ep.13

37 4 4
                                    

"İyi de senin nasıl haberin oldu?" Dedim yanımda oturup elimi sımsıkı tutan Seokjin'e. Bakışlarını kaçırdığında tek şüpheli olan Hoseok'a döndüm.

"Sen mi söyledin? Onun haberi olmasın diye sana yalvardım ben." Hayal kırıklığına uğramıştım.
" O pisliğe bulaşmasın diye sana yalvardım." İhanete uğramış gibi hissediyordum. Hoseok'a bu konuda güvenebileceğimi sanmıştım. Bu yüzden ilk başta onu çağırmak istemiştim zaten.

"Sence ben bunu düşünmeyecek kadar aptal mıyım? Elbette ona söylemedim." Dedi Hoseok gergince.

"Ben söyledim." Dedi merdivenlerden aşağı inen babam.
"Haber geldiğinde birlikteydik." Diye tamamladı cümlesini.
İyi de Seokjin Ha-Roo'yu dedesi ve babaannesine götürmüştü.
Onların orada ne işi vardı?

"Seokjin'in ailesiyle ve oğluyla ne işiniz vardı? Ya da şöyle sorayım neden hepiniz bir aradayken ben yoktum?" Sorumun ardından Seokjin tekrar gözlerini kaçırdı. Ve babam yeniden konuşmaya başladı. Bugün formundaydı.
"Bay ve Bayan Kim bizi yemeğe davet etti. Seokjin ve Ha-Roo, bize de sürpriz oldu." Dedi rahatsızca. Ancak rahatsız olduğu neydi çözememiştim.

"Şimdi ne olacak?" Hoseok gergin ortama neden bu halde olduğumuzu hatırlatan sorusunu sorduğunda diyecek hiçbir şeyim olmadığını biliyordum. Bundan sonra ne olacak bilemiyordum çünkü.

"Polisler önce kızımın ifadesini alacak. Savcıyla konuştum bu sefer cezası uzaklaştırma emriyle sınırlı kalmayacak, yargılanacak . Deliller bizden yana. Üstelik birden fazla suç işledi."

"Şu an odan aranıyor. Olası bir böcek ihtimaline karşı defalarca kontrol edilecek. Yine de çatıya nereden girip çıktığını tespit edemedik. Bu gece başka bir oda hazırlasınlar sana. En azından emin olana kadar." Dedi yine otoriter bir sesle. Nerede ve nasıl uyuyacağım umrumda bile değildi aslında. Nasıl olsa uyuyamayacaktım.

"Evet. Evet yapılacak bir şey kalmadığına göre oğlunun yanına gidebilirsin Seokjin." Dedi annem. Ve ona ilk defa katıldım. Yapılacak bir şey gerçekten de kalmamıştı. Eve nereden, nasıl girdiğini bilip bilmemek de hiçbir şeyi değiştirmeyecekti.

"Bayan Shin büyük odayı hazırlayın." dedi annem. Böyle emirler verip durunca iyi bir anne olduğunu düşündüğüne emindim. Yine de bugün kendini aşmıştı. Hatta neredeyse ilk defa annem olduğunu hissetmiştim.

"Jisoo benimle kalmalı." Dedi Seokjin.

"Yaşadığım site yüksek güvenlikli bir site. Bırakın girmeyi, etrafından geçtiği an yakalanır." Seokjin bana fikrimi sormadan konuştuğunda sinirle nefes verdim. Bu durumda onunla kalmak istiyor gibi mi görünüyordum?

"Hayır. Burada kalacağım. Sen evine gidebilirsin." Niye onu böyle reddettiğimi anlamamıştı. O psikopatı daha fazla kışkırtmak istemiyordum. Seokjin belki de durumun farkında değildi.

Ben de buranın güvenli olduğunu düşünmüştüm. Ama değildim işte . Güvenlik görevlileri, korumalarla dolu büyük bir arazide, bir şekilde herkesi atlatmış üstelik burada yaşamıştı. Güvende olduğunu düşünüyorsa hata ediyordu.
Buraya elini kolunu sallayarak girmiş olması ve bir daha girebilecek olması artık beni şaşırtmazdı. Onların güzelce gittiğini görene kadar kendim için endişelenmeyecektim.
"Neden inat ediyorsun? İçim rahat etmez. Gidemem hiçbir yere." Dedi Seokjin.
"İçin rahat etsin o zaman. Gelmiyorum." Dedim yine aksi bir şekilde. Bana kızmıyor sakince ikna etmeye çalışıyordu.

"Gel, evimize gidelim Jisoo-yah. Seni böyle korkutmasına izin verme. Onu çok uzun zamandır tanıyorum ve yapabilecek başka bir şeyi olmadığını biliyorum . Sen yanımda olursan bana zarar vereceği hiçbir şeyi kalmaz. Lütfen gel benimle evimize gidelim."
Dediğinde anne ve babama baktım. Beni göndermek istemeyeceklerdi. 
Aynı şekilde Hoseok da bu fikre karşı çıkacaktı. Benim uğraşmama bile gerek yoktu değil mi?

BACK TO YOU | JinsooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin