Kai stüdyo odasında pratik yapmakla meşgul olduğu için öğle yemeğimi yalnız yiyordum. Bir ortağı olduğunu da pek sanmıyordum. Galiba hala bana güveniyordu.
Onun tutkusu gerçekten dans etmekti, benimki ise şarkı söylemek (sanırım kimse bunu bilmiyor) ama bende dans edebiliyordum. Tek sorun, toplum önünde konuşmak, performans vb. konularda korku duymamdı.
...
"Aah...Bana neden onların masasına gittiğimizi söyler misin?" diye sordum, aniden beni bileğimden tutup bizi oraya doğru götüren Kai'ye. Demek istediğim Chanyeol ve arkadaşlarının masasına.
"Çünkü kocan öyle söyledi."
"Ha? Bir şey mi oldu? Siz ikiniz konuştunuz mu? Bunu söylerken kızgın mıydı?" Sürekli sorular sorsamda ama hiçbirine yanıt alamamıştım.
Masalarına gittiğimizde Chanyeol'den uzağa oturmuştum çünkü normal davranmaya çalışacaktım. İlk izlenimin kalıcı olduğuna inanıyordum.
Kai tek boş kalan koltuk olan yanıma oturdu.
"Yani..." Parıldayan gözleri olan adam konuştu.
"Uhm... Adım Kim Jongin ama ben Kai ismi ile daha iyiyim." Hepsi onu kafasıyla onayladıktan sonra bakışlarını bana çevirdiler.
Hayır, lütfen bakmayın. Yüzümün yandığını hissediyordum. Şimdi değil, kızarmayı kes.
Chanyeol sahte bir şekilde öksürdü. Kendimi tanıtmam gerektiğini söylemeye çalışıyordu, değil mi?
"Park-...benim adım Byun Baekhyun. Hepinizle tanıştığıma memnun oldum." Chanyeol sırıttı, belki de neredeyse kendimi Park olarak tanıtacağımdan dolayıdır.
"Hepimiz aynı sınıftayız!" Panda gibi gözleri olan söyledi.
Hepsi kendini tanıttı. Ama hepsinin ismini aklımda tutabileceğimden şüpheliydim. Nasıl olsa masada toplam 12 kişi vardı.
"Erkek arkadaşın var mı?" Kai'ye soru yönelttiler.
"Sanırım hepimiz bu masada oturan birileri için eşcinseliz." ekledi dediklerine. Sanırım adı Suho'ydu.
"Evet, öyle."
"Kim olduğunu söylemek ister misin?" Diye sordu Kyungsoo ama neden birkaç saniyeliğine bana bakmıştı ki? Kai'yi mi test ediyordu? Aman Tanrım, bu heyecan vericiydi!
"O sensin." herkes cevap karşısında şaşırdı. Peki, Chanyeol dışında herkes. Kyungsoo'nun şaşırmış yüzünden Kai'nin gerçeği söylemesini beklemediğini anlamıştım, ama diğerleri bunu bilmiyor muydu?
Beni daha çok şaşırtan şey Kyungsoo'nun bana bakıp sırıtmasıydı. Bu ne içindi? Bana kızgın mı? Kai'nin onunla konuşup her şeyi düzelttiğini sanıyordum.
"Doğruyu söylemeni beklemiyordum." Dedi Tao gözlerindeki eğlence ile.
"Park Chanyeol ile evlisin, değil mi?" Sehun denilen adam aniden sordu.
"E-evet..." Gözlerine bakmadan sordum.
"CHANYEOL'UN KONUŞTUĞU KİŞİ SEN MİSİN?" Luhan şaşırarak sordu.
Bir dakike, ne?
"Bilmiyorum?" Bu doğruydu. Başka bir kız veya erkek ile konuşuyor olabilirdi.
Bekle. Bu Chanyeol'un evli olduklarını bildikleri ama kimle olduğunu bilmedikleri anlamına mı geliyordu?
Chanyeol'e baktığımda neredeyse ağlayacaktım. Yanlış bir şeyler yapmıştım yine. Chanyeol olanlar hakkında pek mutlu gözükmüyordu.
Kai omzumu okşadı, o da farketmiş miydi?
"Biz gidiyoruz." Kai söyledi ve bana rehberlik etti.
O sıra Kyungsoo'nun içtiği şeyi sıkı sıkıya tuttuğunu fark ettim. Sanırım bana gerçekten kızgındı...
Kai beni çatıya getirdi ve oturduk. Kimse konuşmadı ve uzun bir sessizlik oldu.
"Eğer ağlamak istersen sıkıntı yo-"
"Neden ağlayayım ki?"
"Korktuğun için. Yine hata yaptığını düşünüyorsun."
"N-n-neden b-böyle düşüne-neyim ki?" Kekelediğim için kendime yumruk atmak istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
'Park' olmak // chanbaek
FanfictionByun'un Park olduğu gün, hayatının değişeceği gündü. çeviri kitabın orijinali (@Baekternity)