8. BÖLÜM | NEFRET?

276 17 30
                                    

Acıya direnme. Bazı yaralar, kabuk bağlamaz.

12 Eylül 1991

Küçücük bacaklarıyla gecenin soğuğunu delebilirmişçesine hızlı koşuyordu, Kabarık Saçlı Cadı. Gözlerinden akan yaşların izleri, aralarına yenileri eklenince silinip kayıplara karışıyordu ve gecenin mateminde kayboluyordu. Canını yakan bir çok şeye direnmiş, her zaman güçlü bir kız çocuğu imajı çizmeye çalışmıştı. Çoğunluğun gözünde zeki, güzel ve tatlı olan cadının bazı konularda aklı çalışmaz vaziyete geliyordu. Elleri ile gözlerinden akan yaşları silmeye devam ederken koşmaya devam etti yalnızca.

Soğuk rüzgarlar tenini ürpertiyordu, tüyleri diken diken oluyordu karanlıkta. Karanlıktan korkardı, öyleyse neden hep karanlığa koymuştu? İçine battığı bataklık derinleştikçe nefesi biraz daha daralıyordu sanki. Bir şeyler onu içeri doğru çekiyor ve sadece bir isim sayıklıyordu. Annesine bir peri olmak istediğini söylediği zamanlarda onların gerçek olduğuna inanmıyordu bile "Anne," demişti. "bir peri, ya da deniz kızı olmak istiyorum. Onlar kadar güzel olmak, bir gün gerçek prensimi bulmak istiyorum." Annesi gülümsemiş ve ona sarılmıştı yalnızca.

Hogwarts'ta kendini yalnız hissediyordu. Trende tanıştığı kızıl saçlı çocuk, Ron Weasley. Onu resmen aşağılamıştı. İçini açabileceği bir annesi yoktu yanında, en azından bir arkadaşı olsaydı herşey çok daha farklı olabilirdi. Gölün kenarına diz çöküp, ellerini suya değildi hafifçe. Buz gibiydi ama rahatlatıcıydı. Kabarık saçları ters yönden gelen bir rüzgar ile hızla arkaya doğru savruldu. Bunu umursamamıştı, saçlarının karışıp kötü görünmesini. Onlar hiç iyi görünmemişti ki zaten.

Annesinin düz, kumral saçları vardı. Onda en çok saçlarını seviyordu aslında, babasına da benzemiyordu. Kabarık saçları, uzun ön dişleri ile çirkin bir kız çocuğuydu ona göre. Burnunu çekerken suya doğru fısıldadı. "Neden diğer kızlar veya annem gibi güzel değilim?"

Sessizlik.

"Neden kimse beni sevmiyor?"

Sessizlik.

"Babam benden neden nefret ediyor?"

Sessizlik.

Bozuldu.

Arkada duyduğu ses ile yerinden sıçrayarak gelen kişiye baktı. Bakarken yutkundu. Çocuk, elleri ceplerinde sabit kalarak yanına yerleşirken rahat bir pozisyon almıştı. "Su ile mi konuşuyorsun ahmak?" Diye sordu alayla. Bu çocuğu tanıyordu. Trende görmüştü onu, yakışıklı ve tatlıydı kıza göre. Sapsarı saçları dağınıktı ve gri gözleri vardı. Safir renginde. Kız onun en çok gözlerine hayran kalmıştı. Buradan bakınca bir sanat eseri gibi duruyordu. "Hey," Diyerek yineledi çocuk alayla. "Yüzüme bakmaktan beni duyamıyorsun bile. Daha önce kimseyle diyalog kurmadın yoksa?"

Kız onun cübbesindeki armaya gözlerini dikerken içinden lanetler sıralıyordu. "Slytherinsin..." diye mırıldandı çocuğa doğru. Çocuk, kafasını sallarken 'Ne var bunda?' Der gibi bakıyordu. "Benimle alay etmek için mi geldin?"

hatred | dramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin