Serim Mühür'ün küçük notu
Ona ihanetim yüzünden kendimi hiç affetmeyeceğim..
Onun bana bakarken ki gözlerini aklıma getirdiğimde kendime küfürler savuruyordum
Ama zorundaydım.. onun o güzel bakışlarına kıymak zorundaydım.
Çünkü bunu yapmamı söylediler.. Çünkü beni öldüreceklerini söylediler.
♪♪♪
Hemen eve gidip üstüme konsere uygun kıyafet geçirdim, classic bir makyaj yaptım ve saçlarımı düzleştirip, çantamı aldım. Hızla aşağıya indim Aral ve Miral beni beklemekten ağaç olmuştu. Masumca onlara gülümsedim ve yarım saattir bekletmiyormuşum gibi karşılarında dikildim.
"Hadi gidelim!" çok heyecanlıydım içim dışıma çıkıcakmış gibi hissediyordum, Aral hazırlanmam bittiği için bi' oh çekti ve arabaya doğru ilerledik.
"Ne zaman başlıyor?" gibi yol boyunca hiç susmadım. Konser alanına vardığımızda Aral daha çok soru duymak istemediği için hızla arabadan kendini attı.
Haklı çocuk
İç sesim de susmuyordu, bir konu varsa hemen atlıyordu.
"Araaal! ne zaman başlıyor yav?" Aral artık tahammül edemez bir şekilde arkasını döndü ve bana ölümcül bakışlar attı, elimi iki yana kaldırıp 'Ben masumum' ifadesi takındım. Miral da yanıma gelip aynı boş bakışlarla bana baktı.
Bıktırdın çocukları, bıktırdın pu!
İç sesim yine beni gömme peşindeydi, konserin başlayacağına dair anonslar edildi ve biletlerimizi verip içeriye girdik. Ellerimi heyecanla birbirine çarptım ve Miral'ın koluna girip en ön yere geçtik.
"Allah'ım gidicem kalpten!" Miral, "Sakinleş bi." dedi, heyecanla kafamı salladım ama.. sakinleşmek mümkün mü!.
"Ayy! heyecandan çişim geldi tuvalet neredeee" saçmaladığımın farkındaydım ama o an heyecandan hiç umursamadım, Miral elini alnına çarptı ve beni tuvalete götürdü.
Miral, "bekliyorum burada" dedi, ona kafamı sallayıp lavoboya girdim. İşimi halledip tam çıkıcaktım, adımımı attığım anda bir el beni arkamdan yakaladı ve eliyle ağızımı kapattı. Bağırmaya, çırpınmaya çalıştım ama çok sıkı tutuyordu, bir bez çıkardığını gördüm bilincimi kaybettim ve sonrasını hatırlamıyorum..
(Miral'ın anlatımıyla)
Yarım saattir Selini bekliyordum, ne sesi çıkmıştı ne de kendisini görebilmiştim. Bir gariplik olduğunu sezerek lavoboya girdim ve kabinlere teker teker tıklattım, hiç birinden Selinin sesi gelmedi. Telefonunu çaldırdım, kapanmıştı sanırım. Hemen Aral'ın yanına gittim ve Selinin ortadan kaybolduğunu söyledim, Aral çılgına dönmüş gibi konser alanı'nın her yerini aradı. Ama hiç bir yerde bir tane bile iz yoktu. Endişelenmeye başlayıp Serimi aradık ama onunda telefonu çaldı çaldı açılmadı, ne yapacağımız hakkında hiç bir fikrimiz yoktu son çare olarak, ortada hiç bir delil olmamasına rağmen gidip polise başvurduk. Tabii ki hiç bir şey yapamadı..
(Selin)
Sonunda bilinç altım yerine geldi ve gözlerimi açtığımda, simsiyah sadece bir tane ışık olan bir odadaydım. Kalkmaya çalıştığımda resmen düşüyordum çünkü bir sandalyeye bağlıydım. Uzaktan karanlığın içinde bir hareketlenme gördüm, birisi yavaş yavaş bana doğru yürüyordu. Adım sesleri kulaklarımı dolduruyor ve gözlerimi kırpmama neden oluyordu çünkü sert adımlarla geliyordu. Sonunda ışığın olduğu yere geldi fakat yüzü görünmüyordu çünkü ürkütücü bir maske takmıştı. Korkudan dilim tutulmuştu tek kelime edemedim, ürkütücü maskeli adam bana doğru eğildi ve maskenin ardından beni izledi. Korku dolu gözlerle karşımda duran kişiye baktım ve ardından biri daha olduğumuz yere doğru yürüdü, bu sefer yüzü görünüyordu bu Berfuydu. Sırıtmış bir şekilde bana doğru geldi ve maskeli adamın yanında durdu.
"B-berfu?" tek kelimem bu oldu.
Berfu, "Efendim canım?" alaycı bir ses tonuyla aynen alaycı bir şekilde cevap verdi. Maskeli adam geriye çekildi ve ikiside arkasını dönüp uzaklaştılar. Işıklar tamamen kapandı ve küçük bir çığlık attım.
"I-ışıkları kapatmayın" sesim cılız çıkmıştı, tabii ki duymamışlardı. Ben karanlıktan korkuyordum, yavaş yavaş nefes alış verişim düzensizleşmeye başladı. Nefes alışımı düzene sokmaya çalıştım. Ama nafile, imkansızdı. İlacım yanımda değildi ve kimse yoktu, diyecektim ki. Karanlıkta yine bi hareketlilik gördüm.
"Y..yardım edin! nefes alamıyorum" Yaklaşan kişi ışıkları açtı, Nefesim yavaş yavaş düzene girdi ki onu görene kadar. Serim karşımda öylece duruyordu ve ifadesiz bir şekilde yüzüme bakıyordu. Kalbim çok hızlı atıyordu, yaşadıklarımın şokunu diğerini atlatamadan diğeri geliyordu. Serime hayal kırıklığıyla baktım, onun yüzünde ise hiç bir ifade veya mimik yoktu. Onun bu acımasızlığına inanamadım. O.. Okula ansızın gelen ve kalbimi çalan o kişi miydi? hiç zannetmiyorum, ne kadar güzel rol yapıyordu, anlamamıştım hemde hiç bir şey.
Hüzünle Serim'in o güzel yüzüne baktım, hala aklım almıyordu. Kalbim... ona söz bile yoktu, Adı geçtiğinde her zaman hızla atan kalbim şimdi ihaneti yüzünden güçsüzce atıyordu.
"Serim..?" sesimde hayal kırıklığı vardı, Serim bunu fark etmişti ama yinede ifadesini değiştirmedi. O rol yapmıştı, hemde bana karşı. Başkasına yapsa anlardım ama bana karşı yapmasını anlayamıyordum, neden ben? Zihnim hayatı sorguluyordu, kalbimse olan biteni.
Serim sonunda bir ifade vermiş, alaylı bir gülüşle bana bakıyordu..
"Ne yazık..üzüldüm sanırım" diyip dudağını sarkıttı. Ne güzel rol yapıyordu, ona bir saniye bile olsa inanmıştım. Kafamı inanmak istemiyormuş gibi iki yana salladım ve güçsüzce,
"Yapamazsın.." diyebildim, Serim başını benim gibi iki yana sallayarak.
"Yapabilirim.." dedi acımasızca, o an gerçekten Serime inanmadım, yapamazdı. Kalbim bunu inkar ediyordu, zihnim algılamaya çalışıyordu. O an tek düşündüğüm ölmek istemem olmuştu. Kabul etmek istemiyordum zihnim bana.
O seni kullandı!
Dedi ama ben kabul edemedim. Başımı iki yana sallayarak,
"Hayır.." diye mırıldandım, Serim duymuş muydu? bilmiyordum. Serim'in telefonu çaldı ve yine alaycı bir şekilde sırıttı.
"Arkadaşların arıyor." dedi ve telefonu yüzüme doğru çevirdi. Aral arıyordu, ve Serim açmıyordu. Aral.. Miral.. ne kadar endişelenmişlerdir kim bilir..
Serim ufak bir kahkaha atarak. "Çok eğleniyorum.." dedi acımasızca, kaçıncı kez söylüyorum bilmiyorum ama o an bu kişinin Serim olduğuna inanmadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Ve Ela
Teen Fictionkaranlık bir labirentin içinde tek başınaydım sonra o geldi labirentin içine bir ışık tuttu tam önüme,sonra o gitti,ışık gitti ruhum karanlıkta boğuldu biz karanlıkta kaldık o benim ruhumun kurtarıcısıydı Her şey, hemde her şey sadece aptal bir rüya...