6.Bölüm-Bir Yağmur Damlası-

472 24 6
                                    

Violetta Castillo

26.12.2014

Elimdeki köpükle kaplanmış beyaz tabağı kulağımı dolduran o tanıdık melodiyi duyunca lavabonun içine düşürmüştüm. Ellerimi tezgahta buruşturulmuş bir şekilde duran kırmızı beze sildikten sonra adımlarımın o tanıdık melodiyi takip etmesine izin verdim.

O sırada aşçımız Ricardo elime bir tepsi tutuşturdu.

" Violetta , bunu 14. masaya götür." Cevap vermeden tepsi ile birlikte mutfak kısmından çıktım. Elimdeki tepsideki kahveyi 14. Masada oturan kişinin önüne bırakacaktım ki , dikkatim platformda bir taburede oturmuş elindeki gitarı akort etmeye çalışan Leon'a yoğunlaştı. Bakışlarım o tarafa sabitlenmişken , sol tarafımdan gelen inleme sesi ile gözlerimi oradan ayırdım.

" Tomas ?" Elimdeki tepsiyi masaya bırakarak tişörtünün omuz kısmına dökülen kahve yüzünden inleyen Tomas'a çevirmiştim bakışlarımı.

" Senin burada ne işin var ?" dediğimde acısı biraz geçmiş gibiydi.

" Atkımı almaya gelmiştim ama , sanırım şimdi de bana bir tişört borçlusun. Bir saat sonra bir plak şirketi ile kontrat imzalamaya gidecektim." Dediğinde mahcup bir şekilde önlüğümün cebine sıkıştırdığım ıslak bez ile omzunda oluşan devasa kahve lekesini silmeye koyuldum.

" Özür dilerim.Ben , biraz dalmışım da..." dediğimde eliyle Leon'un olduğu yeri işaret etti.

" Leon'u dikizliyor gibi duruyordun." Yanaklarıma hücum eden kan ile kıpkırmızı kesildiğimi tahmin edebiliyordum.

" İnkar etme. Şimdiden yanakların pembeleşti." Başımı öne eğip yüzümü gizlemeye çalıştım ama bunun bir faydası olmadığını anladığımda Tomas'ı kolundan çekiştirerek mutfağa götürdüm.

" Eski çalışanlarımızdan Edwardo'nun bir tişörtü olacaktı buralarda bir yerde.. Sana onu verebilirim." O , sesini çıkarmadan beni izlerken zaferle bulduğum tişörtü havaya kaldırdım.

" İşte burada!" Ben ne olduğunu anlamadan üzerindeki tişörtü çıkardı ve elimden tişörtü çekip aldı. Yapılı vücudunun üzerinde bakışlarımı gezdirirken bunu fark etmiş olacak ki gülümsedi. Üzerime doğru yürümeye başladığında nefesimi tuttum. Gözlerimi sıkıca kapatıp mutfak tezgahına yaslandım. Bedenini daha da yakında hissettiğim an , beni tezgahla kendi arasına almıştı. Ona verdiğim tişörtü üzerine daha giymediği için sıcaklığını çok daha fazla hissedebiliyordum. Ellerimi göğüs kısmına koyarak onu ittirmeye çalıştım. Her şey o kadar yavaş ilerliyordu ki , bir saatin içine hapsolmuş gibi hissediyordum. Bir saatin içine hapsolmuş akrep gibi yavaş ilerliyordu içinde bulunduğumuz zaman.Üzerime daha da eğilerek benim de geriye doğru daha fazla eğilmeme sebep olmuştu. Ne yapıyordu böyle!? Dudaklarını kulağıma doğru götürürken ne yaptığını anlamıştım. Benimle oynuyordu. Sırıtarak geri çekildi ve tişörtü kafasından aşağı geçirdi.

" Atkımı sonra verirsin o halde." Dedi yüzüne çarpık bir gülümseme yerleştirirken. Nefesimi düzene sokmaya çalışırken tekrar bana bakıp güldü ve gitti. Elimi alnıma koydum ve içinde bulunduğum duruma lanet ettim. O sırada önlüğümün ön gözünde bulunan telefonum titredi ve arayanın kim olduğuna bakmadan yeşil tuşa bastım.

" Alo ?" dedim hala içinde bulunduğum şokun içinden çıkmaya çalışırken.

" Violetta... Aslında açmayacağını düşünmüştüm." Tanıdık ses , içimde biriktirdiğim nefret ve öfkeyi daha da arttırmıştı. Emin olmak için telefon ekranına baktım. Evet , tahmin ettiğim kişiydi.

" Ne istiyorsun Diego ?"

" Küçük sırrını biliyorum desem?" Olduğum yerde kalakaldım. Boğazım düğümlenmiş , nefes borum tıkanmış gibiydi. Benden ses gelmeyince güldü.

Bir Külkedisi MasalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin