•}[21]{•

72 12 26
                                    


20082021 ~ 2104

~~~

Chanhee telefonuyla ilgilenen sevgilisini izliyordu bir süredir. Bir şeyler düşündüğü belli olsada Juyeon'un zihin okuma gibi özel yetenekleri yoktu ve bu tuhaf duruma bir son vermek ister gibiydi. Gülerek telefonunu kapatıp onu izleyen bedene çevirmişti kafasını. Chanhee'nin gözleri gözlerini bulmuştu bu sefer.

"Chanhee."

Sevgilisine adıyla seslenmiş ciddiyetini koruyamadan gülmüştü hemen ardından.

"Kes şunu."

Chanhee beklemediği cümleyle büyük bir kahkaha attığında Juyeon telefonunu cebine atıp çalıştığı marketi kapatmadan önce tükenmiş süt reyonuna kollarındaki yeni sütleri dizmeye geri dönmüştü.

Mezuniyetlerinin ardından Juyeon iş başvurularının kabul süreci boyunca yeni bir part time iş bulmuştu. Chanhee ise Kevin ile birlikte sanat galerisi açma fikrindeydi.

"Müstakil ev mi alayım yoksa apartman mı?"

"İkisinide al."

"Bekle çok mantıklı bunu hiç düşünmemiştim."

Sevgilisinin cümlesiyle gülerek elindeki sütlerden birini oldukça ciddi görünen siyah saçlının kucağına atmıştı. Chanhee'nin neşesinin nedenini bir türlü anlayamamıştı.

"Neden buradasın?"

Sevgilisi hafiften uzamış olan siyahlarını geriye doğru tararken omuz silkerek bedenini raflara yaslamıştı. Juyeon'un onu terlemesine tepki olarak çatılan kaşlarıyla birlikte elindeki sütü Juyeon'un gözüne kadar sokmuştu.

"Ne biçim bir soru bu müşteriyim işte."

Chanhee'nin neden geldiğini söyleyeceği yoktu. Juyeon sevgiline fırlattığı son sütü geri alıp reyona dizmeyi bitirdiğinde yorgun bir bakış atıp önlüğünü çıkarmaya başlamıştı.

"Kasayı kapattım alamazsın hiçbir şeyi."

"Seni almaya gelmiştim zaten."

Chanhee'nin cümlesiyle dalgaya karışık bir minnetle bakmıştı sevgilisinin oldukça eğlendiği elmacık kemiklerinden belli olan yüzüne.

"Bende gecenin bu zifiri karanlığında tek başıma eve nasıl gideceğimi düşünüyordum biliyor musun?"

"Juyeon."

"Efendim?"

Marketin kapısını kilitleyip sonunda tüm ilgisini Chanhee'ye verdiğinde sormuş ve beklemediği bir cümleyle karşılaşmıştı.

"Sevgilimin yüzünü görmeyeli tam bir hafta oldu."

Gülümsemeden edememişti. Sevgilisiyle sahile çıkan uzun bir yola adımlamaya başlamışlardı yan yana. Juyeon yeni işinin koşuşturmacasındayken aynı zamanda mezun olduğu bölümün peşinden ilerleme telaşına kapılıp gitmişti. Chanhee ve Kevin ise bir süredir sanat galerisi üzerinde uğraştıklarından birbirlerinin sesiyle idare eden ikili sonunda bir araya gelebilmişti.

"Teknoloji gelişti Chanhee çok özlediysen hani arayabilirdin."

"İşte, sevgilim öyle güzel ki teknoloji yetmiyor bana."

"Hadi ya okulda herkese benim sevgilimin senin sevgilinden daha güzel olduğunu söylüyordun?"

Chanhee sevgilisinin bunu söylemesini bekliyormuş gibi gülerek elini kaldırıp parmağındaki ince halkayı işaret etmişti.

"O, bu yüzüğü takmadan önce söylediğim bir şeydi. Egomu terk ettim diyorum hatırlatmasana ilk aşkımı."

Juyeon'un kahkahalarlıyla içi rahatlamışçasına derin bir nefes verdiğinde elini indirip hırkasının cebine saklamıştı. Yirmi dört saatlik gününün yirmi üç saati sıkıntı ve stresle geçerken sevgilisinin yanında geçirdiği bir saat nasıl oluyorda bu kadar huzurlu olabiliyordu? Günün yorgunluğunu nasıl olurda sevgilisinin kahkahalarıyla unutabiliyordu?

"Ne zamana kadar çalışacaksın?"

Chanhee'nin sorusuyla yüzündeki gülümsemeyi silmeden omuz silkmişti.

"Başvurduğum yerlerden onay alana kadar. Yarın Changmin'le bir şirkete daha uğrayacağız."

"Sanırım artık sevgililerimizin yüzünü eskisi kadar sık göremeyeceğiz."

"Öyle görünüyor. Ama benim için sorun değil, sevgilimin varlığını her zaman yanımda hissedebiliyorum."

"Hadi ya? Ben niye hissedemiyorum?"

"Sen soyut adam değilsin çünkü tertip."

"Tabi cephede kol kola savaşmaya alışınca yokluğunda boşluğa düştüm."

"Chanhee sevgilini eve bırkama kıyağında bulunuyorsun bari kıyak cümleler kur."

"Bir üniversite daha okumaya, bir dört yıl daha birlikte olmaya ne dersin?"

"Param yok, ayrıca aşkından öleceğim şimdi daha fazla konuşma lütfen."

"Tamam o zaman madem aşkımdan ölüyorsun zengin tertibinle evlenmeye ne dersin?"

"Otobüsü kaçırmayalım derim."

Chanhee Juyeon'dan gelen alakasız cevapla göz devirirken çoktan yanından ayrılıp otobüse yetişmeye çalışan sevgilisinin ardından yürümeye başlamıştı.

"Özel jetimi çağırırdık koşmak zorunda mıyım? Kartım yok! Yah Juyeon! Sana evlilik teklifi ettim üç saniye içinde cevap vermezsen vazgeçeceğim!"

Juyeon'un kahkahalarını umursamadan üçten geriye saymaya başlamıştı bile.

"3!"

"2!"

"1!"

"Pekala Lee Juyeon! Özgürlük yüzüğünü geri ver!"

Otobüsü kaçırmışlardı. Juyeon arkasından bağırarak söylenen sevgilisine gülmekten koşamamıştı ve otobüs onları beklemeden gitmişti.

"Özgürlüğümü elimden alamazsın."

"Hiç kusura bakma tertip şu an aşkımdan öldün."

~~~

18112021 ~ 1320
Syglr
Svglr

parmaklarım kayboldu saç tutamlarında / Junew Where stories live. Discover now