Sabahın ilk ışıklarıyla gözlerimi açtım
Yan tarafıma baktığımda kenan yatıyordu yüzü o kadar kusursuz ve prüzsüzdü ki güneş ışığı ile daha çok parlıyordu.
Sessizce yataktak kalkıp banyoya ilerdim,rutin işlerimi helledip sıcak suyu açtım fıskenin altına girdim, uzun bir duşun ardından boynozu üzerime geçirip kıyafetlerimi almayı unuttuğum için odaya dönerken kenanın hala uyuyor olması için dua ettim .
Kapıyı açtığımda kenan yatakta uzanarak telefonuna bakıyordu beni görünce " biran çıkmıyacaksın diye düşündüm " dediğinde yüzüm kızarmıştı bişey söylememiştim kenanın bana bakışlarını fark ettim beni iyice süzüyordu dolaba yönelip kendime elbise ve çamaşır alaryıp arkamı döndüğümde kenan dibimdeydi hangi ara kalkmıçtı yataktan aramızdaki mesafeyi kapatıp ," diyorum kı bugün işe gitmesemmi acaba ,,". Diyip konuşmasıyla kendimi geri çektim
" Üzgünüm kenan ağa ben senin beni canın istediği zaman koynuna aldığın kadınlardan değilim bu bir benide sürekli bu şekilde görmekten vazgeç altına aldğın fahişelerden değilim ben " dedikten sonra banyoya tekrar girip üzerimi değiştirdim odaya girdiğimde kenan üzerini çoktan giymiş ona bakmadan kapıya yönelip kapı kulpunu aşagıya indirip odadan çıktım.
Havluda mirhan ağa ve özlem hanım vardı ,mirhan ağa beni görüp yanına çağırdı.yanlarına gidip mirhan ağanın otur demesiyle oturdum.
" Bak kızım sen bazı olayları yanlış anlamışsın ben seni oğluma eş diye aldım satılmış bir mal olarak değil benim kızlarım nasılsa sende benim gözümde öylesin kenan ağaya gelince ona zaman ver seni sevecek sana alışacak " dedikten sonra bana söz hakkı doğdu
" Siz belki öyle diyorsunuz ama kenan ağa benim defalarca yüzüme vurdu amcamın yaptığı her hatanın bedelini ben misli misli ödedim ve ödemeye devam ediyorum .dedikten sonra mirhan ağa ses etmemişti müsade isteyerek kalkıp mutfağa girdim .
Günaydın dildar abla " diyip gülümsedim oda aynı şekilde
Günaydın kuzum" diyip tebessüm etti yezda ve melda yoklardı ablalarına gitmişler bugün gün boyu canım sıkılacak demek ki kahvaltıyı hazırlayıp terasa çıktığımda herkes yerini almıştı .
Çayları doldurduktan sonra bende yerime geçtim ,
Mirhan ağa söze girerek " hakan ağa seninle evlenme vaktin gelmiştir artık dedikten sonra tüm gözler hakandaydı , " baba bu konular bana göre değil bir kere evlendikde ne oldu kadını çobanoğlularının oğlunun koynunda yakaladım "
Ne diyordu bunlar hakan önceden evlimiymiş konuya dahil olan özlem hanım
" O senin hatandı oğlum biz sana o kadını alma demiştik ve sen dinlemedin "
"Tamam anne hatalı olan benim peki ben nasıl güvenecem işe giderken bin bir düşünceyle gideceğim dedikten sonra mirhan ağa lafa tekrar girdi
" Oğlum yabancı değildir kız Zülfikar dayının kızı Eylül dür " dedikten sonra hakan bir süre düşünüp " tamam baba " demişti .
Herkesin yüzünde mutlu bir gülümseme varken kenan gülmemişti herkes kahvaltısını yaparken kenan konuşmuştu .hamza çobanoğlu mardine geliyormuş baba aşiret toplansın diyen kananla hakanın gözleri büyümüştü haberim vardır oğul bugün öğrendim sabah bende demişti mirhan ağa
Hakan elindeki çatalı bırakıp çayından bir yudum aldıktan sonra " gelsin siktiğimin pezevengi ben onun mardine leşini gömmessem hakan değilim" diye konuşurken yüz hatlarındaki damarlar ortaya çıkmıştı ,hişttt sakın olacaksın hakan ağa ben rehayı gömerken sende promosyon olarak hamzayı gömersin ama şimdi değil diyen kenana şaşkınlıkla bakıyordum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berdel/ Reyhan
General Fiction" benım bir tek karım var oda kara toprakta çocuklarıma kötü davranırsan yada başlarına gelecek en ufak zarardan seni sorumlu tutarım " bende de bişey bekleme " " Merak etme sen kenan ağa yetim nedir öksüzlük nedir benden iyi kimse bilemez çocukları...
