İyi okumalaar, yorumlarınızı meraklaa bekliyorum
'Su getirmemi ister misin? Taehyung yanıma oturup bana soru sorduğunda derin düşüncelerimi yarıda kesip ona baktım. Birkaç dakikada bir birileri benimle konuşmaya çalışıyordu ve sanırım sıra Taehyung'a gelmişti.
'Hayır.'
'Jungkook, yine de yaşayabilirsin.' Derin bir nefes almasının ardından konuştuğunda şaşırarak ona döndüm. Daha fazla diretmesini beklemiyordum çünkü bariz bir şekilde sevgilisine yürüdüğüm için benden pek hoşlanıyor gibi değildi. Gerçi o bilmese de içimden onun için oldukça hoş şeyler geçirmiştim. Bilmesine gerek yoktu aslında, her neyse.
'Zor olacak değil mi? Çünkü ben hep onunlaydım. Her anımda yani. Birlikte büyüdük, birlikte okuduk, çalıştık hatta biliyor musun ilk sevgilim de oydu. Gerçi ikinci saatinde ayrılmıştık ama öyleydi işte.' Hatırladıklarım yüzümde küçük bir gülümsemeye yol açtığında kafamı salladım.
'Hatırlayabildiğim ne kadar anım varsa hepsinin içinde o var.' Taehyung beni dikkatlice dinlerken diğerlerinde göz gezdirdim. Jimin ve Sehun kendi aralarında bir şeyler konuşurken geri kalanlar da sessizce oturuyorlardı.
'Onu yukarıda acı çekerek öldüğünü düşünmek beni mahvediyor.' Çok fazla ağladığım için artık ağlayamıyordum ancak sesim kısılmaya başlamıştı.
'Hyung, o çığlıkları duydum. Orada olmaya çok yakındım.' Taehyung kolunu omzuma koyup sıvazlarken derin bir iç çekti.
'Umuyorum ki arkadaşın hiç acı çekmemiştir, Jungkook.' Sessizce onayladım onu. Diyecek fazla bir şey yoktu.
...
'Biraz uyusan iyi olacak.' Kenarda ağlamak dışında hiçbir şey yapmayan Suho'nun yanına yaklaşıp konuştum. Biraz olsun toparlanmış hissediyordum. Kendime gelmemin ardından dakikalardır dolu gözleriyle etrafa bakan ve öncesinde çok ağlamış olduğunu belli eden kırmızı gözlere sahip olan Suho'yu görmüştüm. Sehun beş dakikada bir onun yanına gidiyor arada uzun uzun sarılıyor, saçlarını okşuyor ve yanından ayrılıyordu.
'Uyuyabileceğimi sanmıyorum.' Benim gibiydi. Sesi kısılmış çatallı çıkıyordu. Kimi kaybettiğini ya da neden ağladığını sormayacaktım. Söylemek istiyor gibi de durmuyordu zaten. Yalnızca biraz daha iyi hissetmesini istiyordum. Az önce yalnızca bitip gideceğim anları düşünen benim şu hale gelebilmiş olmam onun da ufak olsa bile yardıma ihtiyacı olduğunu düşündürüyordu bana.
'Birlikte uyusak.' Eğildiği yere doğru elimi uzatıp diğer elimle Jimin ve Taehyung'un oturduğu koltuğu gösterdim. 'Ben ne zaman üzülsem Mingyu bana sarılıp uyumayı teklif eder. Ve gerçekten iyi geliyor.' Mingyu'dan bahsetmek güzeldi. Hala hayatımdaymış ve gitmemiş gibi hissettiriyordu.
Suho'nun bana boş boş bakmasının ardından kendimi fazla ileriye gitmiş gibi hissederek utanmıştım.
'Yani, sen aslında Sehun ya da Yoongi'yle-' Suho uzattığım elimi tutup ayağa kalktığında gözleri daha da fazla dolmuştu.
'Hayır, hadi gel uyuyalım.'
Yanlarına yaklaştığımızı hisseden Taehyung ve Jimin bize bakınca şaşırmışlardı. Ne olduğunu anlamaya çalışır gibi baktıklarında ise cevap vermeye hali olmayan Suho'ya bakıp bu görevi üstlenmiştim.
'Burada yatabilir miyiz?' Kısa bir an şaşkınlıkla bize ve arkamızda bize gülümseyerek bakan Sehun'a bakmış ardından koltuktan kalkmışlardı. Teşekkür ederek Suho'nun sırtını koltuğa yaslayacak şekilde yatmasını bekledikten sonra yanına uzanmış ve normalde oturmak için büyük ancak iki büyük erkeğin yatması için küçük olan koltuğa yatmakta zorlanmıştım. Yüzüm Suho'nun göğüs hizasına gelecek şekilde kayıp ona sarıldığımda o da kollarını bana sarmıştı.
Birkaç saniye sonra duyduğum hıçkırıklar ise ağlayamayacağımı düşünmeme rağmen beni yanıltıp uzun süren gözyaşı sorununa yol açmıştı.
Biraz kısa bir bölüm olmuş amaa dedim ya çok ayarsız olmuşum bölüm uzunlukları konusunda asdahgahga
Bu da birazcık daha okunana kadar( ya da @flyoonminnie buraya kadar okuyana kadar desem daha doğru olur çünkü bir kişi bile okuduğunda ve istediğinde hepsini atmak istiyorum asdahgag) yayımladığım son bölüm olacak fikirlerinizi çok merak ediyorumm, umarım beğenmişsinizdir
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pour nous trois//vminkook
FanfictionBüyük bir patlama olmuştu. Tüm Seoul sokakları patlamadan nasibini almış, binalar yıkılmış, insanlar ölmüştü. Haber kanalları 'Son Dakika' başlığı ile yayınlar yapıyor şehrin her bir köşesinden siren sesleri duyuluyordu. Seoul'un dar sokaklarından...