Gözlerini açtığında bir rüyadaydı.Güzel bir dağın üzerindeydi.Tüm dünyayı gören bu dağ Aslan'ın Arafat Dağıydı.Sanki bir peygamber gibiydi.Ama bir o kadar da sırandı... Gökyüzünde uçan kuş dikkatini çekti.Sıradan bir kuş değildi.Küllerinden doğan Anka kuşuydu gördüğü...Kuyruğunda alev vardı.Aslan'a bakıyordu.Büyük bir çığlık attı. Aslan çığlıkla uyandı... Gözlerini açtığında yatağının başında bekleyen iki farklı varlığı gördü.Bunlardan biri boğa gibi surata sahip bir varlıktı.Fakat boynuzları yoktu.Vücudu boğa ve insan karışımıydı.Yatağının ucunda ayakta duruyor, Aslan'a bakıyordu.Hemen yanında bir varlık daha vardı.Bu varlığın suratı ejdere benziyordu.Çöl ejderlerine benzeyen bu varlık fazlaca evrim geçirmişti.Burnu basıktı.Burununda bir halka vardı.Ejderha melezi, "Korkuyor musun?"diye sordu.Aslan cevap veremedi. Boğa görünümlü varlık, "Bu da onlardan, bizi anlayamadı."dedi.Aslan o anda, "Evet"dedi.Ejderha görünümlü varlık korkma, "Sana yardım için buradayız"dedi.Aslan'ın sanki üzerine karabasan oturmuştu.Varlıklar korkutucu ve sıra dışıydı. Boğa görünümlü varlık, "Şimdi bizimle geleceksin.Seni gemiye alacağız"dedi.Aslan cevap veremedi.Ne gemisi olduğu kafasını karıştırıyordu.O anda zihninde geminin görüntüsü belirdi.Gemi su üzerinde yüzen dikdörtgen bir iki boyutlu çizgiydi.Aslan'ın zihnindeki görüntü adeta onu üç boyutlu gezintiye çıkarır gibi dikdörtgenin içine soktu...İçeride Gold vardı ve Aslan'a silah doğrultmuştu...Zihninin içindeki gemi biranda silahtan patlayan kurşunla gerçeklere dönüştü.Aslan artık odasında değildi.Gemideydi.Fakat Gold yoktu.Boynuzları olmayan boğa başlı varlık ve ejderha görünümlü varlık oradaydı... Aslan, "Burası neresi böyle?"diye sordu Ejderha başlı varlık; "Ben Komo, O da Tif...Bizler Draco'dan kaçanlarız...Sen de bizim gemimizdesin."
-Ne demek Draco'dan kaçanlar? Ne gemisi?
-Ne gemisi olduğunu tahmin ediyorsundur.Ben sana tahmin etmediğin bir şey söyleyeyim; şu anda konuşmuyorsun.Sadece telepati yapıyoruz.Tif'in böyle bir yeteneği yok.Ama benimle bunu becerebilirsin.
Aslan, Komo ile telepatik konuşma içerisindeyken Tif, Aslan'a doğru ilerledi, "Hadi seni şuraya yatıralım."dedi.Aslan, Tif'in dudaklarından çıkanları anlasa da hiçbir yere yatmak ve kendini teslim etmek istemiyordu.Yine de boş ve uzun masa görünümlü yatağa uzandı.Sanki kendini kontrol edemiyordu.Komo, "Tif'in yeteneği de bu...İstediği insana istediğini yaptırabilir."dedi.Aslan masaya uzanmıştı.Uzandığı gibi masa ters dönmüş böceklerin ayaklarına benzer mekanik ayaklarını ortaya çıkarttı.Bu ayakların uçlarında çok hassas iğneler vardı. Komo, "Hayattan ne gibi bir şey istersin?"diye sordu.Aslan'ın tek derdi oradan kurtulmaktı... "Hiçbir şey, beni bırakın yeterli."dedi.Komo, "Korkma, biz senin dostunuz."dedi.Aslan, bir ejderhanın dostu olmayı kabul edemiyordu. "Siz uzaylısınız, ben insan... Sen ejderhaya benziyorsun o boğaya.Ne dostluğundan bahsediyorsun?"diye sordu. Komo, Aslan'a Dünya öncesinde uzayın içinde bazı gezegenlerede evrim gerçekleştiğini ama bu evrimin ırk olarak farklı genetiklere sahip olduğunu kısaca anlattı.Buna rağmen Aslan kendini fantastik bir filmin içinde hissediyordu. Komo, "Bize hayattan istediğin bir şey söyle.Ne istersen?"dedi.Bu esnada robotik kollar Aslan'ın hareketsiz hale gelmiş vğcuduna doğru yavaşça ilerliyordu.Aslan kolları görmesine görğyor ama mücadele edemeden kendini onlar bırakıyordu.Kollar sekiz taneydi.Her biri vücudunun farklı bölgelerine saplandı.Küçük iğnelerin bir kısmı bacaklarına, bir kısmı kollarına bir kısmı da kafatasına saplandığında Aslan vücudunda derin bir soğukluk hissetti.Komo tekrarladı, "Ne istiyorsun, söyle" Aslan cevap vermedi, Tif, "Belki de 55 yaşında kansere yakalanmanı sağlayacak o hücreyi kendisinden çekip almamız onun için yeterli olur."dedi.Aslan şaşırdı. "Geleceği nereden biliyorsunuz?" Tif ve Komo ışık boyutunda yolculuk yapıyordu.Maddeden hızlıydılar.Madde zamanla beraber çalıştığı için mekan ortaya çıkarıyordu ve kütlesi vardı.Oysa ışıkta durum farklıydı...Daha önce eskimiş bir ışık kimse görmemişti.Işık hep yeniydi...Hep günceldi.Sanki zamanı umursamadan sadece yanıyor ve kapanıyordu, eskimiyor ya da yaşlanmıyordu. Aslan, "Eğer dediğiniz gerçekse benim kaderimi değiştirmiş olacaksınız."dedi.Tif ve Komo Aslan'ın kaderini değiştirmeyecekti.Sadece yüksek bir teknolojide ona müdahale edecekti.Komo, "Kaderi değiştirmek bu kadar kolay mı?"diye sordu.Aslan cevap vermeden, sekiz bacaklı makine Aslan'ın derisinin iyice içine girdi... Aslan acı içinde bağırıyordu... Tif uzun ve kıllı parmaklarından boğa bağlı yüzük çıkardı.Bunu tam Aslan'ın göğsüne koydu... Göğsü alev alev yanıyordu... Canının acıması o denli artmıştı ki, Aslan varlığını kendi gözleri önünde kaybetti...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Paralel Gerçekler
Ficção GeralGerçek görecelidir ve bu birbiriyle bağlıdır. Paralel Gerçek'ler deki tüm hikayeler aslında var olan ve aynı zamanda var olmayan masallardır. Bir yerde var olurken başka bir yerde yok olmak işte burada anlatılıyor. Bizim evrenimiz ve bizim dünyamızı...