Yıl başı Gecesi

15 2 0
                                    

Miral Tekdoğan'ın küçük notu

Ben belki konuşamıyorum ama geçmişim konuşabiliyor, ben belki gülüyorum ama çocukluğum gülemiyor, ben konuşamıyorum ama çocukluğumun çığlıklarıklarının sesleri yankılanıyor, bu hayatta ki en büyük şanssızlığım konuşamamak.. Derdimi anlatamamak.

                                                                                            ♪♪♪

Bazen bir geçmişin vardır kimsenin göremediği ama senin saklayamadığın, o geçmiş seni yıpratır, yaralar ama işte o geçmiş olmadan da yaşayamazsın..

İnsanın geçmişi sanki ruhunun anahtarıdır, o geçmiş seni yaralar ama o yaraları sarmasınıda bilir

Bir kaç saat  hazırlıklarla uğraştıktan sonunda mola verebildik, kendimi koltuğa öyle sert attım ki koltuğun içine iyice gömüldüm.

''Bacaklarım ağrıyor!'' diye inledim, Serim karşımda nefes nefese kalmış Yıl başı süslerini asmaktan elleri kopmuştu ve şuan aynı durumdaydık.

''Neden Aral ve Miral'ı çağırmadını sorabilir miyim?'' lafa giren yine ben oldum Serim yüzüme katlanamaz bir halde bakıyordu ben ise tavana bakıp derin nefesler alıyordum.

Serim, ''Mavi kız çok konuşmadın mı acaba?'' Serim'in suratına baktım bana tahammülsüz bir şekilde bakıyordu.

''Haklısın'' dedim ve yerimden doğruldum, mutfağa gidip yıl başı için yaptığım kurabiyeleri fırından çıkardım ve kokusunu içime çektim.

''Ellerime sağlık!'' dedim heyecanla, kurabiyeleri tezgaha bırakıp şarap bardaklarını çıkardım ve onları da tezgaha koydum, hemen arkamdan ayak sesleri geldi ve sonradan da Serim'in kendisi geldi.

''Mis gibi, ellerine sağlık Mavi kız'' dedi kurabiyelere bakarak, tam elini uzatıcaktı ki elimde tuttuğum maşayla Serim'in eline vurdum

''Ah!'' diye sızladı ben ise kaşlarımı çatıp ona bakıyordum.

''Misafirlerimiz geldiğinde yiyeceksin  Kıvırcık bey'' dedim sahte kızgın bir tavırla, Serim çaresizce başını salladı ve koltuğa oturup televizyonu açtı, televizyondan Youtube'ye girip jinglle bells açtı ve ağacı süslemeye devam etti, bende kurabiyeleri tabaklara yerleştirip masaya koymuştum, yaptığım bir kaç yemeği de masaya koydum ve mutfakta olan işimi bitirdim ve üst kata çıkıp giyinme odasına girdim.

Üstüme şık kırmızı dizlere kadar dar bir elbise giydim ve yıldızlı bir küpe taktım, çok abartı olmak istemiyordum o yüzden hafif bir makyaj yapıp saçımı düzleştirdim ve  kırmızı topuklularımı giyip aşağıya indim, camda gözüme çarpan şeyle duraksadım ve cama doğru ilerledim, gözümün önüne inanılmaz bir görüntü gelmişti.

Kar, lapa lapa yağıyordu ve bu nedense çok büyüleyici geliyordu, gözlerimi camdan ayırıp merdivenlerden aşağıya doğru yürümeye başladım ve Serimi gördüm.

Serim bana büyülenmiş gözlerle bakıyordu, bir anda ayağıya kalktı ve elindeki kumandayı düşürdü, utandığım için gözlerimi kaçırdım ve göz teması kurmamaya çalıştım, Serim yavaşça yanıma geldi ve elini çeneme koyup yüzümü kendi yüzüne çevirdi, utandığım için bakışlarımı kaçırmaya çalıştım, Serim bana doğru yaklaşıp 

''Çok güzel olmuşsun Mavi Kız'ım '' dedi ve burnuma küçük bir öpücük kondurdu ve ışık süslemelerini alıp balkona çıktı, bende telefonumu alıp Miral'a mesaj attım

Mavi Ve ElaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin