"Ben çıkıyorum." Ben cevap veremeden evden çıkmıştı. Aptal Byun, zaten bu cevap vereceğin bir soru değildi. Tuttuğum nefesi bir iç çekişle bıraktım.
İki kişilik bir kahvaltı hazırlamak için erken kalkmıştım. İki kişilik. Başından beri bunun olacağını biliyordum ama düşündüm ki belki...belki birlikte yiyebiliriz. Sadece bir kez.
Umuyordum ki, sadece bir kez ellerimiz birbirine kenetlenmişken beraber okula gidebilirdik...
Sadece bir kez lütfen yüzüme bak...
Benim adım Park Byun Baekhyun. Park Chanyeol adındaki adamla evliyim. 5 anlamsız aydan beri evliyiz. Aynı evde yaşıyoruz ama bana bir yabancıymışım gibi davrandığı gerçeği de var.
Onu çok seviyorum...o benim her şeyim ama ben onun hiçbir şeyiyim.
Her gün güçlü olmalıydım. Cesur olup hayatın bana gösterdiği gerçeklerle yüzleşmeliydim.
Aslında o gerçekte soğuk bir insan değil. Bazen arkadaş grubunun 'happy virus'ü olur...yani sadece bana böyle. Sadece bana farklı davranıyor.
Biz daha gençken çok yakın arkadaşlardık. Büyükanne ve büyükbabamız evleneceğimizi söylediğinde bir kız arkadaşı vardı. Neden evlenmemizi söylediler bilmiyorum? Ama belki o biliyordur.
Çok sevdiği sevgilisinden ayrılmak zorunda kalmıştı. Ondan sonra bana karşı hiç sevgi göstermemeye başladı. Artık onun dünyasında yoktum. Onların ilişkilerinin devam edip etmediğini veya ona hala aşık olup olmadığını bilmiyordum.
Aynı evde olmamıza rağmen iletişimimiz hiç yok. Onu seviyorum ama o bunu bilmiyor. Bozulan arkadaşlığımızı korumaya çalışırken bu duygular benim için çok zor oluyor. Duygularımı hala saklıyorum çünkü büyük bir tepki almaktan korkuyorum.
Çünkü beni sevmiyor, bu çok açık. Beni hep küçümsüyor. Hayallerini, hayatını ve her şeyini mahvettim.
Onunla evlendiğimde hayalim gerçekleşleceği için çok mutlu olmuştum. Sonunda benim olacaktı. Ama şu an ki durumum gerçekleşmesini istemediğim bir kabustu.
"Kahvaltıyı atlamak görmezden gelinmekten iyidir. Kahvaltıyı atlayacağım." Tembelce ayağa kalktım ve üstüme düzgün şeyler giymek için odama gittim.
...
İlk dersim bitmek üzereydi bu yüzden ikinci dersime yetişmeye çalışıyordum. Sınıfın kapısını sessizce açtım. İkinci dersin matematik olduğunu görünce kafama şaplak atmak istedim çünkü bu hoca etrafa hep terör estirirdi. Bu derse de girmeyip üçüncü derse katılmalıydım.
Öğretmen beni görmeden yerime oturmayı başarmıştım. Derin bir nefes alınca yan koltuğumdaki çocuk bana döndü. Adı Kai'ydi. Kim Jongin.
"Yine geciktin."
"Bu yeni bir şey değil." Ona gülümsedim. Bütün sınıfta gözlerimle Chanyeol'u aradım ve öğretmeni dinlediğini gördüm.
"Peki İngilizce sınıfında ne yaptınız?" Kai ile konuşmaya başladım.
"Uyudum, uyandığımda matematik dersindeydik."
"En yakın dostlar olabiliriz. Benimde yapmayı en sevdiğim şey uyumak!"
"Zaten arkadaş değil miydik?"
"En iyi arkadaşlar." onu düzelttim. Kısık bir sesle gülmeye çalıştık. Çünkü ikimizde dersten sonra cezaya kalmak istemezdik. Kim isterdi ki?
"Tamam, önce birbirimizi tanıyalım." başımla onaylayıp dediklerine katıldım.
"Öğle yemeğini beraber yiyelim." önerdiğimde o da kabul etti. Sonra ikimizde hocaya dönüp dersi dinledik.
...
Öğle yemeği saati gelmişti. Eşyalarımı topladım ve dışarı çıktım. Kai'nin beni sınıfın dışında beklediğini gördüm. Kantine yürüyene kadar ikimizde konuşmadık.
Yine Chanyeol'u bulmakla meşguldüm. Onu gördüğümde arkadaşlarıyla beraber yemek yiyordu.
Chanyeol, biraz popülariteye ve hayrana sahipti. Onu sahiplenmek istiyordum ama buna hakkımın olmadığını biliyordum.
Kai ile yemek yiyorduk, yalnız olmadığım için mutluydum.
Yemeklerimizi yedik ve muhabbet için oturacak bir masa bulduk.
"Önce birbirimizi tanıyalım. Tam adın ne?"
"Park-... Byun Baekhyun. Ve sende Kim Jongin'sin değil mi?"
Sinirle gülümsedim kendime. Ne aptalım. Kimsenin evli olduğumuzu bilmemesi gerekiyordu.
"Yani bekar mısın?"
"Evet."
---------------------
yeni bir fic, umarım beğenirsiniz ❤️
beğenmeyi unutmayın lütfen
ŞİMDİ OKUDUĞUN
'Park' olmak // chanbaek
FanfictionByun'un Park olduğu gün, hayatının değişeceği gündü. çeviri kitabın orijinali (@Baekternity)