ep.3

57 6 0
                                    

"Çocuklar seninle kaynaşmak istiyor."

"Olmaz."

"Sevgilime iyi davranacağım söz."

"Sana küfür etmek istiyorum."

"Ağzına yakışıyor."

"Gerçekten beni bunaltıyorsun."

Seokjin'in yüzüne kapattığım telefondan sonra gülümsedim. Bir haftadır evden dışarı çıkmamıştım. Ama arkadaşlarını da görmek istemiyordum.
Telefonuma gelen mesaja baktım. Şansıma bu sefer Namjoon değildi.
Ama onu da aratmıyordu .

'Sevgili kuzenim bu aralar ne yapıyor acaba?'

Nayeon kesinlikle sıkıcı biriydi. Şimdi de hamile olduğundan ekstra sıkıcı falandı. En son şükran gününde onu görmüştüm ve bana yetmişti. Onunla ortak bir noktamız yoktu. Sevdiğimiz yemekler bile farklıydı. Küçükken de bir türlü anlaşamamıştık. Evlenene kadar yakamdan düşmemişti ve şimdi de yalnız kaldığından tekrar sırnaşıyor olmalıydı.
Anne olmanın ağırlığına şimdiden bürünmüştü ve biz kesinlikle aynı dilde konuşmuyorduk. Çünkü benim gibi biri anne olamazdı.

'Benimle iletişim kurmaya çalışma.'

Yazdıktan sonra gece için kombinimi hazırladım. Onunla çocuk gelişim kurslarına gideceğimi falan sanıyorsa yanılıyordu.
Seokjin beni arkadaşlarının yanına götürmeye çok hevesliydi. Bende onu favori mekânıma götürüp eğlenmek nasıl olurmuş gösterecektim. Açıkçası onun eğlenme tarzı hakkında hiçbir fikrim yoktu. Bir yandan dingin bir mekanda klasik müzik eşliğinde şarap içen bir Seokjin hayal ediyordum. Diğer yandan da gerçek eğlenceden anlayan biri olduğunu düşünüyordum.

Belki de ikisi de değildi.

"Seokjin-ssi selam."

"Sen az önce telefonu yüzüme kapatmadın mı?"

Güldüm ve konuyu istediğim yere çektim. Çünkü yine yüzüne kapatma isteğiyle doluyordum.

"Ben diyorum ki fosil arkadaşlarınla takılmak yerine gerçekten eğlenmek ister misin?"

"Eğlence anlayışın ne?"

"Reddetme ihtimalin olan hiçbir şey söylemem."

"Çocuklarla plan yaptık ama."

"Bir haftadır görüşmüyoruz ve sen çocuklar çocuklar diyorsun."

Diye trip attıktan sonra konuşmaya devam ettim.

"Oturup yemek yemek değil. Ama sen ahjussilerle satranç oynamak istiyorsan beni oraya götürdükten sonra gidebilirsin."

"Aramızdaki farkı anlamıyorsun Jisoo-ssi. Ben sen olmadan da istediğim yere gidebilirim. Ama durumlar senin için oldukça farklı. "

"Ne dememi istiyorsun?" Diye sızlandığımda attığı kahkaha kulağıma şarkı gibi gelmişti.

"Benimle anlayacağım dilden konuşmuyorsun. Bana güzel bir şey teklif etmelisin."

"İstediğin bir şeyi yapacağım. Ne olursa?"

"Hazırlan."

BACK TO YOU | JinsooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin