21112021 ~ 1513~~~
"Dün evlilik teklifimi kabul etseydin bizde şurada olabilirdik."
Chanhee'nin cümlesiyle kafasını sevgilisinin omzunadan kaldırmadan gülmüştü. Eric'in dedesinin nikahına gelmişlerdi ve Chanhee sürekli dünkü terk edilişini anlatıp söyleniyordu.
Hemen yanlarında telefonuyla uğraşan Changmin'in şaşkınlığıyla Juyeon'un gülmesi iki katına çıkmıştı. Chanhee ise ciddiyetini koruyordu.
"Sadece gülüyor musun?"
"Bekle ciddi misiniz siz?"
Juyeon Changmin'in sorusuyla kafasını olumsuz anlamda sallarken Chanhee aksi halde olumlh anlamda sallıyordu. Changmin'in ise kafa karışıklığı arttıkça artıyordu. Sonunda ikili tekrardan kendi dünyalarında tartışmaya girdiğinde Changmin arkadaşlarını anlamayı bir kenara bırakıp telefonuyla uğraşmaya geri dönmüştü.
"Dün senin yüzünden eve kadar yürümek zorunda kaldım Chanhee."
"Özel jet teklifimi reddettin?"
Changmin'in ardından ortama dahil olan bedenlerden bir diğeri ise Kevin olmuştu. İkilinin bir önünde oturuyordu ve sonunda kafasını çevirip sorgulayıcı bakışlar atmaya başlamıştı.
"Ne evliliği ne jeti?"
Juyeon kafasını durup durduk yerde söylenmeye başlayan ve neredeyse herkese dünkü saçma sapan evlilik teklifini ilan edecek olan Chanhee'nin omzundan kaldırıp yapmacık bir edayla elini kalbine götürmüştü.
"Sana bunları nasıl yapabildim?"
"Gençler! Gelmişsiniz!"
Nikah salonunda sırasıyla dizilmiş koltuklara öylece oturmuşlarken nikah salonun başrol oyuncularından ilki konuklarına merhaba demeye gelmişti.
"Çok şık görünüyorsunuz!"
"Eh bizim hanımın gözüne güzel görünmem gerekiyor tabi!"
"Size daha fazla aşık olacak eminim!"
Chanhee'nin anında Juyeon'u ve onlara sorgulayıcı bakışlar atan Kevin'ı unutup Eric'in dedesiyle muhabbete girişini şaşkınlıkla izliyorlardı. Yaşlı adam siyah saçlı gencin ardı arkası kesilmeyen iltifatlarla memnun bir kahkaha atıp saçlarını savunmuş ve eliyle Chanhee'yi işaret ederek konuşmuştu.
"Ah bu çocuk! Konuşmasını iyi biliyor! Söyle bakalım, bu dille kimlerin gönlünü aldın başka?"
Eric'in dedesinden gelen ani soruyla Chanhee elini havaya kaldırarak Juyeon'un öksürük krizine girmesine neden olmuştu.
"Yüzük bile taktım!"
Eric'in dedesinin nikahına gelmişlerdi. Yaşlı adam nikaha özellikle torununun arkadaşlarını davet etmişti. Eric'in arkadaş ortamını severdi.
"Eric hiç bahsetmemişti! Onuda getirseydin ya!"
Bu sefer sırıtan kişi Juyeon olmuştu. Kevin ve Changmin ise durumun tuhaflığına gülmeden edemez halde ciddiyetlerini korumaya çalışıyordu. Juyeon sevgilisinin sırtına geçirip Chanhee'nin bedenin öne doğru savrulmasını zevkle izlemiş ve konuşmuştu.
"Bay Sohn haklı neden getirmedin nişanlını? Tanışırdık?
Chanhee cevabını merakla bekleyen bedenlerin arasında suratına yapmacık bir gülümseme takınıp Juyeon'un yüzüne bakmaya başlamış sonrasında konuşmuştu.
"Çok istedim gelmesini. Oda çok istedi sizinle tanışmayı ama..."
Mahçup bir edayla dizine vurup tekrardan yaşlı adama dönmüştü.
"Juyeon geçen gün nişanını attı. Şimdi biz sevgili nişanlımla takılırken biricik Juyeon'umuzun üzülmesini istemedik. Nişanlım diye demiyorum efendim ama dünyalar incesi biridir."
Chanhee'nin cevabıyla Changmin'in ağzı kocaman açılmış yaşlı adam sahici bir üzüntüyle Juyeon'un omzunu tutmuştu.
"Üzülme evlat en azından seni düşünen insanlara sahipsin."
Juyeon onu sahiden teselli etmeye çalışan yaşlı adamın omzundaki elini sıkarak gülümsemişti.
"Sağ olun efendim."
~~~
Nikahtan ayrıldıktan sonra yeşilliklerle dolu bir parkta yürümeye başlamışlardı. Chanhee ceketini çıkarmış koluna asmıştı. Juyeon ise ellerini cebine atmış ve sessizliği paylaştığı sevgilisine dönerek sormuştu.
"Dedenle nasıl gidiyor?"
"Eve gitmiyorum ki."
"Chanhee."
"Bir ev alma konusunda ciddiydim. Otellerde sürünmekten bıktım."
"Beni yanlış anlamanı istemiyorum ama o adamın elindekini senden almasından korkuyorum."
Juyeon'un önüne geçerek adımlarını durdurmasıyla gülümseyip yürümeye devam etmiş ve üzerine yürüdüğü sevgilisi sonunda pes ederek önünden çekilmişti. Ciddi bir konuşmaya girmek istemiyordu. Rahatsız olduğu konularda konuşurken kaba birine dönüşürdü ve Juyeon'un yüzüne bakarak onu kıracak şeyler söylemek istemiyordu.
"Elimde yalnızca sevgilimin eli var. Onu benden nasıl alabilir ki?"
"Neyden bahsettiğimi biliyorsun."
"Parasız kalmamı sorun ediyorsan etme. Harcadığım dedemin parası değil. Babamın parası."
İstemediği konuların açılmasından nefret ediyordu.
"Dedemin şu an bu konumda olmasının nedeni babam. Şerefsiz olması başarısız bir iş adamı olduğu anlamına gelmez değil mi? Dedemin babamın yaptıklarına susması ve isteklerini yerine getirmesinin nedeni bu. Bana katlanmasınında. Anne ve babamın tüm malvarlığı benim üzerime. Annemin ailesi Choi ailesinden sonra en zengin aile olarak kabul ediliyor."
Derince bir nefes alırken adımlarını durdurup Juyeon'a çevirmişti bedenini.
"İki büyük mirasdada payım var."
"O halde parasız kalırsan seni terk etme olasılığım hiç kalmıyor değil mi?"
Gülmüştü.
"Sen terk etme diye ailem beni paraya boğuyor."
~~~
24112021 ~ 1652
Syglr
Svglr
