11. BÖLÜM

26.8K 834 70
                                    

(ARYA'DAN)

Gözlerimi tavana dikmiş bir şekilde bakıyordum boş boş. Bedenim ağrımıyordu artık. İyileşmişti sanırım, benliğimden haberim yoktu. Bir haftadır hastanedeydim. Arslan'ın o gün gelip kinini kumasından tam yedi gün geçmişti. Onu ne zamandan beri görmüyordum, yoksa görmek mi istiyordum o siyah gözleri. Korkunç, öfke dolu siyah gözlü adamdı o. Bana inanmayan, gözlerimde ki kırgınlığın bir anlamıydı o.

Ben düşüncelerim ile boğuşurken odanın kapısı açıldı. Dönüp bakmadım kim geldi diye. Sevinç'ti herhalde. O da benim için harap olmuştu. Konuşmuyordum kimse ile. O gün Arslan'ın sözleri dilime kilit vurmuştu. Çok uğraşmışlardı konuşmam için ama doktorların tavsiyesiyle üzerime daha fazla gelmediler.

"Benim kızım toprağın altında yatarken sen burda keyif çatıyorsun demek Arya ÇELİK!"
Diyen ses ile bakışlarımı orta derece yaşlı olan kadına çevirdim. Gözlerinin altı mosmordu ve siyahın en koyusuydu bakışları. Bu gözler tıpkı siyah gözlü adamın gözleri gibiydi. Hayır, hayır bu Nazlı'nın annesi olamazdı değil mi.

Kendime hemen çeki düzen vererek oturur pozisyona geldim. Karşımda ki kadının gözleri önce bedenimi sözdü, en son gözlerime bakarken nefret dolu bakışlarına maruz kaldım.

"Şu haline bak, çaresiz, kimsesiz, acizsin. Bakıyorum da Arslan seninle pek güzel bir şekilde ilgilenmiş. Söylesene Arya, benim kızımdan ne istedin. Para için mi öldürdün onu yoksa güzelliği için mi?" Deyip susan kadının sesi titremişti kızım derken. Ben ise susup kalmıştım gerçekleri söylemişti yüzüme bu kadın. Acizdim kimsesizdim hepsi doğruydu. Ağzımı açıp bir şeyler demek istiyordum ama günlerdir kimse ile konuşmadığım için sesimi çıkaramıyordum.

Yanıma usul usul yaklaşan kadın elinde ki pahalı çantasını yandan çektiği sandalyenin üzerine bıraktı. Eliyle dolan gözlerini silip aynı siyah gözlü adam gibi duruşunu dikleştirdi. Ben gözlerine bakamazken birden bağırdı.

"Gözlerimin içine bak Arya!" Demesiyle istemsiz kalktı başım. Ben suçumu üstlenmiştim alışmam lazımdı bu duruma, katil damgası yemeye.

"Bakın benden ne istiyorsunuz bilmiyorum ama buraya bu şekil de giremezsiniz." Deyip sustum bütün cesaretimi toplayarak. Çatallaşmış sesim buna mani olsa da güçlü kalmak zorundaydım.

"Demek öyle Arya hanım. Bu özgüven nerden geliyor banada söylesene!" Deyip üstüme atılan kadın saçlarımı kökünden çekiyordu. Elinden kurtulmak istesem de yapamıyordum.

"B-bırakın beni, bağırıcam yoksa." Deyip siyah gözlerinde kaybolmamaya çalıştım.

"Seni yaşatmıycaz Arya. Senin hayatını mahvedicez. Bak bakalım o zaman da konuşabiliyor musun. Seni doğuran ana da senin gibiydi herhalde, onun için böyle bir insana dönüşmüşsün. Söylesene annende senin gibi aciz miydi, ah dur bir dakika yada senin gibi orosbu mu demeliydim." Diyen kadını bir hışımla itip hiddetle bağırmaya başladım. Bana istediklerini yapabilirlerdi ama asla anneme laf ettirmezdim asla!

"KES SESİNİ, ANNEME LAF EDEMEZSİN, SİZİN İŞİNİZ BENİMLE. ÇOK MERAK EDİYORSAN DEDİĞİN ŞEYLER İÇİN DÖN BİR AYNAYA BAK. BENİM ANNEM SANA DA KİMSEYE DE BENZEMİYOR. ÖLMÜŞ BİR KADININ ARKASINDAN BÖYLE KONUŞAMAZSIN!" Deyip gözümden düşen yaşları aldırmadan bağırmaya devam ettim.

"EVET ACİZİM, YANLIZIM, KİMSESİZİM AMA BEN GÜÇLÜ OLMAYI ANNEMDEN ÖĞRENDİM. ONU HİÇ GÖRMEDİM, ANNELİK NEDİR BİLMEDİM AMA BEN GÜÇLÜ OLMAYI ANNEMDEN ÖĞRENDİM!" Demem ile karşımda ki kadın afallamıştı. Ne diyeceğini oda bilmiyordu, bende kendime şaşırmıştım. Yorgunluğum, acılarım annem deyince geçmişti sanki.

İNTİKAM ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin