Violetta Castillo
23.12.2014
“ Eğer o lanet kıçını koltuktan kaldırmazsan , yumruğumun tadına bakmak zorunda kalacaksın. Kalk !” Francesca’nın tehditkar cümlelerinin karşılık olarak tek yaptığım bakışlarımı ona çevirmeden bilgisayar ekranıma bakmak oluyordu. Bu da onu acayip sinir ettiği için çok eğleniyordum. Onun çılgına dönmesi , o kadar komikti ki. Francesca sinirlendiğinde kendini yırtıyordu.
“ Kalkmıyor musun ?” dediğinde sırıttım ve kucağımdaki patlamış mısıra elimi daldırarak Pretty Little Liars izlemeye devam ettim. Ne yani ? İlgisiz gibi görünebilirim ama yeni sezon öyle heyecanlıydı ki , Francesca ile birlikte Cornelius’a gitmekten daha çok ilgimi çektiği ortadaydı.
Onu dinlemediğimi fark ettiğinde pes etmeyip kolumdan çekiştirmeye başladı. Yine kalkmayınca , bilgisayarımı kucağımdan alıp kapattı. Ağzıma atmak üzere olduğum patlamış mısır havada kalmıştı . Elimdeki bir avuç mısırı Francesca’ya fırlatıp suratımı astım .
“ Ne istiyorsun benden ? Bu gün bir yere gidemeyeceğimi biliyorsun. Yılbaşına da az kaldı zaten . İstemiyorum hazırlık falan . Sevmiyorum yılbaşını. Cornelius’a gelince , oraya bir daha adımımı atmam! Biliyorum bu senin gözünde delilik ama istemiyorum işte. Rahat bırak beni.” Dedikten sonra üzerime serdiğim kırmızı battaniyeyi alnıma kadar çektim. Ama Francesca’nın kitabında , pes etmek diye bir şey olmadığından battaniyeyi üzerimden çekti.
“ Geri gelmeyecekler Violetta. Ne sen getirebilirsin onları ne de başkası. Olanları ardında bırakıp hayatına devam etmeyi dener misin artık ? Tüm bunlar kendini bir şeylerden mahrum etmeni gerektirmez tamam mı ? Hayata küsmenin sırası değil. Camila ile senin için buradayız.” Dedikten sonra varlığını bile unuttuğum Camila karşıdaki koltuktan onaylarmışçasına bir ses çıkardı.
“ İzninle ben biraz daha hayata trip atmak istiyorum. Senin yüzünden bölümü tekrar yüklemek zorunda kalacağım zaten.”
“ 2 yıl attın zaten . Bir 2 yıl daha mı atacaksın ?” dediğinde battaniyeyi tekrar yüzümü kapatacak şekilde üzerime çektim. Battaniyenin ardından boğuk çıkan sesimle “ Evet.” Demem ile Francesca’nın sinirden köpürdüğünü tahmin etmek zor değildi.Camila’nın derin bir iç çekerek koltuktan kalktığını duyduğum zaman bu sefer kaçma şansım olmadığını anlamıştım. Camila nefesini tüketmeden , beni ya çekiştirerek ya da kucaklayarak kaldırırdı bu koltuktan. Uğraşmazdı o öyle şeylerle. Hemen hallediverirdi.
Tahmin ettiğim gibi bacağımdan çekiştirmeye başladığında koltukta geri geri gitmeye başladım. Sonunda kalçamın üzerine düştüğümde acıyla bağırdım.
“ Bir rahat bırakmadınız !”
“ Yakın arkadaşlar bunun içindir.” Aynı anda söyledikleri bu cümle sinirimi bozmuştu. Böyle ikiz gibi bir şeyleri aynı anda söylediklerinde çok uyuz oluyordum ikisine de. Hala yerde oturduğumu fark ettiğim sırada , aceleyle kalktım .
“ Şimdi git bir duş al. Şişmiş gözlerini kapatıcıyla kapat. Saçını falan yap. Pantolon giymek yok bıktım senin pantolon giymenden. Etek falan giy. Dışarı çıkıp yılbaşı için alışveriş yapacağız. Sonra da Cornelius ‘a gidip işlerini halledeceksin tamam mı ? “
Bunları bir liste gibi önüme dizen Francesca’ya boş gözlerle bakıyordum. Saçımı yapmakla uğraşamazdım. Kimse bana etek giydiremezdi. Zaten eteğimde yoktu. Makyaj mı ? O da ne ? Diyecek tiplerden olduğum için dediklerinden sadece duş alma olayını uygulayacaktım. Beni sürpriz bir yere götüreceklerini söylemeleri beni hiç heyecanlandırmamıştı. Normal değilim biliyorum.