sabah 07.00 ve ben uyuyamadım,kulağımda kulaklarım var ve yatakta öylece müzik dinliyorum,hiç bir şekilde uyuyamıyorum ve uykusuzluk rahatsız etmiyor birazdan kalkıp okula gideceğim zaten,çok dersleri dinlediğim söylenemez o yüzden derste uyusam bile sorun olmaz
yataktan kalktım ve bir kaç bisey yedim,sonra lavoboya gidip uykumu alması için yüzüme soğuk su çarptım,biraz uykum gittikten sonra odaya geri döndüm ve dolaptan siyah bir kazak ve siyah bol pantolon giydim,bu gün okula erken gidicektim,ayağıma siyah botlarımı giyip anahtarı da alıp dışarı çıktım ve yine telefonumdan bir şarkı açıp okula doğru yürümeye başladım,bir kaç dakika sonra okula vardım ve içeriye girdim okulda şuan çok az kişi vardı hatta yoktu,direkt sınıfa çıktım ve arkaya doğru ilerledim,sıraya çantamı bıraktım, yanıma aldığım hırkamı sıraya serdim ve üstüne yattım
gerçekten yataktan daha rahat ,ama yine uyuyamadım başımı kaldırdım ve hemen yanımda serimi gördüm,gözlerim yavaşça açıldı ama o bana bakmıyordu eşyalarını yerleştiriyordu
''Uyandırdım her halde?'' diye sordu
''Hayır,uyumuyordum zaten'' diye cevap verdim
''Gözlerinin altı uykusuzluktan mosmor olmuş uyu bence'' gözlerimin altını hiç fark etmemiştim çünkü bu gün hiç aynaya bakmamıştım
''Fark etmemişim,evet uykusuzluktandır ama benim uykum yok''
''Ama uyumalısın'' dedi
''Buna sen mi karar vericeksin?'' dedim sinirli bir sesle
''Evet? bir sorun var sanırım'' serimin yüzüne uzun süre bakakaldım ve o da benim yüzüme bakıyordu
''Fikir'in için saol ama uyumayacağım'' dedim
''Bir fikir değildi Selin,tavsiye de değildi uyumanı söyledim'' dedi yavaşça
''Yani? bana emir mi veriyorsun'' dedim yine sinirli bir ses ile
''Nasıl anlarsın Mavi kız'' Dedi ve dudağının kenarı yukarı kalktı
''Bana..emir verme Kıvırcık'' Dedim yine burnumdan soluyordum
Serim bana yaklaştı ve nefesi yüzüme çarparken
''Kıvırcık ha?'' diye sordu,bende onun yüzüne uzun süre baktım,nefeslerimiz karışıyordu
''Evet,bir sorun mu var?'' diye sordum,yüzü yüzüme daha çok yaklaştı ve bir süre öyle kaldık,serim nefesini burnundan vererek
''Hayır,Mavi kız'' dedi sakince,sakinliğini korumaya çalışıyormuş gibi geliyordu
serim'in gözlerinin içine bakarak ''Tamam o zaman Kıvırcık'' dedim ve sonra serimden uzaklaştım,tam o sırada içeriye Serra geldi ve serim'in yüzünde yapmacık bir gülümseme belirdi,serimin o haline alaylı bir şekilde sırıttım,Serra her zaman benim önümdeydi,sanırım serime karşı bir şeyler hissediyordu,ama haksız da değildi yani bence bir seyler hissetmekte gayet haklı..
''Günaydınn serimcim''. Serimcim? ha bu kız ciddi olamaz inşallah rüya görüyorumdur ya da kabus
''Günaydın'' dedi soğuk bir tavırla ama yüzündeki yapmacık gülümseme hala silinmemişti,emindim onu sevmiyordu ama bana gıcıklık olsun diye onunla görüşüyordu ne saçma değil mi,onlara göz devirdim ve sıraya oturup kitabımı çıkardım ve okumaya başladım bu saçma olaylardan uzaklaşmam gerekiyordu
''Nasılsın bu gün tüm gün aklımdaydın ehe'' hafifçe kıkırdadım ve kitaba odaklanmaya çalıştım,sanırım kıkırdadığımı serim gördü ve yavaşça bana döndü sonra sinsice bir bakış atıp serraya geri döndü
''Evet sende benim'' Dedi ve hafifçe serraya sırıttı,serime bakmadım gözlerimi yavaşça açtım ve kitabı unutttum tamamen şaşkın bir ifadeyle kitaba bakıyordum ama bu ifademi serime göstermemeye çalışıyordum
''Yaa gerçekten mii ne kadar sevindim bilemezsin ehe'' Dedi serra ve benim hala şaşkınlığım geçmemişti,kıskanmışmıydım? hayır,asla,imkansız ben kıskanmam hah neden kıskanayım normal biri ve arkadaşım bile değil haha dimi ya
''Dersin başlamasına kaç dakika var istersen kantine gidip bir seyler içebiliriz'' bana gıcıklığına yapıyordu ama onu umursamamazlıktan geliyordum,
''5 dakika var zil çalınca gitsek daha fazla vaktimiz olur'' evet daha fazla benden uzaklaşma vaktiniz olur ve benimde kafamı dinleme vaktim olur,kıvırcık bana oynuyorsa bende ona oynayacağım,görürsün kıvırcık bu sefer içeceklerinizi keyifle içeceksin kıvırcık.
selaamm bu bölümü umarım seversiniz şu aralar cok bölüm yazamıyorum nedeni; okulum var ve sınavlarım umarım anlarsınız :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Ve Ela
Teen Fictionkaranlık bir labirentin içinde tek başınaydım sonra o geldi labirentin içine bir ışık tuttu tam önüme,sonra o gitti,ışık gitti ruhum karanlıkta boğuldu biz karanlıkta kaldık o benim ruhumun kurtarıcısıydı Her şey, hemde her şey sadece aptal bir rüya...