"Uzun bir aradan sonra tekrardan merhaba?"
...
Taehyung ve Namjoon son derece dikkatli bir şekilde lördu yukarıya çıkarmaya çalışsalarda, Yoongi taşınılırken haraket ettiridilikçe, son güçlerinide kaybediyordu.
Hoseok onları yakından takip ederken, bakışlarını kocasının ölümcül solgun yüzünde şefkatle gezindiriyordu. Taehyung şaşkın olmasına rağmen, durumunu belli etirmeden, mevcut sorunlara odaklanıp Bullard'ı kastederek, "İçeri nasıl girdiğini bilmiyorum" diye mırıldandı. "Buranın tüm giriş ve çıkışlarından haberdardım. Tedbirler alındıktan sonra, burası bana güvenli geliyordu.."
"Bu senin hatan değil Tae." dedi Hoseok sessizce.
"Bazı çalışanlar, açık olan emirlerime rağmen, içeri girmesine izin vermiş olmalı."
"Bu senin hatan değil" diye tekrarladı kont. Genç adam aynı fikirde olmamasına rağmen, karşı gelmemek adına susmuştu.
Lörd Kim, kumarhane içersinde yürürken, birkaç kısa yön soruları dışında sessiz kalmayı tercih etmiş, Taehyung, Yoongi'yi bacaklarından tutarken, Namjoon ise gövdesini taşıyordu.
Vikont, küçük cüsseli biri olmamasına rağmen, her ikisi de çok güçlü oldukları için, kolayca yatak odasına kadar getirmiştiler.
Odanın tadilatı yeni bitmişti. Duvarlar yeni kat krem boya ile kaplanmış, eski yatak, lördun şehirdeki evinden getirilen muhteşem bir kanepe ile değiştirilmişti. Hoseokun babasının ölümünden bu kadar kısa süre sonra, bu odanın tekrar hastane odasına dönüştürüleceğini, kimse tahmin edemezdi.
İki hizmetçi, Hoseok'un talimatlarına uyarak, havlu ve su getirmişler, çarşafları ise geniş şeritler halinde yırtmışlardı. Yoongi nazikçe yatağına yatırılarak, Taehyung ve lörd Kim tarafından, gevşek vücudunda asılı kalan kanlı giysileri çıkarılırken, Hoseok ise çizmelerine yönlenmişti.
Suya temiz bez parçası batıran genç vikont, kocasının vücudundaki kanlı lekeleri yavaşça yıkadı. Bazı yerlerinde kan kuruyarak, göğsünü kaplayan altın renginde paslı bir kabuk oluşturmuştu. Karanlık sokaklarda sürekli egzersiz ile çalıştırılan sıkı kaslarına rağmen, güçlü vücudu, zayıf ve çaresiz görünüyordu.
Namjoon bir peçete alarak daha iyi görebilmek için kanayan yarayı dikkatle sildi. "Deliğin boyutuna bakılırsa Bullard, 50 kalibrelik tabancayla ateş ediyordu."
"Silah bende" dedi Taehyung kısaca. "Bullard ateş ettikten hemen sonra, galeriye atarak kaçmış."
Kont, ilgiyle gözlerini kısarak. "Göster bana." demişti. Genç adam, paltosunun cebinden tabancayı çıkararak, diyileni yerine getirmişti.
Namjoon silahı alarak, deneyimli bakışlarıyla, üzerinde göz gezdirdi. "Bu bir düello tabancası. Oldukça pahalı bir oyuncak. Manton & Sons of Dover Street tarafından yapılmıştır." Kont silahı incelerken tereddüt etti. "Burada gümüş bir plaket var.. sahibinin adı yazılı sanırım. Doğrusu seçilemeyecek kadar soluk yazıtı." Tabancayı cebine sokarak Taehyung'a buyurgan bir bakış attı. "İzninizle yanımda bulunduracağım bunu."
Tae kuru bir şekilde cevap verdi. "Elbette lördum."
Konuşma, Hoseok'un babasını tedavi eden, gayet bilindik üne sahip, iyi huylu, doktor Hammond'un gelmesiyle kesintiye uğramıştı. Hastayı muayene edip yarayı yıkayıp sararken, Taehyung ve kont odadan çıkarılmıştı.