•}[19]{•

64 11 3
                                    


06082021 ~ 0038

Medyalara çok şarkı koymam ama son iki bölümü bu şarkıyla yazdım o yüzden koyayım dedim kxldödlx

~~~

Başı deli gibi ağrıyordu. Uyumayı denemişti fakat kafasındaki düşünceler onu öyle rahatsız etmiştiki odasında sıkışıp kaldığını hissederek yurdunun çatısına atmıştı bedenini.

Güneşin doğmasına saatler vardı belkide. Bilmiyordu. Anne ve babasını hiçbir zaman bu şekilde hayal etmemişti. Onlar onun için mükemmel insanlar olmuşlardı... Bir gün tekrardan ailesine kavuşmak için dua ederdi hep.

Her şey altüst olmuş gibi hissediyordu. Dedesinin ailesi hakkında yalan söylemesini istemişti içten içe. İnanmak istemiyordu bile. Gerçeklerin bu denli can yakıcı olduğunu tahmin edemezdi.

Babasından nefret etmiş annesine kızıp durmuştu. Nasıl olurda bekler diye...

Gözleri parmağındaki yüzükte takılı kalmıştı sonra. Juyeon'a olan sevgisini düşünmüştü saatlerce. Nasıl aşık olmuştu ona, nasıl huzuru olmuştu? Hayır. Çok başkaydı bu sevgi. Dünya üzerindeki hiçbir sevgi tanımlamaya yetmezdi Juyeon ile arasındaki ilişkiyi.

O sevgilisini hiç öpmemişti bile. İlişkileri boyunca belkide ilk defa uyutmuştu onunla. Sıkca sarılmazlardıda. Peki neydi onları bir arada tutan? Neydi onları bu derece aşık kılan? Bu saydıklarına ihtiyaç bile duymayan şey neydi?

Huzur diyordu buna Chanhee. Sevgilisinin saçlarıyla oynaması ve onunla muhabbet etmesi gibi. Tinsel bir sevgiydi onlarınki. Ruhlarıyla bağlanmışlardı birbirlerine. Cinsiyetlerin çok ötesindeydi onlar.

Aşk, ne renkle ne de adla sınırlandırılabilirdi onlar için. Cinsel kimlikleri yoktu. Sadece saf sevgi ve huzur vardı. Özgürlük vardı. Sınır yoktu. İnsan olarak sevmişlerdi sadece.

Sevgi buydu onun için. Sevgilisinin huzurlu sesinde, huzurlu kokusunda dinlenebilmekti aşk.

Yüzükleri huzurlarının, özgürlüklerinin ve ruhlarının her daim birlikte olacağına dair verdikleri sözün bir simgesiydi sadece.

"Yarın mezuniyetimizin olamsına rağmen gecenin bu saatinde çatıya çıkmamın tek nedi sevgilim olman ayrıcalığıdır biliyorsun değil mi Choi Chanhee?"

Güldü sevgilisinin cümlesine. Düşünceleri yüzünden bir girdapın içine düştüğünü hissettiğinden sevgilisini aramış ve yanına gelmesini istemişti. Bir yerlerden tanıdık geliyordu bu sahne. Fakat şu an sadece sesini duyduğu için bile ağlayacak kıvamdaydı Chanhee. Juyeon'un bu kadar huzurlu hissettirmesi0 fazla özeldi.

"Özür dilerim."

Kollarını sevgilisine doladı sıkıca. Kafasını omzuna gömdü öylece. Düşünceleri onu her saniye yiyip bitirirken onları durdurabildiği tek yer Juyeon'un yanıydı. Sevgilisinin burnuna dolan kokusuyla gözleri kapanmıştı. İlacı buydu. Başının ağrısı saniyesinde yok olmuştu.

"İyi değilsin."

"Yorgun hissediyorum, canım yanıyor."

Nedenini sormamıştı Juyeon. Yalnızca parmaklarının Chanhee'nin saç tutamları arasında kaybolmasına izin vermişti.

"Bak, parmaklarım kayboldu saç tutamlarında."

Gülümsedi Chanhee, Juyeon'da gülümsemişti. İlk tanıştıkları zaman gelmişti aklına. Chanhee'nin çalışmasına bu ismi verdiği gün...

"Burada dinlenebilirsin Choi Chanhee."

"Sadece burada dinlenebilirim Lee Juyeon."

"Parmaklarım kayboldu saç tutamlarında."

parmaklarım kayboldu saç tutamlarında / Junew Where stories live. Discover now