hallucination - minsung

18┊Nessecity

"Görüşürüz çocuklar!"

Minho kafedekilere veda ettikten sonra Felix'in yanından alıp zorla sürüklediği Changbin ile yola çıktı.

Kafedeki işler hakkında konuşulan kısa bir yürüyüşün ardından eve varmışlardı.

Evin girişinden görüldüğü kadarıyla oturma odasının ışıkları kapalıydı. Hyunjin ve Seungmin uyumaya gitmiş olmalılardı.

Montlarını kapının yanındaki askılığa astıktan sonra Changbin iyi geceler dileyip odasına çekildiğinde Minho, Jisung ile kaldıkları odaya doğru hızla adımladı. Kısacık sürede onu çok özlemişti.

Odanın kapısını Jisung'un uyumuş olma ihtimaline karşı yavaşça açmaya çalıştı. Ama uyumamıştı. Üstündeki battaniyeye sıkıca sarılmış bir vaziyette yatağında oturuyordu.

Dalgın bir şekilde karşısına baktığından dolayı Minho'nun geldiğini fark etmemişti bile.

Minho onun gözlerini diktiği yere baktığında dolabın aynasının ortadan ikiye çatladığını görmüştü. Kaşlarını çatıp içeri girdi.

"Neler oluyor Jisung?"

Duyduğu sesle irkilen Jisung hyungunu görmesiyle hemen yataktan kalkıp onun boynuna atladı. Güvende hissettiği tek yer onun kollarıydı.

Minho bu ani hareketle sendelese de dengede kalmayı başarmış ve bir elini küçük olanın beline atmış, diğer eliyle de saçını okşamaya başlamıştı.

"Bir şey mi oldu?" diye sordu yumuşak bir sesle.

Jisung hala onun göğsüne gömülü olan başını iki yana salladı.

Minho tabi ki inanmamıştı. Jisung'u belinden tutarak kendinden uzaklaştırdı. "Aynaya ne oldu peki Jisungie?"

Bu soruyla Jisung paniklemişti. Kendi paralarıyla aldıkları dolabın aynısını kırdığı için mahcuptu. Üstelik kırma nedeni de ayrı bir dertti.

Başını yere eğip "Özür dilerim hyung benim yüzümden. Cidden bilerek yapmadım, yanlışlıkla oldu. Lütfen kızma." dedi titreyen bir sesle.

Onun titreyen sesini duyan Minho'nun içi cız etmişti. Gerçekten onu bu halde görmeye asla dayanamıyordu.

Küçüğün yanaklarını ellerinin arasına alıp yüzünü kendine çevirdi. "Sorun değil Jisung. Senden önemli değil. Ama nasıl oldu? Bir yerine zarar gelmedi değil mi?"

Jisung hyungu kızmadığı için rahatlamıştı. Ama aynanın çatlama nedenini ona nasıl açıklayacağını bilmiyordu.

Yaşadıklarını kimseyle paylaşmak istemiyordu. Ancak Minho kimse değildi. En güvenli yeriydi.

Yine de ona anlatmak konusunda çekinceleri vardı. Anlatırsa Minho'nun kendisinden uzaklaşacağına dair kuruntular yapmıştı.

Şimdilik anlatmamaya karar verdi. Bir daha olursa analatacağına dair kendisine söz verip içini rahatlatmaya çalıştı.

Hyunguna yalan söylemek çok zordu. Minho Jisung'u çok iyi tanıdığı için yüz ifadesini geçin, ses tonundan bile yalan söylediğini anlayabilirdi.

Bundan dolayı Jisung yüzüne elinden geldiğince inandırıcı bir ifade yerleştirmeye çalıştı.

"Matematik çalışırken biraz zorlandım da hyung. Sinirlerim bozuldu biraz. Dolabın kapağını baya sert çarptım sanırım. Üzgünüm."

Minho için bu tarz hırçın haraketler Jisung'tan beklenmeyen şeylerdi. Ancak son zamanlarda yaşadıklarını düşününce çok da garip gelmemişti.