Bir bu eksikti..
Şu an yerde öylece duruyordum bacağım gerçekten acıyordu ve en önemlisi üstüm mahvolmuştu düşmeme sebep olan kişiyi bulup onu bogmak istiyordum yerden kalkmam için bana elini uzattı güneş yüzünden yüzünü net olarak göremiyordum onun elini tutmak istemiyordum ama bunu yapmak zorundaydım elinden destek alıp ayağa kalktım biraz ukala siyah saçlı ve ela gözlüydü hemen onu itip
"Ne yaptığını görüyor musun biraz önüne baksana"
"Özür dilerim ama kulaklıgını çıkarıp telefonuyla oynamayı bırakıp biraz da yola baksaydın şu an böyle olmazdı"
Ne bu kim oluyorda bana sesini yükseltiyordu
"Bana bak sana ne yapacağımı sorucak degilim simdi önümden çekil"
Diyip omzuna çarpıp gittim acıyan bacagıma aldırmadan yürüyordum şimdi bu halimle ne yapcagım ben saate bakıp doğruldum daha vaktim vardı yolda gördüğüm ilk mağaza ya girip bir şeyler aldım ve çıktım bacağımın acısı hafiflemisti
Ahh bunun gibi insanlardan nefret ediyorum kendini bisey sanan ukala tiplerden bahsediyorum bir an önce okula gittim Melissa beni görünce gülumseyip
"Merhaba tatlım hosgeldin" "Merhaba Melissa Rachel ve Mike nerde?"
"Onlar biryere kadar gittiler birazdan gelirler herhalde gel biz aşagıya inelim" onaylayıp başımı salladım oturup birşeyler içtikten sonra telefonumu alıp annemi aradım annem çok meşgul biri o yüzden tatil planımızın iptal olmayacağından emin olmak istiyordum hemen annemi arayıp onunla konuştum cok rahatlamıstım plan iptal olmamıştı 2 gün sonra gidiyorduk...
Bunları düsünurken Melissa beni dürtüp
"Yazın görüşemeyeceğimiz için üzüldüm" suratını asmıstı "Merak etme seni hep ararım" diyip moralini düzeltmeye çalıştım biraz sonra yanımıza Rachel geldi
"Naber Rachel"
"Iyiyim canım senden"
"İyiyim" diyip kücük bir gülümseme gösterdim bir sürü sıkıcı zaman ve sonunda beklediğim an okullar bitmişti hemen eve gittim artık okul lafı bile duymak istemiyordum2 gün sonra
Sonunda New York'a geldik gözlerimi aralayıp etrafı incelemeye başladım yine uyuya kalmıstım yazlıga geldiğimizde hemen bikinilerimi giyip sahile gittim
Kendimi bir anda denizin icine attım biraz yüzdükten sonra etraftan ilk bulduğum şezlonga oturdum uzandım güneş gözlüğümü takıp güneslenmeye başladım her şey ilk defa harika gidiyordu ki irden biri günesimin önüne gelip güneşi engelliyordu
Ahh bu kadarı yeterdi ama!
Hemen gözlüğümü çıkarıp karşımda ki kisiye baktım bu kadarı da imkansız ama...
Karşımda o yolda beni düsüren kız duruyordu ikimiz de ağzımız açık birbirimize bakıyorduk birden lafa girdim
"Ne arıyorsun sen burda ?"
"Tatile gelip biraz rahatlamak için gelmiştim ama galiba biraz zor olucak asıl senin ne işin var burda"
"Aynı neden icin burdayım her neyse benden ne istiyorsun simdi çekil günesimin önünden ve beni rahat bırak"
"Pardon canım ama benim şezlongumda oturuyorsun hemen kalk!"
"Üff iyi be şezlongunda günesinde senin olsun" diyip ordan uzaklastim güneş batıyordu bu manzarayı izlemek harikaydı sahilde tek başıma yürürken ağlama sesleri duydum hemen o tarafa yöneldim yine o kızdı tam gidicekken gerçekten neden ağladığını merak ediyordum gidip yanına oturdum ve...
"Merhaba konuşmak ister misin neden ağlıyorsun"
"Neden burdasin neden beni önemsiyorsun ki"
"Hmm öncelikle bi çok kez karşılaştık ama adını bile bilmiyorum?"
"Adım Barbara ya senin"
"Bende Sara memnun oldum"
"Bende"
"Şimdi neden ağladığını söyleyecek misin?"
"Annem onu 1 yıl önce kaybetim ve onu ç-çok özlüyorum"
Demek Barbara de benim gibiydi ailesinden birini kaybetmisti ve acı çekiyordu birden aklıma babam geldi gözümden istemsizce bir yaş süzüldü
"Ah çok üzüldüm ama gitmem gerek ağlama ve rahatlamaya çalış görüşürüz "
"Görüşürüz"
Uff kafam karışmıştı normalde insanları bu kadar kolay affetmezdim ama kimsenin ağlamasına dayanamıyorum iste..