Yelkovan akrebi sevmeseydi hiç peşinden gider miydi kavuşamayacağını bildiği halde pes etmeden onu takip eder miydi...
Aslı KorkmazMüzik: Can Ozan/ Ağlama Ben Ağlarım
Günaydın...
Bayram özel bölüm yayımda keyifli okumalar:)Meriç Efeden;
Sevmek güzel bir duygu... Tabi sevmek kadar sevilmekte önemli çünkü sevmek kavramı ancak karşılıklı olursa mutluluk verir. Ben sevilmek duygusunun ne olduğunu hiç tatmadım. Ne annem ne de babam... Çocukluğumdan erişkinliğime kadar ki geçen süreçte hiç kimse tarafından sevilmedim ve burada da bunun acıtasyonunu yapacak değilim.
Ben Meriç Efe Atamaz namı diğer Atakan. 1995 yazında Fransa da dünyaya gelmiş ve henüz doğduğu gün ailesi tarafından terk edilmiş Meriç Efe... Daha altı yaşında üvey babası tarafından şiddet görmüş, çocukluğunu annesinin şefkatli ve koruyucu kanatları altında değil de üvey babasının attığı dayaklarla ağzından, burnundan kanlar gelene kadar dövülerek geçiren Meriç Efeyim ben. Öz babam ve annem ben henüz kırk günlük bir bebek iken boşanmış.
Babam, bir çocuk yetiştirmenin oldukça zor ve zahmetli olduğunu öne sürerek benim doğmamı istememiş. Annemse babama inat olsun diye beni aldırmamakta ısrarcı olunca Meriç Efe dünyaya gelmiş. Babam beni sahiplenmedi annemse her akşam değerini bilmeyen bir adamın yolunu gözleyerek beni unuttu. Dünyaya gelmek benim elimde değildi ama buna rağmen tüm hayatım boyunca varlığım babama ceza annemeyse utanç verdi.
Yani ben daha annemin karnında iken yalnızdım aslında. Doğduktan sonra aylarca soyadım bile olmamış. Bir gün ateşli bir hastalığa yakalanmışım üvey babam ve annem apar topar beni hastaneye götürmüşler. Kayıt işlemleri için kimlik lazımmış. Kendi kanından olduğum babam bana ne bir isim verdi nede soyadını verdi.
Annem günlerce üvey babama soyadını vermesi için yalvarmış. Üvey babamda yıllarca annemle her tartıştığında yüzüme karşı acımasızca. "Sen çok hastaydın iki gün sonra zaten öleceksin sandım da o yüzden soyadımı verdim eğer yaşayacağını bilseydim senin gibi babasının kim olduğu belli olmayan bir beslemeye soyadımı verir miydim? Tabi ki vermezdim kendi kanımdan olmayan birine neden soyadımı vereyim ki?" derdi. Tabi istemeden de olsa kimlikte en azından bana bir soy ad verdi... Günlerce ateşler içinde yanmışım birde bebeklere güçsüz derler bence bazen bebekler bir yetişkinden çok daha güçlü olabiliyorlar.
Öz babam beni altı yaşına kadar görmedi bile altı yaşındayken de bazen yaz aylarında elinde oyuncak silahlar getirerek beni birkaç saat görüp sonra tekrar İstanbul'a dönerdi. Babamın geldiği her yaz tatili zehir olurdu çünkü üvey babam o gün muhakkak annemle tartışmak için bir şeyler bulur acısını da benden çıkartırdı. Hiç acımadan kafama, sırtıma vurdukça vururdu her vurduğu bir önceki vuruşundan daha acı verici olurdu. Dudağım patlardı ama bir gün öyle bir şey oldu ki...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANLI SALGIN (Düzenleniyor)
AdventureBaştan uyarıyorum kalbi olan okumasın! bu da yazarcığınızdan ufak bir tavsiye<3 <3 <3 Kumsal Ece; çocukluğunda avukat olan babasını gördükçe hep onu örnek almış babasının gerçekleriyle büyümüştür. Kendisininde en büyük hayali babası gibi av...