Mutlu Bir Gün

1.1K 86 2
                                    

Doktorun sözleri beynimin içinde dönüp dururken ne tepki vereceğimi bilemiyordum. Ben kilitlenmiş şekilde doktora bakarken bir çift kol bedenime dolandı. Sarılmanın etkisiyle kendime gelip içime derin bir nefes aldım. İçime çektiğim hava ciğerimi yaktığında bir süreliğine nefes almayı unuttuğumu fark ettim. Kafamı biraz daha topladığımda nefes alış-verişlerimle burnuma dolan koku sarılan kişinin annem olduğunu söylüyordu bana ama ben bir an bile gözümü doktordan ayıramadığım için kokusundan tanımıştım. 

"Yanlış anlamadım değil mi? Şimdi siz bana tekrardan duyabileceğimi mi söylüyorsunuz?" hala inanamıyordum.

"Aslında küçük bir operasyon  olacaktı ama ihmal edildiği için biraz daha zorlu geçecek bir operasyon olacak. Zamanında müdahalenin önemini bu yüzden vurguluyor biraz daha geç olsaydı belki de hiç düzeltemeyebilirdik." yani yıllarca ailem bildiğim insanlar benden yalnızca çocukluğumu değil neredeyse hayatımın büyük bölümünü etkileyen bir yetimi de çalmaya kalkışmışlar. 

"Peki nasıl olacak yani, heyecandan konuşamıyorum şu an!" benim heyecanım doktoru da gülümsetmişti.

"Aslında ben bu ay içinde de yapabilirim ama senin gibi gençlerin kişisel ve sosyal hayatlarını da etkileyen durumlarda kararı genellikle hastalara ve hasta yakınlarına bırakıyorum. Sadece sana bir tavsiyede bulunabilirim şu an okuyor musun?"

"Evet, lise son sınıf öğrencisiyim!"

"Sana tavsiyem şu bu kadar zaman bu duruma dayanmışsın biraz daha dayan ve okulundan mezun ol, üniversite sınavlarından sonra da ben hemen seni ameliyata alayım, yazın iyileşme sürecini atlatıp üniversite hayatına adım atarsın, hem böylece de hayatında bir aksaklık olmamış olur!" beklerdim, eğer ki bu sonsuz sessizlikten kurtulacaksam ve sonunda bir tıkırtı dahi  duyacaksam ömrümün sonuna kadar beklerim. Doktorun son söylediklerinden sonra sıkıca anneme sarıldım. İçim içime sığmıyor ve kalbim yerinden çıkmak istercesine hızlı atıyordu.

Doktorun yanından ayrıldıktan sonra heyecandan ne yaptığımı bile bilmeden hareket ediyordum. Adeta sevgi pıtırcığı gibi... Diğerlerine daha söylememiştik, yüz yüzeyken söylemek istiyordum. Annemle babamda çok mutluydular ama benim hareketlerim onları oldukça eğlendiriyordu. Ne zaman onlara dönsem ya gülümsüyorlar ya da kahkaha atıyorlardı. Nihayet evimize ulaştığımızda daha kapıyı çalmaya fırsatımız olmadan ablam kapıyı açmıştı. Kısa bir süre yüzüme baktıktan sonra sıkıca sarıldı. Ama ben söyleyecektim sen, niye anlıyorsun ki!  Benden ayrıldığında gözünün dolduğunu ve hatta sağ gözünden bir damla yaşın yanağına doğru yol aldığını gördüm. Avuçlarımı yanaklarına koyup başparmağımla akan yaşı sildim.

"Neden ağlıyorsun?"

"Mutluluktan!" az önce sildiğim gözyaşının yerini yenisi alırken kurmuştu cümlesini.

"Ne kadar değişik bir cinsiyetiz ya; üzülünce ağlıyoruz, mutlu olunca ağlıyoruz hatta sinirden bile ağlıyoruz! Bence bizim genetik bir sorunumuz var, çeşmeler bozuk!"  bu söylediklerim onu güldürmeye yetmişti.

"Bir mutluluktan ağlatmıyorsun ya, sende bir odunluk var." ablamın haklı tespitiyle içimdeki gülme isteğini bastırıp alınmış bir ifade takındım.

"Aşk olsun ama abla ben görüp görebileceğin en romantik insanım, alınıyorum ama!" 

"Romantik mi, kanıtla." kanıt istemesiyle gülümsemiştim, yapabileceğim en iyi şeyi yapacaktım ve o da karşı gelecekti. Gözlerimi gözlerine sabitleyip kanıtımı sundum.

"Doymadım, doyamadım sevmelere seni benKimseyi koyamadım yerine yenidenSaymadım, sayamadım sensiz geçen yıllarıNe inkâr ne itiraf, bu yalnızca sitem" 

Ritmi HissetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin