Hava, sıcak bir günün ardından soğuğa dönmüş ve rahatlamıştı.Öğlen kendini ikindiye bırakıyordu.Güneş'in terk etmesi Cem'in huzura ermesiyle birdi.Çünkü yaz aylarının bitiyor olması ve kışa yaklaşıyor olunması Cem'in daha çok hoşuna gidiyordu.Hafif esen rüzgar yanaklarına çarptıkça rahatlayan Cem, yürüdüğü kaldırımda rüzgarın tadını çıkartıyordu. Aklında kız arkadaşı Lila vardı.Onu evde bekliyordu.Biraz atışmışlardı.Lila,Cem'in son zamanlardaki davranışlarına karşı öfkeliydi.Cem nedenini anlamadığı biçimde hayvanlardan nefret etmeye başlamıştı.Buna tam nefret demek doğru olmasa da 25 yaşındaki Cem'in ergenliğindeki hayvan sevgisinden eser yoktu.Henüz üniversiteyi yeni bitirmiş Cem daha iş bulamamıştı.Zaten üniversiteyi geç bitirmişti.25 yaş birçok yaşıtının iş hayatına atıldığı ve artık ufak da olsa tecrübeler kazandığı bir yaştı.Lila da bu tecrübeleri yaşayan bir kızdı.Cem'le yaşıt olan Lila bir gazeteye girmiş ve hayali olan köşe yazarlığının peşinden gidiyordu.Hayvan hakları ve hayvan sevgisi üzerinde çalışmalar yapan Lila, hayvanlarla daha sık samimi olmaya başlamıştı.Cem'le aynı evde yaşadığı için de bu samimiyet ve Cem'in rahatsızlığı ikisi arasındaki ilişkiyi zedeliyordu.Cem de tam bu yüzden ikindi vaktine uzanan saatte İstanbul sokaklarında yürüyordu.Kaldırımlar belediye tarafından yeni yapılmıştı.Genişletilmiş kaldırımla güzel ve kullanışlı olsa da trafiğin sıkışmasına neden oluyor, korna sesleri arasında kızgınlığını bastırarak yürüyordu.Cem'in karnı acıkıyordu.Ara ara gittiği sokak yemekleri restoranına doğru rotasını değiştirdi, aklında neden hayvanlardan nefret etmeye başladığı sorusu vardı. O anda sanki sorusunun cevabı gibi bir kedi çıktı karşına.Siyah olan bu kedi çoğu insan için uğursuz olarak kabul edilse de Cem için böyle bir bağnaz inanç yoktu.Hayvanın genetiği böyleydi ve Cem hiç umursamadan ona yaklaşıp sevmeyi denedi.Genellikle sokak kedileri vahşi ve korkak olsa da bu kedi pek de öyle değildi.Cem,kedinin başını okşamaya başladığında kedi boynunu yükselti ve poposunu gererek miyavlamaya başladı.Cem kediden hoşlanmıştı.Onu severek hayvanlardan nefret hissini atmaya çalışıyordu.Belki de bir anlık düşüncelerle hayvanlardan nefret ettiği hissine kapılmıştı.Kediyi uzun uzun sevdi.Yoldan geçen bir arabanın korna sesi kedinin kulağına geldiğinde kedi ani bir hamle yaparak Cem'in elini ısırdı.Canı acıyan Cem elini çekti ama bir korna sonunda bu denli tepki veren hayvana karşı öfkelendi.Belki de hayvanlar ve insanların yan yana durması çok da gelişmişliğin işareti değildi.Aksine iki farklı türün ayrı ayrı var olması gerekiyordu.Cem'in kafasında bu sorular vardı.Ama çocukken böyle değildi.Hayvanları çok seviyordu.Bir köpeği vardı ve ölene kadar onunla dost kalmıştı.Kafasındaki sorularla birlikte yoluna devam etti.Eli az da olsa kanamıştı.Sokak yemekleri restoranına geldiğinde kolonyalı bir mendil alarak elini silebileceğini iyi biliyordu.Bu yüzden kanamaya müdahale etmeden adımlarını hızlandırdı.
Bir süre yürüdükten sonra restoranın kapısına gelen Cem, kapıdaki kalabalığı gördü.Küçük restoranın ön bahçesi dolmuş, müşteriler de dışarı taşmıştı.İçeride Falafel, hot dog pretzel, pizza, hamburger ve makarna gibi bol soslu ve yağlı yemekler hazırlanıyordu.Ama Cem'in aklında una ve patates cipsine bulanmış tavuk kanatları vardı.Her ne kadar sokak yemekleri yemeye gelmiş olsa da kendine dikkat etmek istiyordu.Koca kalorili pizza ve makarna yerine leziz tavuk kanatları ona daha sıcak gelmişti. Kapıdaki sıranın içinden Kadir adlı bir genç dışarı çıktı.Çok değil ama birkaç yaş Cem'den büyüktü. "Cem Bey hoş geldiniz.Nasılsınız?" diye sordu.Cem, "Hoş bulduk Kadir.İyiyim ama çok sıra var galiba yiyemeden çıkacağım."dedi.Kadir,Cem'in yemeğini yemeden çıkmasına razı olmadı ve ocağın başındaki aşçılık görevini hiçe sayarak kendi taburesini sokağın ortasına doğru koydu.Dükkan doluydu ama Kadir, onun için hemen bir yer hazır etmişti Cem anında hazır olan masasına oturduğunda çok sık gelmese de bu restorandakiler tarafından sevildiğini anlamıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Paralel Gerçekler
General FictionGerçek görecelidir ve bu birbiriyle bağlıdır. Paralel Gerçek'ler deki tüm hikayeler aslında var olan ve aynı zamanda var olmayan masallardır. Bir yerde var olurken başka bir yerde yok olmak işte burada anlatılıyor. Bizim evrenimiz ve bizim dünyamızı...