Masum

1.3K 65 8
                                    

"Ama unutma, taş duvarlar arasındaki karanlığımın senden başka penceresi yok!"

Sabahattin Ali

_Bora_

Mert'in sesiyle gözlerimi açtım. Şoför koltuğunda bana dönmüş sesleniyordu:

-Lider! Lider uyan geldik!

Gözlerimi tamamen açtığımda sustu ve beni izledi. Önce kendimi toparlamaya çalıştım sonra üzerimde hissettiğim ağırlıkla belime sarılmış kollara baktım. Gözlerim kolları takip edip Kayramı bulunca gülümsedim. Ah! Ben senin bu güzel uyuyor halini görecek miydim?

Ben Kayrama bakarken Mert:

-Yengeyi uyandıracak mısın Lider?

Dedi. Gözlerimi ona çevirdim ve kaşlarımı kaldırıp:

-Hayır. Üç gündür çok yorulmuş olmalı. Uykusunu alsın. Sen kapıyı aç ben onu eve taşırım.

Dedim. Mert başını sallayıp arabadan indi ve arka kapılardan birini açtı. Ben de gözlerimi Kayrama çevirdim. Sonra da bir elimi beline koyup diğer elimi de dizlerinin altına koydum ve onu kucağıma aldım. Gülümsedim ve göğsüme düşen saçlarından öptüm. Daha sonra da arabadan indim.

Kayramın anne-babasının evine giderken Mert önüme geçti ve bahçe kapısını açtı. Ardından da evin ziline bastı. Ben kapının önüne geldiğimde Kayramın annesi ve babası telaşla kapıyı açtı.

Önce şaşkınca bana baktılar. Babası:

-Bora?

Dedi. Ardından da kucağımdaki Kayrama baktılar. Sanırım baygın olduğunu sandılar ki daha büyük bir telaşla:

-Kayra!

-Kızım!

Dediler. Sesimi olabildiğince kısık tutarak:

-Lütfen sakin olun. Sadece uyuyor. İzin verirseniz odasına götüreceğim.

Dedim. Annesi geriye çekilip yol verdi:

-Üst katta, sağdan ilk kapı.

Gülümseyip başımı salladım ve içeri geçtim.

İkinci kata çıktım ve sağdaki ilk kapıyı açtım. İçeri girmeden önce odaya göz gezdirdim. Hey! Sapıklık yapmıyorum! Sevdiğimin odasına bakıyorum!

Odanın ortasında ve kapının karşısında çift kişilik tozpembe örtüsü olan bir yatak vardı. Yatağın arkasındaki duvar çiçek desenli bir kağıtla kapatılmıştı. Yatağın solunda tozpembe ve büyük bir dolap vardı. Yatağın sağında ise pencere ve pencerenin önünde asmalı salıncak vardı. Son olarak yatağın sağ başucunda masa ve o masaya bağlı bir kitaplık vardı. Kitaplığın yanındaysa ona dayanmış bir gitar vardı.

Bir an aklıma Kayramın bu odada gezdiği, o gitarı çaldığı, asmalı salıncağa oturduğu ve daha fazlası gelince gülümsedim. Sonra da Kayramı götürüp yatağa yatırdım ama geri çekilirken Kayramın kolları düşmek yerine daha sıkı sarıldı. Şaşkınca Kayrama baktım. Hala uyuduğunu görünce gülümsedim:

-Beni hep zor durumda bırakıyorsun Güzelim.

Dedim ve anlından öptüm. Geri çekilirken:

-Bu da benim kaçamağım olsun.

Dedim. Bu sırada Kayram hala uyuyor olmasına rağmen gülümsedi. Şu gülüşüne hep hayran kalıyorum ama burada fazla kalırsam annen ve baban yanlış anlayabilir.

Biraz daha gülümsedim ve Kayramın kollarını boynumdan ayırıp yanına koydum. Sonra da odasından çıktım. Şimdiki meselemse Kayramın anne ve babasına her şeyi anlatmanın bir yolunu bulmak! Şimdiden söyliyim ben yalan söylemem! Yani doğruları onlara sindirerek anlatmam gerek!

Siyah ve Beyaz'ın Mührü (Askıda) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin