nineteen

1.2K 132 43
                                    


Jeonk: Gerçekten partiye gelmemem umrunda değilmiş, çok eğleniyor gibisin Park Jimin :)

Bu mesajı atmamı bekliyordun değil mi?

O yüzden bu kadar içtin veya içmiş gibi rol yaptın

Pjm_13:
Pardon?
Neden her şeyi kendine bağlıyorsun?

Jeonk:
Çünkü ben elde edemeyeceğin bir hazineyim

Pjm_13:
Komik olma
Partilerde en çok içkiyi içen her zaman ben olmuşumdur

Seninle bir ilgisi yok

Jeonk:
Beni kışkırttığın günü unutmadım Jimin
Salak değilim

Pjm_13:
Değilsin
O zaman benden etkilendiğini de kabul edersin

Jeonk:
Vücudunun iyi bir kıvrıma sahip olması seni seveceğim anlamına gelmiyor

Aynada gördüğüm yüz beni tatmin ediyor başkalarına ihtiyacım yok

Pjm_13:
Beni sevmeni istemiyorum :)
Müptelam olacaksın

Jeonk:
Bütün kozlarını kullandın
Daha ne yapmayı planlıyorsun?

Pjm_13:
Kapyı aç ve izle

•••

Jungkook, bitmek bilmeyen oyunlarla aklını bulamaya çalışan sarışından usanmış durumdaydı. En başından beri ondan hoşnut değildi, şimdi ise kapısının önünde hafif pembeleşmiş yanaklarıyla ona bakan bedenine gözlerini devirdi. İki eli arkadaydı, onun bir şey sakladığını anlamıştı.

"Beni baştan çıkarmaya mı geldin?"diyerek güldü Jungkook.

Jimin bir elini arkasından çıkarıp dağılmış sarı saçlarını arkaya doğru tarayıp dudaklarını yaladı. "Hm, hem evet hem hayır."

"Açık ol." Jungkook'un net cümlesine karşı sarışın gülerek arkasında sakladığı şarabı gözler önüne serdi. "Sana içki içmekte iyi olduğumu göstermeye geldim."

"Peki bunu senden istedim mi Park?" Tek kaşını kaldırmış onu dikkatle inceleyen sarışına sertçe sordu.

"O zaman kapıyı aç dediğimde açmamalıydın, Jeon." Jimin, dumura uğramış suratı görünce istediği tepkiyi almasına güldü. Ardından iri bedenin kaslı koluna minik parmaklarını değdirerek evin içerisine girdi.

Sadece birkaç adım atmıştı ki kendini kapının yanındaki duvara yaslanmış bir şekilde buldu. "Hala büyümemiş bir çocuk gibisin, oyun oynamayı seviyorsun." Jungkook bedenini ona iyice yaklaştırıp fısıltıyla söyledi.

Jimin anın getirdiği şoku üstünden atmış olsa bile gözlerinin içine bakan koyu irislere kapılıp gideceğini düşünüyordu. Aşık olmak bir nevi esir olmak gibiydi. Duygularını onun davranışlarıyla harekete geçiriyordun, o sana bakışlarıyla her şeyi yaptırabilirdi.

"Küçük bir çocuk gibi mi?"diye tekrarladı sorusunu sarışın. Şaka yapıyor olmalıydı. Onun gözünde çocuk rolündeydi.

"Hoşuna gitmedi mi?" İnce dudakları daha da incelmiş, tavşan dişlerini ortaya sermişti. Dişleri gözüktüğünde ne kadar sevimli olsa bile çehresi ve sözleri bir o kadar sertti.

𝐃𝐚𝐤𝐚𝐫𝐚𝐭𝐚𝐢 𝐨𝐭𝐨𝐤𝐨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin