Sekiz | Yan(m)ayı bu kadar seveceğimi düşünmezdim

694 62 14
                                    

''Yapma Jungkook.'' diye mırıldandım gözlerimden yaşlar akarken. Benim evimdeydi.

''Seni çok özledim.'' boynuma küçük bir öpücük kondururken eli iyice sarılmıştı belime. Diğer zamanlardan daha da çok sıkıyordu, sanki kaçmamdan korkar gibi.

Beni iyice duvara bastırıp bir ayağını bacaklarımın arasına yerleştirdi.

Eli tişörtümün içinden bedenimi okşuyordu. Baş parmağı göbek deliğimdeydi.

''Çok özlemişim bu kokuyu, benim olmanı..'' dudaklarımdan kaçan hıçkırıklarla kafamı ona yasladım. Bende çok özlemiştim bana böyle dokunmasını ama kaç aydır hiç yanıma bile uğramıyordu.

Ona öylece bağırıp gittikten sonra bir daha onu hiç görmemiştim. Eskiden olsa aralıklarla gelir, benimle bir şeyler yaşar ve giderdi.

Şimdi onu da yapmıyordu. Bugün neden gelmişti?

''Beni her defasında ortada bıraktıktan sonra geri gelmeyi ne zaman bırakacaksın? istemiyorum artık Jungkook, ben senin oyuncağın değilim.''

''Şşh.'' dedi işaret parmağını dudağıma yerleştirirken. İçki kokuyordu.

''Gitmiyorum artık, tamamen buradayım.'' yalandı. Her geldiğinde aynısını derdi ve ertesi gün yine kaybolurdu.

''Bırak Jeon, dokunma.'' kendimi ne kadar ondan çekmeye çalışsamda boynumdan ayrılmıyordu. İki elini belime sokmasıyla ani gelen soğuk hissiyle irkildim. Bunu fırsat bilerek beni iki eliyle yakaladı ve kucağına aldı.

Hep çok ileri gitsek de hiç bu kadarını göstermemişti bana. Sanki daha farklıydı. Ellerim boynuna dolanırken gözlerini çevirdi gözlerime. 

Değişik bakıyordu, yoğun.

Bedenimi mutfak tezgahına oturttuğunda hemen bacaklarımın arasına girdi. Dudakları çenemde dolaşırken, üzerimdeki beyaz saten gömleğin düğmelerini ayırıyordu tek tek.

Bu sefer izin vermek istemiyordum ama neden o bana dokunduğunda sanki bütün dünya duruyordu? 

Saten gömleğimin düğmelerini tamamen açtığında omuzlarıma yöneldi bu sefer. Her yerime tek tek öpücük kondurdu. Neden böylesine özlemiş gibiydi? 

''Yeter.'' dedim onu bedenimden itmeye çalışıyordum.

''Yetmez.'' fısıldamıştı. Bedenimden sonunda ayrıldığında dağılmış gözüküyordu ama benim kadar değildi.

''Ne kadar kolay değil mi? canın ne zaman bir şeye sıkılırsa kafandan atabilmeni sağlayacak bir Jimin var ne de olsa! Çok kolay, çünkü Jimin seni her seferinde kabul eder.'' elleriyle şafaklarını ovaladı.

''Jimin, sabrımı zorluyorsun.

Yemin ederim beni çıldırtıyorsun.'' oturduğum tezgahtan indiğimde gömleğimi üzerime geri çektim. Ben hiçbir şey yapmıyordum, o sınırını çok zorluyordu.

''Ben hiçbir şey yapmıyorum Jungkook, inan bana hiçbir şey yapmıyorum.'' sırtını tezgaha yasladı derin bir nefes aldı. Derin derin soluyordu. Kafasını bana kaldırdı, gözlerime delmek ister gibi bakıyordu.

''Tamam öyleyse.'' dedi, dolaptan kendine bi şarap doldururken.

''Benim evimde içmeni istemiyorum, def ol git başka nerede içiyorsan iç.'' şaraptan yudum aldıktan sonra tek kelime etmeden sertçe yere fırlattı.

''Pekala, içmiyorum.'' gözlerim şokla açılırken gerçekten onunla uğraşamıyordum. Ne istediğini anlamak çok zordu benim için.

''Bir daha sana adımımı atarsam tüm kainat üzerimden geçsin. 

Big Star  ℘ JiKooKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin