiles doğum gününde almıştı fakat Stuart elini bile sürmeden gayet mutluydu. Altına krem rengi pantolonunu da geçirip aşağı indiğinde Stiles kısa bir ıslık çaldı.
(Gözünüzde canlansın diye koyayım. Ben düşünemiyorum cidden Stuart'ı🤤)
"Pezevenk gömleğini giymişsin"
Stuart gülümseyerek masaya oturdu ve kahvaltısını yaptı. Giymemesinin sebebi buydu düne kadar.
"Oğlum noldu lan sana"
"Yok bir şey ye yemeğini"
"Sanırım kıskandım"
Stuart buna karşılık sadece gülümsedi ve ağzına bir parça simit atıp çantasını tek omzuna astı. "Gidelim?"
Stiles ağzına son simit parçasını da tıkıştırırken kafasını salladı. Hızla ayağa kalktı ve kendi çantasını da alıp ikizini takip etti. Yavaşça yan yana yürürlerken yanlarında siyah Camaro durdu ve cam açıldı.
"Bırakayım?"
"Hayır" dedi Stuart. "Biz hava alacağız"
"Pekala okulda görüşürüz çocuklar"
Derek gaza basıp giderken Stiles aniden kardeşine döndü. "Nasıl hava alacağız. Almadın mı havanı? Senin yüzünden gitti adam"
"Yürü Stiles. Bir çocuk gibi o adamın peşinden koşmayı bırak"
"Ulan! Bunları hep o Uwe sokuyor demi aklına?"
"Düzgün konuş"
Stiles derin bir nefes çekti ve kardeşinin omzunu sertçe itti.
"Neden böyle davranıyorsun hm? Ne vardı arabaya binseydik. Ondan hoşlandığımı adından daha iyi biliyorsun. Amacın götlük mü yapmak? Böyle giyinince unuttun mu?"
"Stiles..."
"Yürü git Stuart"
Stuart, Stiles ittirince yere düşen çantasını aldı ve hızlı adımlarla önden yürümeye başladı. Sadece hava alacaklarını söylemişti. Neler oluyordu şimdi? Okulda dersleri vardı ki.
Okula girdiğinde Stiles'ta hemen arkasından girdi. Birkaç göz onlara dönerken Stuart emin adımlarla sınıfa girip kendi sırasına oturdu. Bir kız yanına yaklaşırken ise Stiles'ta Stuart'ın yanına ilişti.
"Adios canım"
Stuart şaşkınca Stiles'a bakarken Stiles'ın gülümsemesi yavaşça kayboldu ve dikkatlice kardeşinin elini tuttu. "Özür dilerim. Hem istediğim olmayınca hem de seni öyle görünce patladım. Derek'le vakit geçirmek önemli geliyor Stuart, ama söz veriyorum onunla ilgili hiçbir şeyi senden önemli tutmayacağım"
Stuart gülümseyerek ellerini çekti ve Stiles'ı alnından itti. "İyi edersin"
------
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~|TWİNS|~
FanfictionBeacon Hills'e annelerinin yokluğunu hissetmemek için gelen ikizler, -Stuart ve Stiles- Beacon Hills lisesine başlarlar ve hayatları bir anda değişmeye başlar. Fakat içlerinden biri ileri derecede şizofrenidir ve buna alışması, alıştırması gerekir.