13/Bir Ay İki Hafta ve Birkaç Saat Sonra

1.4K 131 41
                                    


Bölüm isimlerini yazarken ağlamak istiyorum asaghaghaga

İyi okumalaaaar

İçtiğim şarabın ve ardından viskinin ağırlığı üzerime yavaş yavaş çökmeye başlamıştı. Gözlerim karşımdaki çiftin üzerinden bir an olsun ayrılmıyor, kelimelerin herhangi bir engele takılmadan ağzımdan çıkıyordu. Onlar ise benden çok daha iyi durumdaydılar.

'Daha önce kimseden hoşlanmamıştım bile.' Birbirlerine olan bakışlarını yakaladıktan sonra sessizce konuşmuştum. Viski bardağını dudaklarımdan uzaklaştırıp dudaklarımı yaladım. Şu an yapmak istediğim bir sürü şey vardı. Öncelikle uzun zamandır onlar üzerinde kurduğum hayaller sarhoş olan bünyemi zorluyordu. Ayrıca karşımda sıcakladığını söyleyip üzerini kısa kollu bir tişört ve gri eşofmanla değiştiren Taehyung dururken kendimi kontrol etmem oldukça zordu. Normal zamanlarda gerçekten bu kadar edepsiz düşüncelere sahip olmazdım. Onlarla tanıştıktan sonra fazlasıyla ortaya çıkan bu yanımdan çokça şikayetçiydim.

Henüz rüyalarıma girecek kadar meşgul etmiyordu ancak karşımda birbirlerini yemek için gitmemi bekler tavırları aklıma istemediğim düşüncelerin dolmasına sebep oluyordu.

Ve kalbim kırıktı.

Mingyu'nun onlara ne hissettiğimi bildiği hakkındaki konuşmalardan biri kafamda canlanıyordu. Kötü anlarımda sığındığımdan hislerimi yanlış anlayabileceğimi dahi düşünmüştüm. Çünkü iki kişiden birden hoşlanmak hiç normal değildi. İki kişiden birden etkilenebilirdim, iki kişiyle birlikte yatabilirdim ve açıkçası bunları onlarla yapmak beni mutlu ederdi. Ancak işlerin ciddileşmesi hoş değildi.

Onların da bu şekilde düşündüğü açıktı. Şimdi düşünüyordum da geçen gece evimde yaşanan konuşmaların konusu bu olabilirdi.

Belki de Taehyung benden etkilendiğini söylemişti ve Jimin'in de etkilendiğini bildiğini dile getirmişti. Ardından bunun yalnızca etkilenme olmasının sorun olmayacağını konuşmuş olabilirlerdi. Benden hoşlanmıyorlardı ve ben birbirini deli gibi seven iki adamdan hoşlandığım için şimdiden pişman olmuştum.

Sarhoşluğun üzerimde yarattığı mutsuzluk hissini dağıtmaya çalışarak onlara baktım. Jimin ve Taehyung bir süre ayrı oturmaya karar vermiş olmalılar ki Jimin yer değiştirerek karşımda yer alan tekli koltuğa oturmuştu. Taehyung da uzun bacaklarını açarak üçlü koltuğa yayılmıştı.

'Daha önce hoşlanmamıştın. Peki ya şimdi?' Oldukça ayık görünen Jimin'e bakıp güldüm. Hislerimi farkına varmamaları imkansızdı. En başında Mingyu o kadar çok ima ediyordu ki hiçbir şey belli etmesem bile anlamaları gerekirdi.

'Şimdi hoşlanıyorum ve tam iki-' Aniden gelen farkındalıkla susmuştum. Hayır zamanı değildi. İkisinin de gülümsemelerin sekteye uğramış olduğunu ve şaşkın bakışlarının üzerimde gezindiğini görmüştüm.

'Lavabo ne tarafta?' Dikkatlerini başka yöne çevirmek için yüksek çıkan sesimle sorup ayaklandım. Elimdeki viski bardağını masaya koyarken başımın feci şekilde döndüğünü hissediyordum.

'Götüreyim seni.' Jimin ayağa kalkıp kolumu nazikçe tuttuğunda bir şey söylemeden yanında yürümeye başladım.

'Çok fazla kaldım değil mi? Araba kullanamam ama bir taksi çağırırsanız evime gidebilirim.' Bu evde hissettiğim mutsuzluk tamamen imkansız hislerimden kaynaklanıyor olsa da onlara kötü davranamazdım. Kendi hallerinde takılan bir çifti hislerimle rahatsız eden bendim.

Tam olarak rahatsızlık sayılmasa da sarhoş bünyem bu şekilde kabul etmiş ve kafamın içini bu tarz cümlelerle doldurmuştu.

'Hayır Jungkook, fazla kalmadın.' Yumuşacık sesiyle konuşup kapısını açtığı tuvaleti işaret etti. 'Çıktığın zaman konuşalım olur mu?' Başımı sallayarak onu onayladım.

pour nous trois//vminkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin