um... final bölümü sanırım.
bu hikayeye ilk başladığımdan beri final kafamda zaten belliydi, hatta biraz uzadı bile. merak etmeyin yeni kurgularda buluşacağız, siz bana destek olmaya devam ettiğiniz sürece ben yazmaya devam edicem<3
umarım bu hikaye yaşadığımız bu boktan zamanlarda biraz olsun sizi başka bir dünyaya götürmüştür.
öptüm<31
...
insan aklını bir defa kaybedince toparlaması ne kadar da zor oluyormuş meğer. var olmayan şeylerin varlığına inanmak, onlarla konuşmak, hatta ve hatta onları gerçekten ayıramamak...
kartal hiç iyi değildi. efe onun ne kadar kötü durumda olduğunu anlamış olsa dahi artık çok geçti. kartal'ın sanrılarının önünü almak mümkün değildi.
efe ona söz verdirmişti. gidebilecekleri her doktora görünmüş, hepsinin verdiği bir iki hapa bel bağlamışlardı. ömür boyu kullanacaksın demişlerdi. iyileşmek gibi bir durum söz konusu değildi, sadece atakları azaltma, halüsinasyonları azaltma gibi şeyleri vaadediyordu bu ilaçlar.
asla olmayacak diyemiyordu doktorlar. yani kartal sonsuza dek bu seslere maruz kalacaktı. az ya da çok, o ses daima kafasında olacaktı.
efe'nin halüsinasyonlarını gördüğünü biliyordu kartal, bunda sorun yoktu. asıl sorun şuydu ki, kartal hangi efe'nin gerçek, hangisinin sahte olduğunu artık bilmiyordu.
her gece yanında yatıp ona her şeyin iyi olacağını söylerken başını okşayan efe mi gerçekti, yoksa eline tabancayı dayayıp yap artık şunu yüzsüz diye haykıran mı?
kartal ilkinin hayal olduğundan neredeyse emindi. çünkü efe asla böylesine sıcak bir insan değildi. kartal'a yaptığı onca şeyden sonra, sarf ettiği yüzlerce hakaretten sonra efe kartal'a böyle yaklaşmazdı.
diğer yandan kendini öldür diyen efe gerçekti. saf bir nefretle bakıyordu kartal'a. tıpkı gerçek efe gibi bakıyordu. onun bakışları kartal'ın yüreğine dokunuyordu. ama yine de kartal diğer efe'ye sığınmayı tercih ediyordu. belki diye düşünüyordu kartal, belki bu efe gerçektir.
bazı zamanlar ise kafasına dank ediyordu. yanında uyandığı adam gerçek efe gibi kokuyordu, eskiden sarıldığı gibi sarılıyordu ona. daha önce hiçbir halüsinasyon böyle gerçek hissettirmemişti.
çoğu zaman düşünmekten başı çatlayacak gibi oluyordu. alkol tüketmesi yasaktı, içtiği ilaçlarla reaksiyonu halinde kötü sonuçlar yaratabilirdi. kartal içinde bulunduğu durumdan daha kötü ne olabileceğinden pek emin değildi, ama yine de ona söyleneni yaptı.
genelde uyuyordu, çünkü rüyaları çok daha sakindi. rüyalarında istediğini yapabiliyordu, bir deniz kenarında sakince oturabilir, ormandaki bir ceylanı sevebilir, hatta bir dinozoru bile eğitebilirdi.
yine uçuk kaçık bir rüyanın ortasındayken alnında bir soğukluk hissetti kartal. temas devam ettiğinde gözlerini açmak zorunda hissetti. karşısında efe'yi gördüğünde gülümsedi. kartal kendine hatırlattı; uyandığın gibi halüsinasyon göremezsin, bu gerçek efe!
bunun bilincinde kalmak için kafasında defalarca bu cümleyi tekrarladı kartal. "günaydın." dedi efe kartal'ın alnına bir buse kondururken. "çok uyuyorsun, benim canım sıkılıyor." efe'nin elleri kartal'ın sakallarında dolaşıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fearless // kartal x efe
Fanfictionüç kuruş dizisinden kartal ve efe'nin paralel evrende geçen bir kurgusudur. bxb hikayedir. x 16 yaşından küçük bireylerin okumasını önermem.