•5•

183 19 4
                                    

5. Bölüm: Biyoloji Ardından

Bir perşembe günü daha okula gittiklerinde Stiles en sevdiği iki günün pazartesi ve perşembe olduğunu düşünmüştü. Bu iki günlerde uzaydan gelen adamla dersleri vardı ve bir şekilde onu görmek kendisini iyi hissettiriyordu. Sanki o kollar kendisine bir sarılsa tüm dertleri çözülecekti.

Bu hipotezine gülümseyip çantasını sıktı ve sınıfına girdi. Biyolojiden önce gelen iki ders edebiyat hızlı geçecekti en azından. Stuart ise ayakları yere değmeden ilerliyordu. Dün Peter'ı yanağından öpmüştü ve iyi hissediyordu.

Sınıfa girdiklerinde Derek'i görmeleriyle ikisi de kapının önünde bekledi. "Geç kaldınız" dedi Derek kollarını göğsünde çaprazlayarak "sebep?"

"Affedersiniz biz saati fark etmemiş olmalıyız. Erken çıktık oysa"

Derek kafasını sallayarak içeriyi gösterdi ve ikizlerde boş olan sıralarına oturdular. Stiles dikkatlice Derek'in gözlerine bakarken büyülenmiş gibiydi. Elini çenesinin altına koyup öne doğru eğildi.

"Geç kalanlar için tekrar söyleyeyim. Bayan Emily hasta ve onun yerine geldim. Benle de eğleneceğize eminim" Eline tahta kalemini aldı ve konu başlığını atarken kendi kendine mırıldandı;

"4 saat biyolojide size neler göstereceğime inanamıyorum"

Stiles bunu duyduğunda küçük bir kıkırtı çıkardı ve defterini çıkardı.
------

Derek yine tüm enerjisini birinci derse harcadığında zilin çalmasıyla beraber sınıftan çıktı. Stiles'ta Stuart'ı tutarak koşmaya başladı. Derek'i gördüğünde yavaşlayıp ona baktı. Yeşillerini kendi üzerinde hissettiğinde gülümsedi ve Stuart'ın kolunu sıktı. "Nasılsınız bay Hale?"

"İyiyim Stiles ya sen?"

"İyiyim hocam. Bir şey sorabilir miyim?"

Derek buna karşılık nöbetçi olduğu katta durdu ve sırtını duvara yaslayarak kafasını salladı. "Sor bakalım"

"Sevdiğimiz insanı gördüğümüzde gözlerimizin büyümesine sebep olan şey sadece refleks mi yoksa serotonin mi?"

Derek bu soruya gülümseyip baş parmağıyla burnunu kaşıdı.

"Göz bebeklerin nefret ettiğin bir kişiye göre de büyür Stiles. Bunda serotonin salgılanmadığına eminim. Sevdiğin kişiye baktığında ise serotonin salgılanır ve refleksle gözbebeklerin büyür"

Stiles kafasını salladı ve koltuk altında tuttuğu kitabı çıkararak bir sayfayı açtı. "Bir soru daha?"

Derek Stiles'ın sorularını çözerken Stuart etrafına bakınmaya başladı. Tuvaleti gördüğünde kardeşinin kulağına fısıldayıp tuvalete ilerledi. Kapıyı açıp içeriye girdi ve kapı arkasından kapandığında pisuvarlara ilerledi.

İşini görürken kapının tekrar açılıp kapanmasını umursamayarak fermuarını çekti.

Ellerini yıkamak için musluğu açtı ve arkasında gördüğü mavilerle bir çığlık atıp elinde biriktirdiği suyu Peter'a attı.

"Stuart benim!"

İçeri giren Derek ve Stiles'la ikisi de birbirine baktı. "Neler oluyor" diyen Stiles'la, kardeşi titreyen eliyle Peter'ı işaret etti.
"Aniden geldi korktum"

Derek kaşlarını çattı ve Peter'ı dışarı çıkararak onu sorguya çekti. Stiles ise kardeşini sakinleştirmek için yüzüne su çarptı. "İyi misin? Sakin ol. O sadece Peter"

"Biliyorum sadece korktum işte"
------

"Sizi bırakayım çocuklar?" Diye seslenen Derek'le ikizler siyah Camaro'ya yerleşti. Stiles'ın cipi bozulmuştu ve bantlar bunu çözemedi.

Sessiz, uzun bir yolculuğun ardından çocuklar indi ve Stiles kafasını açık camdan uzatarak Derek'in yeşillerine baktı. "İsterseniz bize gelebilirsiniz. Yemek var evde"

"Bence ikiniz yiyin"

"Utanıyor musunuz Bay Hale? Alt tarafı bir yemek"

"Pekala, gelirim"

"Peter'da gelir mi" diye soran Stuart ile Derek kafasını salladı. "Gelir tabii" iç açıcı bir gülümsemeyle söylediği şeye ikizler kafalarını salladı ve evlerine girdiler. Hızlıca üzerlerini değiştirdiler. Her zaman mutfakta olan masayı biraz daha çekip üzerine beyaz bir örtü örttükten sonra dün babalarından aldıkları yemekleri ısıtıp bir de pilav yaptılar. Masaya tabak çatalları büyük bir özenle yerleştirip salona geçtiler. Uwe'de yanlarına oturdu.

"Benim gözüm o maviliyi tutmuyor"

"Hadi ama Uwe o iyi biri üstelik çok yakışıklı. Değil mi Stiles?"

Stiles dalgın bir şekilde kafasını salladı ve kafasını arkaya yaslayıp tavana baktı. "Neler oluyor Stiles?"

"Hiç. Hiçbir şey"

"Anlat hadi. Tanrı'nın salağı. Bir şey olduğunda hep aynısını diyorsun. Beyinsiz"

Stiles bir kahkaha attı ve ellerini birbirine geçirdi. "Derek'i düşünüyorum"

"E ne var bunda"

"Ondan hoşlanıyorum ama o bir öğretmen ve ben..."

"Öğrencisin"

Stiles kafasını salladı ve kapının çalmasıyla işaret parmağını kardeşine doğrulttu. "Sakın belli etme yoksa Peter'a Stuart sikilmek istiyor bir hallediver derim"

Stuart buna büyük bir kahkaha attı ve Stiles'ın arkasından ilerledi. Kapıyı açtığında melek gibi görünen bir adam beklemiyordu. Çok güzel görünmekle beraber neredeyse parlıyordu.

"H-hoşgeldiniz"

"Peter nerde"

"Hoşbuldum. Sorduğun için teşekkür ederim Stuart iyiyim"

"Affedersiniz"

Derek gülümseyip deri ceketini çıkardı ve içeri girdi. "Peter'ın işi çıktı."

"Ne iş yapıyor ki?"

"İş yapmıyor. Ormana gitti"
------

~|TWİNS|~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin