twenty six

1.2K 122 64
                                    

"Neden Busana geldiğimizi biliyor musunuz?"

Akşam saatlerinde dördü otelin nezih ve fazla kalabalık olmayan yerinde bir araya gelmişti.

"Bu saçma sorunu işitmek için gelmediğimiz kesin, yapılması gereken aktiveteleri yapacağız."

Jin, Namjoon'a bir kez bile bakmadan sertçe konuştuğunda Jimin ikisinin yüz ifadelerini inceliyordu. Bunu yapmakten her zaman hoşlanmıştı. Karşısındakinin ne düşündüğünü daha rahat kavrayabiliyordu bu sayede.

Namjoon diğerinin aksine gözlerini ona dikerek açıklama yaptı. "İkisininde memleketi Busan. Sırf bu yüzden buraya geldik. Ortak noktaları, aynı memlekette doğup büyümeleri. Aktivitelerde ortak zevklerini belirleyecek böylelikle yakınlaşacaklar."

Jin gözlerini ondan ayırmayan Namjoon'a bakmamakta ısrarcıydı. Jungkook ve Jimin'e,"Gitmek istediğiniz yerleri söyleyin."dedi.

"Evime gitmek istiyorum." Jungkook'un çocuksu isteği Jimin'i güldürdü. "Beklendiği gibi, hiç sosyal aktiviten yok."

Jungkook kendisiyle alay eden bedene sırıtarak işaret parmağını ona doğrulttu."Yaptığım aktiviteler sana uymaz, o yüzden boşuna ortak nokta aramaya gerek yok."

"Dur tahmin edeyim senin aktivetelerin aynaya bakıp saatlerce kendini övmek, televizyonda kendi oynadığın dizilere bakıp oyunculuğunla tatmin olmak falandır. Dışarı çıkıp arkadaşlarınla gezdiğini düşünemiyorum."

Jin bu cümleleri kuran küçük bedeni alkışlamak istedi ama kendini tuttu. Jungkook'un durumunu hiç açıcı bulmuyordu bunu başkalarından duymak da kötü hissettirmişti.

"Jungkook'un güven problemleri var bu yüzden pek arkadaşı yok." Jungkook kaşlarını çatarak Jin'e baktı. "Ne öyle bakıyorsun? Bundan rahatsızsan birilerine güvenmeyi dene."

Jungkook hiçbir şey söylemedi sadece göz devimekle yetindi.

"Bu akşam pek bir şey yapamayacak gibiyiz, yarına rahat bir zihinle plan yapmak için saunaya gidelim." Jimin gülümseyerek üç adama gözlerini değdirdi.

"Ben gelmiyorum, odama geçip dinleneceğim." Jungkook ayağa kalkmak üzereyken Jimin bacağını onun önüne uzatıp durdurdu. "Mızıkçılık yapan küçük bir çocuktan farksız değilsin."

Jungkook önündeki bacağı itip alayla güldü. "Yakınlaşmaya gerek duymuyorum, bunca zaman hiçbir partnerimle yakın olmadığım halde dizilerimde başarılıydım."

"Eğer buraya geldiysen çoktan kabul ettin demektir, diğer hiçbir şey beni ilgilendirmez." Jimin her zamanki sevecenliğinden uzak buz gibi bir sesle söylediğinde üç adam afalladı.

Jungkook ağzını açmak üzereyken Jin uyarı dolu bir bakışla onu durdurup konuştu. "O zaman gidelim."

•••

Jimin bornozun ipiyle oynarken sıcaklığın getirisiyle mayışmış bir halde gözlerini kapatıp arkasındaki duvara yaslandı. Biraz ilerisinde oturan Jungkook ise saunaya gelmeye itiraz etmesine rağmen oldukça memnun ve rahatlamış gözüküyordu.

Namjoon ve Seokjin karşı tarafta ikilinin hallerini kendince rapor ediyordu. "Hiç konuşmadıkları zaman daha iyi anlaşıyorlar."

Jin onunla konuşma çabasına girmeye çalışan gri saçlı adam göz devirdi. "Ama böyle giderse yakınlaşamazlar. Bir şeyler yapmalıyız."

"Otur oturduğun yerde ve benimle iletişime geçme, seninle herhangi bir şey için birleşmeyi düşünmüyorum. Herkes kendi işine baksın."

Namjoon yanındaki yakışıklılık abidesinin sertçe konuşmasını bile özlemişti. İç çekip arkasına yaslandı, eninde sonunda yalnız kalacaklardı o zaman için bekleyebilirdi.

Jimin gözlerini araladığında alnında terler akıyordu. Bütün kasları o kadar gevşemişti ki ne kadar süredir kendinden geçtiğini bilmiyordu.

Görüşü netleştiğinde bakışları Jungkook'a kaydı. Heybetli vücuduyla genişçe oturmuş bacaklarına uzanan bornozun tenini açıkta bırakmasına neden olmuştu. Sarışın yutkunmadan edemedi. Eğer biraz daha bakarsa cayır cayır yanacaktı.

Yaslandığı duvardan dikleşip yüzüne elleriyle yelpaze yaptı. Şimdiden daha sıcak hissediyordu.

"Sıcaklık fazla mı geldi Jiminssi?" Pürüzlü kadife sesi duyar duymaz kafası yan tarafa döndü. Jungkook bir günaha davet edermişcesine seksi duruyordu. Tek gözü kapalıydı, ince dudaklarında ise sinsi bir gülüş vardı. Göğsünün ve bacak kaslarının birazı açıktaydı.

Jimin içinden çığlık atıyordu ama dıştan bellinetmiyordu çünkü Jeon Jungkook onunla tam şuan oyun oynuyordu. Bilerek yapmıştı.

"Hm, fazla sıcak." Sarışın bacak bacak üstüne atıp bedenini tamamen diğerinin olduğu yöne döndürdü. Terden sırılsıklam olmuş sarı saçlarını geriye atarken iç çekti.

Jungkook eğlencesinin fark edilmesiyle dudaklarını şaklattı. Sarışın en az kendi kadar tehlikeliydi bunu kabul edebilirdi ama asla onu deliler gibi öpmek istediğini kabul edemezdi. Henüz değil.

•••

Jeonk: 😉

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Jeonk: 😉

❤️ 34.657 beğeni 💭 6.979 yorum

-

H: oha birden bu postu gördüm kalbime iniyordu

L: jeon jungkook sen başlı başına günahsın

Y: gözlerim şenlendi 🤤

Ş: keşke bir haber verseydin ciğerimi söktün

U: JİMİNLE ÇIKTIĞINIZI SÖYLEYİN ARTIK DAYANMA GÜCÜM KALMADI

•••

Bölüm sonu

Pek güzel olmadı idare edin 👉🏻👈🏻

Diğer bölümde görüşürüz

𝐃𝐚𝐤𝐚𝐫𝐚𝐭𝐚𝐢 𝐨𝐭𝐨𝐤𝐨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin