İnanılmaz bir şekilde soğumuştum adeta. artık uyanmak istemiyorum. artık düşünmek istemiyorum. boş boş bakıyorum duvara. ne yapacağım belli değil, kalktım örtümü sırtıma aldım. bardaktan da bi yudum su. Bugün cumartesi. elime kitabımı aldım kapıyı kilitledim. kapı çaldı. duymazlıktan geldim. bidaha çaldı ve duymak istemediğim o ismi söyledi. Deniiz! Psikiyatristin geldi. istemiyorum diye bağırdım ama zorlamaya devam etti. çalışma odasında seni bekliyorum dedi. yorganımıda sürüye sürüye çalışma odasına çıktım. merhabaa de samimiyetsiz bir şekilde. evet? Dedim. birşeyler söyledi ama ben o sırada kitabımı okuyordum. telefonuma baktım. saat gelmiş. teşekkürler dedim ve kapıyı çarparak çıktım. odamda biraz vakit geçirdim. üstümü değiştirip aşağıya inerken annemlerin konuşmasını duydum. piskolog bozuntusu Deniz'de hiçbir gelişme göremiyorum. sorularıma garip garip cevaplar veriyor ve kitabına devam ediyor diye bişeyler söyledi ama benim bunları duymam garipti. çünkü annemlerle aramızda 2 kat vardı. n'oluyo be diye iç geçirirken merdivenlerden inmeye devam ediyordum. ses git gide güçleniyodu. güçlendikçede başıma sancılar giriyor. birden annemin sesini arkamda duydum. döndüm ve kimse yoktu. önünde sağımda solumda. bu ses heryerden geliyor ve başıma sancılar sokuyordu. ne olduğunu anlamak için adımlarımı hızlandırdım ama gidemiyordum. aynı kutuptanmışız gibi son adımlarımı zorlukla atıyordun. ümidimi kesdim ve yere doğru kaydım. gözlerimi kapadım ve birden kıvanç canlandı önümde . onunla konuşuyordum. bir şeyler anlatıyordu. okulda değildik ama bütün arkadaşlarım yanımdaydı. kıvanç geri geri yürüyodu. şakalaşıyorlardı. masada pastalar vardı. Geri geri yürüdü. devam etti. ben birşey diyemiyordum. ama birazdan rezil olacaktı. Mert çelme takayım derken Kıvanç'ı masaya düşürdü. kıvançın heryeri pasta oldu. ama ben farklı birşeyler seziyorum. çünkü kıvanç gülmüyordu ve kremaya kırmızı sıvımsı bir şey bulaşıyordu. anladım! Bugün yarın .ama kıvançın doğum günü. ve o öldü. ben daha şoku atlatamadan merdivene geri döndüğümü farkettim. nasılsa bir hayal diye düşündüm ve şoku atlatmaya çalıştım. Annemle konuşmak için aşağıya indim. Pisikokog sustu. evet? Dedim. işte böyle Nadya hanım. benim gitmem lazım dedi ve çıktı. annem Deniz ne'oluyor? Senin iyiliğin için bunlara çabalıyorum ve sen--
Her neyse anne. bana sakın iyilik deme bana. sen benim değil soyadımın iyiliğini istedin ve herneyse. dedim ve televizyonu açtım. annem yukarıya çıktı. umursamadım. kalktım görüşürüz diye bağırdım ve çıktım. kıvanç'ı aradım aramız iyiydi. nerdesin dedim sanane dedi. her neyse dedim. buraya gel. yüzünü görmek istemiyorum deniz dedi. lanet çocuk. dedim ve kapattım. sinirlerim bozuldu eve geri döndüm. televizyonu açtım bir hastalıktan bahsediyordu. sarsıntılardan bahsediyordu. Aha ben dedim ve kahkaha attım. annem gelmiş. piskopat falan diyordu. o söylendikçe benim içim kaynıyordu. sinirim bozuldu sustum. Çok ciddi bir hastalık diyordu. erken tehşis konulduğunda- dedi ve kapattım. iyice sinirim bozulmuştu. bu spiker bozuntusu bana hasta diyordu. ama bunda bi şey vardı. bir gizem.