üç

1.5K 137 156
                                    

yorum ve beğeni yaparsanız sevinirim:)

yaklaşık beş sene önce
yağmurun soğuk damlaları tenini ıslatırken adımlarını hızlandırdı kartal. bu sefer kesin kararını vermişti. kalbi un ufak olmuştu, fazlasına lüzum yoktu. vücudu yangın yeri gibiydi. öleceğim sandı.

göz yaşlarını yağmur siliyordu. bu yüzden saklamadı, kimse anlamazdı ağladığını. hayatında verdiği en zor karardı bu. geç kalınmış bir karar. her şeyi olduğundan daha kötü yapacak, lakin ruhunu iyileştirecek bir karar.

efe tekin'in hayatından siktir olup gitmek.

günümüz
kartal başındaki yoğun ağrı ile gözlerini açtı. dün gece olup bitenler birden bire aklına düştüğünde afalladı. hala kucağında olan çocuğa baktı. uyuyordu. bu işte bir bokluk olduğu kesindi, efe 'sadece yanımda ol' diye yalvaracak bir adam değildi.

bundan bir şey çıkacaktı. efe kartal'ı bununla elbet vuracaktı ama ne zaman ve ne şekilde bilemezdi. gardını alacaktı, o sadece eski bir dosta yardım etmişti, fazlası değildi.

biraz daha çocuğun uyanmasını beklese de efe oldukça derin uyuyordu. kartal sabredemeyip diğerinin kafasına bir fiske vurdu. efe kafasını aniden dikleştirip, gözlerini kısarak etrafa baktı. "kartal, rüyamda mısın?"

sarı saçlı çocuk koltuktan destek alarak ayağa kalktı. "aynen amına koyim, şimdi seni domaltıp sikicem rüyalancan." gülümseyerek elini uzattı neler olup bittiğini anlayamayan, saçları darmadağın olmuş efe'ye. efe uyku sersemliği ile ona uzatılan eli sıktı. "tebrikler efe bey, ergenliğe girdiniz. angelina hanım meşguldü, ben geldim. sorun yoktur inşallah."

efe bileğinde duran toka ile saçlarını hızlıca topladı. kartal ise bu esnada kapıya ilerlemişti. "kartal!" arkasını döndü dün gece buraya gelip yine diğerinin eline taviz verdiği için kendine kızgın olan. "hayırdır, orospu musun? sabahına bir pişmanlıkla evden gitmek istemeler falan."

kartal sırıttı. hoşgeldin efe tekin. eli cebini yokladı, eline gelen tüm banknotları kartal'ın göğsüne doğru attı. "paranı unuttun."

kartal dövmeyim dövmeyim diyordu da, bu yavşakta iyi kaşınıyordu. yere süzülen, en büyüğü 20₺ olan kağıt paralara baktı. üzerlerini çiğneyerek efe'ye yaklaştı. elleri titreyen çocuk bir iki adım geri attı.

kartal'ın gözünü öfke bürümüştü. kendine verdiği sözü şimdi tutabilirdi. efe'nin yakasından iki eliyle kavrayıp kendinden zayıf olan oğlanı adeta duvara çiviledi. öylesine sert vurmuştu ki, efe bir an ciğerlerinin ağzından çıkacağını düşünmüştü.

küçük bir öksürük dudaklarını terk ederken beraberinde de kan getirmişti. kartal'ın içi soğumuyordu. hala o geceki gibi cayır cayırdı içi, bu yangında beş sene yanmak çok gelmişti ona.

efe kartal'ın gözlerinin içine baktı. ama yoktu. onun kartal'ı orada değildi. bitkin gözlerle baktı, bu kartal ona acımıyordu. intikam alır gibiydi.

duvarda kafası eğik durmuş ona bakan çocuğu saldı. dizlerinde kuvvet olmayan efe ayakları yere değdiği gibi yerde yatar pozisyon aldı. yanından geçen kartal bir tane tekmeyi karnına savurdu. efe acı bir şekilde inleyerek kollarını karnına sardı.

bunu hak etmiş miydi? fazlasıyla. ama beklemiyordu. karşısındaki adam ondan nefret eder gibi vuruyor, düşmanıymış gibi bakıyordu. onun merhametli, iyi kalpli kartal'ı değildi bu.

ağzında biriken kanı yanına tükürdü. yüzünü ekşitti demirimsi tat damağına yapışırken. "vur," sesi cılızdı. ama kendini kartal'a duyurmaya yetmişti. "her şeyin suçlusu benmişim gibi. sıç ağzıma. belki yaptıklarını unutturur."

fearless // kartal x efe Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin