23
Chase AtlanticEğer türkçe dinlemekte sorun etmezseniz bunu dinleyebilirsiniz:
Şehir Lambaları
Rei 6Derin bir sessizliğin içinde sadece gelip geçen sert rüzgarın sesi duyulurken annemin mezarıyla bakışıyordum. Bedenini yakmak istememiştim çünkü biraz pis bir işti bence. Bu yüzden gömülmesini istedim. Yeterli parayı verince gayet de iyi ilgilenmişlerdi. Annemin gömülmesinin üzerinden yaklaşık 1 hafta geçmişti ve ben ne zamandır buradaydım bilmiyorum ama hava karardı kararacaktı. Gençliğimden beri asla zaman kavramını tam olarak anlayamamıştım ya da fazla dikkatsizdim. Annemin mezarına bakarken aklıma gelen anılarla bininci kez iç çektim. Hala daha nasıl hissetmem gerektiği hakkında hiçbir fikrim yoktu. İşten izin almış, bir haftadır Baji-san'ı aramamıştım bile. Ama hala ne hissettiğim konusunda tam olarak emin değildim. Normalde sadece hissederdiniz. Düşünmenize gerek kalmazdı. Olurdu işte bir şekilde. Fakat benim şu an nasıl hissettiğim hakkında hiçbir fikrim yoktu. Tabii ki üzgündüm ama annem çok acı çekmişti, belki şu an çok daha iyi durumdaydı. Belki de kötü. Hayır, böyle düşünmek istemiyorum. Derin bir iç çekiş daha. Tek anlayabildiğim üşüyor olduğumdu. Kendimi yalnız hissettiğimden miydi? Sonuçta artık kimsem kalmamıştı. Ama 'yalnızlık' bu hissi tam olarak açıklamıyordu. Yoksa başka bir şey yüzünden miydi? Kaçırdığım şey tam olarak neydi?
Baji-san'ın annesi♡ arıyor...
"Alo?"
"Alo oğlum. Nasılsın? Ne yapıyorsunuz? Senin aramanı bekledim aramadın. Düğün nasıl geçti diye merak ediyordum."
"G-güzeldi."
"Matsuno oğlum bir sorun mu var?"
"..."
"Matsuno?"
"Sorun olarak adlandırıp adlandıramayacağımdan emin değilim."
"Pekala..."
"A-anne."
"Hm?"
"Anne."
"Efendim oğlum?"
"Çorba... içmeye gelebilir miyim?..."
"...şimdi mi?..."
"Evet."
"Olur. Isıtıyorum çorbayı hızlı gel sıcak sıcak içeriz. Bende yemedim daha."
"Tamam!"Yapmacık olan mutlu bir ses ile aramayı sonlandırırken ne ara gözlerim dolmuştu onu da bilmiyordum. Hiçbir şey bilmiyordum ve bu sinirlemi bozuyordu. Çok acizdim. Sinirlerim bozuk bir şekilde seslice güldüm. Neden bu kadar üşüdüğümü şimdi az çok anlamıştım. Sevgi istiyordum. Annem gitmişti. Bu yüzden kendimi yalnız hissediyordum. Trajikomikti. Aradan yıllar geçmiş ve gereken tedaviyi almıştım. İyileşmek için elimden geleni hatta daha fazlasını yapmıştım. Sırf daha iyi olmak için. Yine de ne kadar çabalasam da başladığım noktaya geri dönüyordum. Asla yeterli olamıyordum. Yaşam, gözümde her geçen saniye daha da düşüyor, içimdeki boşluk ve ya karanlık -ne denirse densin bence belli bir şekli yok- daha da büyüyordu. Böyle mental olarak zayıf olduğum zamanlarda ise bunu görmezden gelmek imkansız oluyordu. Ne zaman kendimi kötü hissetsem Baji-san'ın annesini rahatsız etmem ise çabası. Ne yapabilirdim ki? Çorbaları çok sıcaktı, içimi ısıtıyordu. Kendimi durduramıyordum. En küçük sevgi kırıntısına muhtaçtım. Fazla zayıftım. Gittikçe daha iğrenç daha tiksindirici birine dönüşüyordum ben. Bencilleşiyordum. Yine de yarın kalktığımda hiçbir şey olmamış gibi davranmaya devam edecektim. Çünkü artık benim için çok geçti. Var olduğunu kabul etsem hiçbir şey değişmeyecekti. Değer verdiğim bir avuç insana zarar vermek dışında. Görmezden gelmek en iyisiydi. Artık sahip olduğum o uçurum fazlasıyla derinleşmişti. Uzun süredir o uçuruma bakan kişi olarak kendimi içine atmama ramak kalmıştı. Beni durduran şey neydi bilmiyorum. Fakat tek yapabileceğim şey, o uçurumun karanlığında kaybolana kadar kaçarak zaman kazanmak. Eğer bu duyguları görmezden gelirsem en azından etrafımdakilere zarar vermezdim. Bir yük olmaktan çok korkuyordum. Hiç olmazsa kendim yaşar kendim bitirirdim. En azından bunu yapabilirdim. Zaten az olan arkadaş çevremin kendince hayatları, dertleri vardı. Bir de ben eklenmek istemiyorudum. Kendi kendimce sessiz sakin bir hayatım olmalıydı. Böyle bir imaj vermeliydim. Bunun için ise en uygun cevap belliydi. Kaçmak. Bu hayatta en iyi bildiğim şeydi zorlandığım şeyleri görmezden gelmek. Kaç yıldır kaçıyordum bilmiyorum. Saymayı bıraktım. Ama bir süre daha dayanabilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Get Me So High\\Bajifuyu
FanfictionUsed to stick together. "You're my best friend, I'll love you forever."