"Anne saçmalama yiyemezler onları!"
"Ne diye yiyemeyeceklermiş kendi ellerimle yaptım."
"Anne şuan yemeleri yasak diyorum niye anlamıyorsun?" Diye elindeki tencerelerle bize ulaşmaya çalışan annesinin önüne geçti Minho.
Minho'nun annesi yani kayınvalideciğim saolsun bizim için birsürü yemekler yapmıştı ama salak Minho yememize izin vermiyordu.
"Minho karışma kadına. Jisu hanımcığım gel getir sen onu şöyle." Dedi teyzem Minho'nun annesini yanına çağırırken.
"Doktor tuz baharat yasak diyor sen gidiyorsun en baharatlı yemeklerle hasta ziyaretine geliyorsun." Minho sonunda pes etmiş kendini koltuğa atmıştı. Teyzem ben ve Jisu anneciğim birbirimize bakıp sırıttık. Tam kazandığımızı düşünüp yemekleri yemeye başlayacaktık ki Minho'nun sesini duyduk.
"O yemekleri yerseniz hemşireyi çağırırım."
"BU HAKSIZLIK!" Diye şikayet ettim. Bizimle ilgilenen hemşire çok korkunçtu. Hayır,cidden çok korkunçtu. Ölmüş gibiydi sanki. Kemikleri falan gözüküyordu. Üstelik eli çok ağırdı. Serum takarken kolumu hamile bırakıyordu kadın.
"Yapamazsın!"
"Dene ve gör." Dedi Minho rahatça ve arkasına yaslanıp telefonuyla ilgilenmeye devam etti. Kısa süre teyzemle bakışıp ne yapacağımızı telepati yoluyla düşündük.Ve sonunda yememeye karar verdik.
"Evet kararınız? Çağırayım mı hemşireyi?"
"Ağlama tamam yemiyoruz." Dedim göz devirerek. Minho hafifçe sırıtıp bana öpücük attı. Orspu.
"Üzülmeyin kuzularım sağlığınız için, yasak demiş doktor." Dedi Jisu anacığım teyzemle bana yaklaşıp ardından fısıldayarak devam etti.
"Minho okuldayken getiririm yine yersiniz."
"Anne duyuyorum seni."
Jisu anacığım Minho'yu azarlayarak o güzel yemeklerin olduğu tencereleri de alıp artık eve gitmesi gerektiğini söyledi ve gitti.
Jisu anacığım gittiğinde teyzem direk uykuya daldı. Minho banada uyumamı söylemişti ama uykum yoktu. Canım sıkılıyordu ayrıca.
"Minho dışarı çıkalım mı?" Diye sordum camdan dışarı bakarken.
"Salak mısın Sihyeon bu soğukta mı?"
"Lütfen."
"Olmaz iyice hastalanırsın." Oflayıp önüme döndüm ve somurtmaya başladım. Sadece dışarı çıkmak istemiştim kayak yapmak değil. Minho üzüldüğümü farkettiğinde iç çekip oturduğu koltuktan kalktı.
"Sadece beş dakika gezip hemen geri gelicez."
Sevinçle önüme dönüp ellerimi çırptım. Minho tepkime kıkırdarken bavuldan kalın bir hırka çıkardı ve beni yatakta oturur pozisyona getirdi.
Hırkanın bir kolunu yavaşça koluma geçirirken diğerinde serum olduğu için zorlanmıştı. Sonunda ikisinide giydirdiğinde önümü ilikleyip burnuma küçük bir öpücük kondurdu. Dokunuşuna gülümseyip omzuna tutunarak yataktan kalktım. Minho'nun yardımı ile yürürken odadan yavaşça çıktık.
...
Tamam dışarı çıkmak belki de o kadar güzel bir fikir değildi...
Öncelikle dışarı eksi derecelerdeydi. Götüm tam anlamıyla buz tutmuştu. Yürüdüğüm için yaram acıyordu ve en kötüsü Minho'ya yürümüşlerdi. Geri hastane odasına girdiğimizde kendimi berbat hissediyordum.
Minho'nun yardımıyla yatağa yattım. Teyzem hala uyuyordu. Ölmemiştir inş.
"Bakma öyle." Dedim bana ben demiştim bakışları atan Minho'ya bakarak.
"Asıl sen bakma öyle. Dışarıya çıkmayı sen istedin!"
"Ben sana elalemin kızıyla fingirdeş diye mi dışarı çıkalım dedim amk çocuğu! Ne güzel yürüyüp romantik dakikalar geçireçektik."
"Eksi bir derece havada mı? Yalan söyleme götün dondu işte. Pişmansın çıktığına."
"Pişmanım tabi. Azıcık hava alalım dedik sevgilimizden oluyorduk!"
"Sihyeon kıza havladın amınakoyim."
"Napsaydım?"
Goz devirdiğinde bende devirip kollarımı birbirine bağladım. Biz gezerken bir kız Minho'ya sulanmıştı bende manitacılık görevini yapıp kıza havlamıştım. İşe de yaradı bu arada kız korkarak kaçtı.
"Tamam gel barışalım. Film izleyelim." Minho'nun konuşmasıyla ona bakmadan omuz silktim. Gevşek herif daha demin kavga etmemişiz gibi film izleyelim diyordu.
Kıkırdayıp yanıma yatağın bir kısmına oturdu ve yanaklarımla uğraşmaya başladı.
"Hadiii~"
"Tamam." Sonunda dayanamayıp kabul etmiştim. Gülümseyip yatağın içine girdi ve battaniyeyi bacaklarına örttü. Yatakta kayıp ona biraz daha yer açtım ve sonunda yerleştiğinde omzuna yattım. Kolunu omzumdan geçirip belime attı ve yarama dokunmamaya dikkat ederek beni kendine çekti.
"Acıyor mu?"
"Hayır."
"Yarın okula gidiyorum." Dediğinde dudaklarımı büzdüm. Bir hafta çabucak geçmişti. Şimdi Minho öğlenleri okulda olacaktı.
"Ama gitme."
"Ama gitmek zorundayım." Dedi yanağımı öperek. Gülümseyip öpmesi için dudağımı uzattım. İstediğimi yapıp dudaklarını dudaklarıma bastırıdığında gülümsedim. O dudaklarımızı oynatırken kıkırdamadan duramıyordum. Minho kaşlarını çatıp öpücüğü bozdu ve bana çıkıştı.
"Gülüp durmasana."
"Tutamıyorum kendimi kedi gibisin." Göz devirip komidinden telefonunu aldı ve bana döndü.
"Ne izleyelim?"
"Porno?"
"Sihyeon!"
...
Selam bu hikayeyi yazmaya basladigimda 9.siniftim simdi 12 oldum aq saka gibi
yillar sonra benim wattpad hesabim vardı amk diyip hatirladim burayi bu bolumde bayadir taslaktaymis atmayi unutmusum heralde hazir gelmisken atayim dedim bu arada okunmalar baya artmis ama hala oylar cok az
Neyse askolarim ovvuaa💅 dans eden kari emojisini bulamadim amk
ŞİMDİ OKUDUĞUN
👋🐢🎵MARABA👋🐢🎵|Sihyeon+Minho
Humor3 yildir platonik oldugu Lee Minho'yu etkilemek icin ona abaza dayılar gibi mesaj atan kim Sihyeon !İLK YAZDIĞIM FİC BU YUZDEN BAYA HATA VARDIR.! Kurguda hepsi ayni yaştadır ve 11.sinifa gidiyorlardir.
