''Nefret edi-yorum senden!'' onu kendimden itip delice ağlamaya başladığımda, şok olmuş içerisinde bana bakıyordu. Neler yapabileceğimin garantisi yoktu, çünkü artık beni gerçekten o kadar delirtmişti ki. Ben istemediğim halde istediğini yapabiliyordu bana, gidip o adamı dövdüğü yetmemiş sözleşmeyi bile yırtmıştı.
Şimdi ise onun evindeydim, ona hesap soruyordum ve deli gibi her yeri dağıtmıştım.
Önümdeki sandalyeye sertçe tekme attığımda sinirim asla geçmiyordu, delirmiş gibiydim. Bütün sinirimi ondan çıkarmak istiyordum.
Beni kolumdan tutup o şirketten çıkarış şekli aklımdan çıkmıyordu.
Sikik herif.
''Sen, sen benim hayatıma girmiş olan en büyük hatasın! DUYDUN MU BENİ JEON!'' sandalyeye bir tekme daha geçirdiğimde derin derin nefesler alıyordum. Ne yapacağımı bilmiyordum, tek istediğim şey bu şehirden defolup gitmekti.
Ona dair hiçbir şey istemiyordum hayatımda.
''Jimin.'' diye fısıldadı bana yaklaşırken. Ben nasıl böyle delicesine aşık olmuştum ona? daha önce hiçbir şekilde hayatıma aşkı sokmayacağımı defalarca söylesem bile.
Onu ben sokmamıştım ki hayatıma, her şeye zorla sahip olduğu gibi benim hayatıma da zorla, kendi istediği için girmişti.
Öyle seviyordu ki, olduğu yerleri mahvetmeyi. Sanki o olduğunda düzenli giden her şey bir anda boka sarıyordu ve bunun sebebi tamamen oydu. Onu hayatıma soktuğumdan beri her zaman öyleydi ve asla değişmemişti.
Şu birkaç senede bana istediğini yaptıktan sonra defolup gitmişti. Hep bunu yapardı ve öyle güzel öğrenmiştim ki gidenin arkasından bakmamak gerektiğini, onun sayesinde.
O yüzden istediğim tek şey artık, defolup gitmekti.
Şarkı söylemek ya da dans etmek falan istemiyordum bile, beni şu 2 sene de o kadar yormuştu ki..
İçimde biriktiremediğim onca senelerin öfkesi vardı.
Sanki biraz da ondan çıkarıyor gibiydim.
''Özür dilerim güzelim, yeter artık. Lütfen..''
''Ben artık, gitmek istiyorum..'' diye mırıldandım mutfak tezgahına doğru yaslanırken. Onunla da olmuyordu, onsuz da olmuyordu derlerdi ya hani. İşte o kadar acı bir durumdaydım.
Hemen önüme geldi.
Ellerini iki yanımdan belime dolarken alnını alnıma yaslamıştı. Yine yapıyordu ve ben yine ona izin veriyordum.
Öldürmek istiyordum kendimi, öldürmek.
''Gideriz yavrum, gideriz istediğin her yere. Söz veriyorum sana, asla bir daha bırakıp gitmeyeceğim seni.'' bu dediği bir anda kahkahalarca güldürdü.
Yüzlerce kez duymuştum bu cümleleri.
''Siktir git Jungkook! GERÇEKTEN SİKTİR GİT TAMAM MI? DAHA KAÇ KERE ŞU CÜMLELERİ SÖYLEYECEKSİN BANA?!'' sertçe göğsüne vurup çekilmesini sağladım.
''Senin o gittiğimiz yerlerde de beni yalnız bırakacağına o kadar eminim ki. Sana çok kez söyledim bu son şansın diye ama senin o sikik aklın bunu hala anlamıyor!'' sinirle elimi saçlarımdan geçirdim.
Bana getirdiği gülleri sinirle koparıp duvara doğru fırlattım.
''Seni ve senden gelen hiçbir şeyi istemiyorum, anladın mı? Siktir olup gideceğim ve sen gelmeyeceksin Jungkook!''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Big Star ℘ JiKooK
Fanfic''Beni yoktan var mı edeceksin yoksa?'' ''Yepyeni bir Jimin yaratacağım Park, herkes sadece senin ismini fısıldıyor olacak.''