Too Sad To Cry
Sasha Alex SloanEğer Korece dinlemekte sorun etmezseniz bunu dinleyebilirsiniz:
I Need Somebody
Day 6Upuzun bir yol. Ne başını ne de sonunu görebiliyorum. Her yer kapkaranlık. Yapayalnızım. Sadece ışığı gitti gidecek sokak lambalarının aydınlatması sayesinde attığım adımları görebiliyorum. Ama nedense alışkın bir his bu. Normal bir insanı huzursuz edecek bu ortam, Chifuyu'ya gayet tanıdıktı. İki ileri bir ayak vurma şeklinde ritim tutarak yolda ilerliyorum. Ağlamak için fazla üzgün ve yorgundum. Kendi kendime uğraş bulmuşum, onunla uğraşıyorum. Ritmi doğru tutturup tutturmadığımı anlamak için kafam eğik. Önümde duran hafif yapılı bir bedene çarpıyorum. Kim olduğunu az çok tahmin ediyorum. Yalnızlık hissim azalıyor çünkü. Tahminimi doğrulamak için kafamı kaldırdığımda tahminimin doğru çıkıyor.
"Chifuyu."
"Baj-san."
"Ne yapıyorsun?"Aşık olduğum çocuğa doğru bakıyorum. Nedenini bilmediğim bir şekilde zihnim daha önce hiç olmadığı kadar berrak. Yorgunum ve tek istediğim şey kafayı bulmak. Tıpkı işten yorulduğumda yaptığım zamanlardaki gibi.
"Hiiç, içmeye gidiyorum. Biraz kafa dağıtmak iyi olur diye düşünüyorum."
Santim santimine her yerine aşık olduğum çocuk güzel yüzündeki o gür kaşlarını çatıyor. Daha içmeye başlamadan sarhoş olduğumu hissediyorum. O bana sorgulayıcı bakışlar atarken benim ise tek düşündüğüm şey ona ne kadar aşık olduğum.
"Bende eşlik edebilir miyim?"
"Bilmem edebilir misin?"Sanki bir liseli gibi dalga geçiyorum. Ne çocukçaydı ama. Yine de Baji-san bir şey demiyor. Beraber evime kadar sessizlik içerisinde yürüyoruz. Akemi'yi görüyorum. Bu huzurlu anı bozduğu için ona ayrı bir sinirleniyorum. Sinirlerim bozulmasına rağmen herhangi bir şey belli etmiyorum.
"Ne yapmak istiyorsun Baji-san?"
"Konuşup bu işi bitirmek."İçimi bir kıpırtı hissi kaplıyor. Duyduğum cevaptan epey bir mutlu oluyorum.
"Daha kararlı olmana sevindim. Ben ortamı hazırlayayım tamam mı?"
"Tamam. Bende geliyorum hemen."
"Hmm."Mutlulukla zıplaya zıplaya içeri giriyorum. Hissettiğim hüznü ve yorgunluğu bir kenara bırakıyorum. Aklım bir garip. Fazla boşun. Daha sonra aklıma gizlice onları dinleme fikri geliyor ama hemen vaz geçiyorum. O kadar da değil diyorum kendi kendime. Baji-san'a güven ve sadece bekle. Her zamanki gibi.
Ve Chifuyu bekledi.
Bekledi,
Bekledi
Ve
Bekledi.
Ama kimse gelmedi.
Yine.
Chifuyu ise beklemeyi asla kesmedi ve oturduğu yerde dayanamayıp uyuya kaldı. Uykusundan tatilden dönen Takemichi ile kalktı. Tüm gün merdivende kaldığından her yeri sızım sızım sızlıyordu ama bunu umursamadı. Baji, gelmemişti.
Yine.Geçiş bölümü. Yazım tarzım diğer bölümlere göre daha değişikti çünkü Chifuyu dalgındı. Sanki kendisi değil de başkasının hayatıymış gibi. Bazen benimde öyle hissettiğim oluyordu. Bende geçiş bölümüne bunu koyayım dedim. Sizce bölüm nasıldı? Diğer Baji'nin ağzına sıçıcak Chifuyu. Sadece birazcık daha dayanın. Bir sonraki bölümde görüşürüzz.
Bajifuyulandınız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Get Me So High\\Bajifuyu
FanfictionUsed to stick together. "You're my best friend, I'll love you forever."