𝐃𝐚𝐤𝐚𝐫𝐚𝐭𝐚𝐢 𝐨𝐭𝐨𝐤𝐨

Thirty three

Öhm öhm her gün bölüm atıyormuşum gibi oldu BAKIN ÇOK ALIŞMAYIN

Haftaya zamanım olmayacak büyük ihtimal o yüzden alışmayın..

Bu arada okuyan çoğu kişi vote vermiyor, vote verenlerin çoğu da yorum yapmıyor o kadar atıyorum bir zahmet edip bol bol yorum atsanız çok mutlu olurum

-

"Jungkook konuşmamız lazım."

Jimin, çekim bittikten hemen sonra soluğu onun yanında almıştı.

"Biz seninle iki muhabbet eden arkadaş mıyız? Çekim bitti, seninle de işim bitti." Jungkook yanından geçmek üzereylen Jimin onu kolundan tutup durdu.

"İnsanlarının duygularıyla oynamamanı kaç kere söyleyeceğim? Hae Seo'yu kullanma, o iyi biri."

Jungkook kaşlarını kaldırıp ona baktı. "Sen gizlice bizi mi dinledin?"

Jimin gözlerini devirdi. "Rol yapmayı kes, ne yaptığını anlıyorum."

"Cidden..ne anladın?" Jungkook bedenini arkasındaki duvara yasladı. Yapılı bedeni ışıldıyordu.

"Beni kıskandırmaya çalışıyorsun, aklınca canımı yakacaksın." Jimin sakince konuştu fakat cümlesi biter bitmez diğerinin gülüşü etrafı sardı.

"Senden hoşlanmıyorum, neden kıskandırayım? Kendini fazla önemsedin galiba."

Sarışın duyduklarıyla kalbinin ağırlaştığını hissetti. Bunu duymak için gelmemişti buraya. Onun kendisini üzmesine izin vermeyecekti.

"Hoşlanmadığın için bunu yapıyorsun zaten. Beni üzmek için duygularımla oynuyorsun. Sana benimle oynamayacağını söylemiştim."

Jungkook yaslandığı duvardan çekilip kısa olana yaklaştı. "Jimin..seninle ilgili olmayan şeylere karışma. Hae Seoyla buluşmam, konuşmam seninle alakalı değil."

Jimin sakince başını salladı. "Haklısın, sen beni ilgilendirmiyorsun zaten endişem Hae Seo içindi. İğrenç karakterinle onu üzmeni istemem."

"İğrenç karakterim seni çok üzdü anlaşılan." Jungkook yan bir gülüşle kısa olanın gözlerinin içine baktı.

"Sence üzülmüş gibi duruyor muyum?" Şuan rol yapmak kamera karşısından daha zordu ama başarmıştı.

"Her neyse, karışma benim işime."diyerek omzuna çarpıp gitmişti.

Jimin çarptığı omzuna elini koyup bakışlarını yere indirdi. Bok gibi hissediyordu.

•••